Bu sözler aslında Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın’a ait ama ben bu sözü başka bir konuya adapte edeceğim.
Anadolu Ajansı Muhabiri Fikri Cinokur, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İl Özel İdaresi kaynaklarından Antalya'daki taşınmaz kültür varlıklarının bakım ve onarımı, altyapı çalışmaları ve arkeolojik kazılar için ayrılan ödenekle ilgili bir haber hazırlamış.
Okuyunca bir Antalyalı olarak üzüldüm. Üzülmemek elde değil. Bakanlık tarafından 2010 yılında harcanmak üzere ayrılan 75,9 milyon TL ödeneğin sadece 31 milyon 194 bin 346 TL'sinin kullanılmış olması beni üzen.
Yıllardır bakanlığın bu işler için Antalya’ya az ödenek ayırmasından yakınır, ören yerlerinden sağlanan gelirin Antalya’da kalması için mücadele verirdik. Şimdi ise gelen ödeneğin yarısını bile kullanmadığımız için geri iade ediyoruz.
Bunun sebebini ve mantığını anlamak mümkün mü? Ya da Ankara’dan zengin miyiz?
Peki 31 milyon küsür para nereye harcanmış?
Kültür ve Turizm İl Müdürü İbrahim Acar, harcamaların, taşınmaz kültür varlıklarının bakım ve onarımı, turizm altyapı işleri (yol, kanalizasyon, terfi merkezleri, arıtma tesisleri, derin deniz deşarjları, çevre düzenleme işleri, harita çalışmaları, jeoradar çalışmaları, arkeolojik kazılar, hizmet ve mal alımları, yol yapım çalışmalarında ortaya çıkan su, elektrik, telefon, internet, mobese gibi alt yapı elamanlarının deplaseleri için harcandığını söylüyor.
Bu ödenekle ayrıca Kızılağaç turizm yolu 2,5 kilometre yapımı işi, Antalya - Manavgat - Taşağıl - Denizyaka sahil yolu yapımı, Antalya turistik yolların yapımı, bakım ve onarımı, Belek Boğazkent turizm köprü bağlantı yolu yapımı gibi işlerde yürütülmüş, Müzelerin ihtiyaçları, arkeolojik kazı ve yüzey araştırma ihtiyaçları da karşılanmış…
Side Tiyatrosu ne zaman bitecek?
Bendeniz 31 yıllık Antalyalıyım. Geldiğimde Side Antik tiyatrosunda restore ediliyordu. Restorasyon bitirilemedi. Neden mi ödenek yokluğundan… Side müzesi de benzer.
Ya Perge’ye ne dersiniz? Hayatının büyük bölümünü Perge’ye adayan Prof. Haluk Abbasoğlu ödenek azlığı nedeniyle Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı bir kampanya yürütüyor. Adı, ‘Bir Sütun da Sen Dik’. Kampanya kazılar için bağış toplamayı hedefliyorlar. Aspendos ile birlikte Antalya’nın en önemli iki antik şehrinden biri olan Perge’nin Sütunlu Cadde’sine bu yıl 30 sütunun dikilecek ve 1000 YTL verecek bağışçıların adı sütunlara plaketle çakılacak.
Biz ne yapıyoruz? Prof. Aslanoğlu, 30 sütunu dikebilmek için 30 bin lira toplamaya çalışırken, Ankara’dan zengin Antalya; Ankara’nın “Al harca” diye gönderdiği paranın 44,8 milyonunu, başka bir hesapla Abbasoğlu’nun dikeceği 44 bin sütunun parasını geriye gönderiyoruz.
Üstelik, “Onca bu parayı harcayacak yerimiz ve işimiz varken, biz iyi planlama yapamadığımız için harcayamadık, alın siz harcayın” diye iade ediyoruz.
Anlamak mümkün mü sizce? Bunun bir tek izahı var. Antalya; Ankara’dan daha zengin…
A.Kent’den ricam…
Halkkart iyiydi, kötüydü, doğruydu, yanlıştı bu konulara girmeyeceğim. Yeterince yazıldı, çizildi. Zaten bizi dinleyen yok. Sürekli eleştirilen A-Kent firmasının, kamuoyundan saklanan, sürekli gizlendikleri için tanışma şerefine ulaşamadığımız ve basına açıklama yetkisi olmayan yönetici ve sahiplerinden bir ricam olacak. Tebdili kıyafet kart kuyruklarına girip vatandaşın çektiği çileyi yaşamaları.Belki vicdana gelip, hiç değilse kart dolumu için bayilikler verebilirler.
Bayi bulamazlarsa bir önerim daha olacak. Altın Portakal için Cumhuriyet Meydanına kurulan, Altın Portakal ya da Antalya simgeleri yerine incik boncuk satılan gecekondu büfeyi kullanabilirler.