''Bir kentin geleceğini o kenti yönetenler, o kentin ileri gelenler ve o kentte yaşanların misyonu belirler''
Bu güzel sözler; Kayseri 'nin 18 yıllık Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'ye ait. ANSİAD'ın olağan toplantısında, ''Kalkınmada yerel yönetimlerin rolü'' konulu bir sunum yapan Özkaseki'yi işadamları dinledi, maalesef davet edildikleri halde yerel belediye başkanlarımız çeşitli mazeretlerle toplantıya katılmadılar.
Aslında Özhaseki konuşmasında siyaset yapmadı. Daha doğrusu mensubu olduğu Ak Parti'nin propagandasını yapmadı.
Kentsel ve bölgesel kalkınmada adeta model olan Kayseri örneğini anlattı.
Kayseri'deki geleneksel ve genetik ticaret yaşamını, Kayseri'de yaşayan ve para kazanan işadamlarının kent için girdiği hayırseverlik yarışını, ortak aklı, paylaşma duygusunu ve kent yararına bir iş yapılacaksa sivil insiyatif başta olmak üzere herkesin köstek olmak yerine nasıl destek olduğunu anlattı.
Erciyes Üniversitesi'nde rektörlük binası hariç tüm kampusun nasıl elbirliği ile Kayseri halkı tarafından yapıldığını, bir yeni daha Devlet üniversitesi kurmakta olduklarını dile getirdi.
Özhaseki, değişimi, kentsel rekabeti, yerel yönetimlerin nasıl kaynak yaratması gerektiğini, en önemlisi de artık her şeyi Devlet Baba'dan bekleme döneminin sona erdiğini, artık kimsenin, '' Devlet nerede?'' diye bağırıp çağırmadığını söyledi.
Erciyes Dağı'na kurmaya başladıkları yeni tesisler, kayak merkezleri ve 21 otelle turizmi nasıl patlatacaklarını anlattı.
Mevcut stadyumu, devletten 10 tesis yapma karşılığı alıp, parselleyip satarak ve kent merkezinde de bir cazibe merkezi yaratarak; biri 33 bin kişilik olimpik stat, biri 8 bin kişilik spor salonu olmak üzere 10 tesisi ceplerinden para harcamadan nasıl yaptıklarını anlattı.
Tıpkı diğer canlılar gibi yaşayan birer organizma olan kentlerin kendi payını artırmak için nasıl mücadele verdiklerini, bu mücadele geri kalan kentlerin nasıl öldüklerini anlattı. Bu anlamda yerel yönetimlerin de değiştiğini; üstelik bu değişimin çok hızlı ve çok boyutlu olduğunu dile getirdi.
Kendi belediyesine aynı partiden olmaları nedeniyle bir ayrıcalık tanınmadığını, kendi kaynakları kendi iç dinamikleri ve kredi yolu ile elde ettiklerini anlattı.
At arabalarının yerine, raylı sistemin tüm kenti nasıl ağ gibi ördüğünü anlattı...
40'ın üzerinde gecekondu mahallesini yine hiç para harcamadan hak sahiplerine yeni binalar yaptırarak nasıl yok ettiğini anlattı.
Mehmet Özhaseki, bir saati aşkın konuşmasında daha neler anlattı neler...
Ama o'nu sadece işadamları dinledi. Yerel yöneticilerimiz yoktu...Oysa onların olmasını isterdim.
Her konuda rant meselesini ön planda tuttuğumuz için stadyumun neden yapılamadığını onların anlatmasını isterdim.
Özhaseki'nin Avrupa Basketbol Şampiyonası için teşekkür ettiği Antalya'nın, o spor salonunu neden yetiştiremediğini, ya da yapmadığı konusunda ilk ağızdan bilgilenmek isterdim.
Durup dururken, ulaşımdaki kartların değiştirilerek vatandaşın sırtına neden bir kambur daha eklendiğini öğrenmek isterdim.
Önceki yönetim döneminden yarım kalan yatırımların neden kaderine terk edildiğini, bu yatırımlar yüzünden belediyemizin kaç para ceza ödediği, kaybettiği davalar sonucu ne kadar tazminat, ne kadar mahkeme masrafı ödediklerini, hangi şirketlerin bankadaki paralara tedbir koyduğunu da duymak isterdim.
Görevde kaldıkları süre içinde cadde güzelleştirmek dışında hangi yatırımı bitirdiklerini kulaklarımla duymak isterdim.
Borç edebiyatı yapıp, kasada para kalmadığını söyleyip ASAT'ın kazandığı paralarla yapılan işleri merak ettiğim için ne kadar borçlanıldığını, Büyükşehir'in yatırım virtüyözü olan Antepe'nin bugüne kadar hangi dış krediyi aldığını öğrenmek isterdim.
Ben de daha çok şeyi bilmek isterdim. Ortak aklın neden bizim Antalya'ya uğramadığını onlara sormak isterdim. Neden kavga ettiklerini, neyi paylaşamadıklarını, kentin ortak menfaati olan, örneğin Batı Çevre Yolu meselesinde bile aynı partiden insanların neden farklı düşündüklerinin gerçek sebebini öğrenmek isterdim.
Bunları öğrenemedim ama, Kayseri'nin elde ettiği başarının sebebinin Mehmet Özhaseki'nin sözlerinde yattığını da öğrendim:
''Bir kentin geleceğini o kenti yönetenler, o kentin ileri gelenler ve o kentte yaşanların misyonu belirler''