ANTALYANIN KAHYASI

Başbakan Yardımcısı haklıdır!...

İşte Türk medyasının, daha doğrusu gazetecilerin geldiği nokta bu…Ülkeyi yöneten hükümetin, aynı zamanda basından sorumlu Başbakan Yardımcısının basına bakış açısı açık ve net: Tükürük…

Aslında Başbakan yardımcısı imam kılıklı adamın tükürdüğü gazeteciler sadece o’nu kızdıran haberi yapan gazeteciler değil. Hepimiz… En ustasından, en çırağına kadar bu tükürüğü hepimiz yüzlerimizde hissettik. Hissetmeyen sadece Devletin Basın İlan Kurumu’ndan her yıl milyarları götüren meslek örgütleri…

Peki Yarabbi Şükür deyip sineye mi çekelim bu tükürüğü?...

Tabii ki hayır…

***

Aradan bir zaman geçince daha aklı selim düşündüm. Hele hele benim bu tükürüğü hak etmediğimi de…  Sadece benim mi? Hayır benim ve benim gibi düşünen, sayımız giderek azalsa da diğer gazeteciler de hak etmedi.  Hele hele Anadolu’da artniyet bilmeyen, karın tokluğuna, hatta açlık sınırının altında çalışan binlerce gazeteci de…

 

Ya “Şükür diyenler”!...

Bir zamanlar basının desteği ile tek başına iktidar olan ve ilk sırtını da yine basına dönen rahmetli Turgut Özal hiç değilse bunlar gibi kindar değildi. Zaman içinde yumuşar, patronlarla kavga etse bile gazetecilere her zaman sahip çıkardı. Nitekim bazı söyledikleri de doğru çıktı. Özal Medya’da yeni yeni başlayan tekelleşme konusunda üstü kapalı patronları eleştirirken, bir gün Türkiye’de 2,5 medya kalacak demişti de kendisine inanmamıştık.

Sonra o’nun dediği çıktı. Formül de gayet açıktı:

Tekel medyası (1)+ Dinci Medya (1)+ Ulusalcı Medya (Cumhuriyet 0.5) = 2.5 basın

Şimdilerde bu denklem yön değiştirdi. Ya da medya kılıf değiştirdi. Belki de tekel medyası yerini “iktidarla anlaşan” medyaya bıraktı ve de dinci medya ile aynı amaçlara hizmet etmeye başladı, toplam sayı da bu vesile ile 2,5’dan, 1,5’a indi, kimbilir?...

Fark ediyor musunuz, son zamanlarda sahibi, Maliye Bakanlığı tarafından milyarlarca lira cezaya çarptırılan gazetelerin yayın politikaları ne hale geldi? Kimler geldi, kimler gitti, pardon gönderildi?

Tekel medyasının ikinci kanadındaki gazeteler ve televizyonlar şimdi kimin, ya da kimlerin elinde? Sadece Devletin bankalarından  kendilerine verilen adeta karşılıksız kredi ile ele geçirilen bu gazetelerin yeni patronları ya da vekillerinin kime hizmet ettiğini sanıyorsunuz? 

Ya devletin koca radyo ve televizyonu ne hale geldi? Memlekette sunucu kalmamış gibi türbanlarının üzerine peruk takarak ekranlara çıkan, kendilerinden olan ve olmayan olarak 10 binin üzerindeki çalışanını birbirine kırdıranların amacı nedir sizce?

Sakın bana bunlar bölücülüğü körüklüyor, askeri toplum karşısında küçük düşürüyor, Atatürk’ü ve ilkelerini yok edebilmek için gençliğe yavaş yavaş şerbet enjekte ediyor demeyin…

Onlar halkı bilgilendirmiyor, bilinçlendiriyor…

Onlar basın özgürlüğünü değil, basının bağımlılığı için çalışıyorlar, hatta o da yetmiyor, “Yargı niye bağımsız” diye kavga çıkarıp, yaygara yapıyorlar.

Onlar bu ülkenin en saygın iki kurumu olan asker ve yargıyı yok etmek için işbirlikçiliği görev sayıyorlar.

Onlar muhabirlik yapmıyor muhbirlik yapıyorlar.

Onlar gazetecilik değil, birilerine uşaklık yapıyorlar… 

Onlar ellerinde binlerce sahte dosya, milyonlarca CD’yi siyasal iktidar adına Savcılar ve mahkemeler arasında bavullarla taşıyorlar…

Hatta onlar; daha da ileriye gidip, daha dün, “Dün onlar bizi fişlemişti, şimdi biz de onları fişliyoruz” diyerek biz ve onlar diye ülkeyi ikiye bölen muhterem milletvekilinin çetelesini tutup, bizleri fişliyorlar…

Daha örnek çok…

Aslında aklı- fikri basmak ve basılmak üzerine kurgulanmış, karşısındakileri de kendisi gibi gören, eline almış durmadan sallayan Basından sorunlu Başbakan Yardımcısı’nın tükürdüğü bunlar…

O yüzden haklı Başbakan yardımcımız… Yerden göğe haklı… Bu gazetelerin değil ağızlarına tükürmek sıçmak lazım, sıçmak…

 

Yayın Tarihi
23.02.2010
Bu makale 3128 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Üstadim elinize dilinize saglik halkiyla alay eden bu hatiplerden ve din bezirganlarindan bu millet eninde sonunda kurtulacaklardir bunun baska caresi yok, o yüce makamlarda cumhuriyet tarihinde sapitanlari bu millet cok yasadi hic biri baki olamadi... saygilar.

Sedat Tuac,Almanya 02.03.2010

Öylesine öğütler (3) Tükürme heveslilerine Öyle celãllenip "tu" deme bize/ Yanında yağ çekip gezene tükür./ Baskıyla, tehditle gelmeyiz dize,/ Zulme methiyeler düzene tükür./ Ağzıyla söyledi; fişleyen sizde, Haramı iştahla dişleyen sizde, Recep'le Nebi'yi eşleyen sizde, Önünüze kuyu kazana tükür./ Türk ulusundanız, Atatürk önder, Bunu bilmiyor mu izansız kindar? İstersen kanımı tahlile gönder, Yeter ki insanı ezene tükür. Karanlık, sevmezmiş mumcuyu, mumu, Zalimce ezermiş fırsat buldu mu. Takiyye yaparmış zorda kaldımı, Bunları unutan sazana tükür. Fenerle soyanı gözden kaçırma, Adalete vurup dipten göçürme. Ardından gaz verip şeyhi uçurma, ?Ben oldum? diyerek azana tükür. Hukun başında haklılık gelir, İnsanlar, kurumlar hakla yücelir. Savcılar, hakimler bunları bilir, Adalet içine sızana tükür. Yuh! olsun, haksıza arka çıkana, Yiğide alçakça yafta takana. Kurunun yanında yaşı yakana, Suçsuz insanları üzene tükür. Emek sömürüsü sosyal yaradır, Satanın savanın derdi paradır. İşçiyi zorlama gözü karadır, Ekmek davasına kızana tükür. Haramlar akarsa hep oluk oluk, Cehenneme gider kutsal yolculuk. Birlik bütünlükte kesildi soluk, Ulusal bağları çözene tükür. Nevzat gerçek söyler göze bakarak, Halka yol gösterir öne çıkarak. Sen, halkın içine nifak sokarak, Sinsice huzuru bozana tükür. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat *Nebi: Peygamber

Nevzat Dağlı 02.03.2010

Adamlar ülkenin hangi sorunuyla ugrasiyorlar yaptiklari bir sey varsa hergün kolluk kuvvetleri yargi rolüyle bir hasta ambulansi gibi sabah aksam gündem degisikligi icin adam toplayip mekik dokuyorlar millette bunlari izlemek zorunda birakiliyor..bakalim bu filim nerede THE END olacak , Coni ´lerden gelecek habere bagli... saygilar.

Sedat Tuac, Almanya 01.03.2010

Sayın Kahya, başbakan yardımcısı ve malum 2 milletvekili danışıklı dövüş yolundalar. Amaçları ise partinin kapatılması. Başbakandan bağımsız kimse konuşamaz. Dış güçlerin yeni senaryosu!?Saygılarımla.

Mehmet çiller 25.02.2010

SEVGİLİ ERDOĞAN AĞABEY, ŞEHİT GAZETECİ VATANSEVER HASAN TAHSİN'İN İZMİR, KONAK MEYDANINDAKİ ANITINI GÖZLERİNİN ÖNÜNE GETİR... TAMAMIYLE BELGESEL GAZETECİLİK YAPAN RAHMETLİ UĞUR MUMCU, ABDİ İPEKÇİ, ÇETİN EMEÇ'İ DÜŞÜN. ONLARIN DÜZENBAZLARA KARŞI VERDİKLERİ AMANSIZ MÜCADELEYİ DÜŞÜN... ELBETTE KEM SÖZ, KÖTÜ SÖZ SAHİBİNİDİR. NE VAR Kİ DİLİNE MUKAYYET OLAMAYANLAR: "ÖZÜR DİLEMEK DE ERDEMLİLİKTİR." lakırdıları ediyor. Geçsinler o martavalları.özür bir kez olur. ikinci kez tekrarına YANLIŞ denir. ATALARIMIZ: "BIÇAK YARASI GEÇER, DİL YARASI GEÇMEZ."DEMİŞLER. NE GÜZEL SÖZ... ANCAK ADABI OLANA, AKIL VE NİZANI OLANA... ANADOLU'YA FIRTINA BİÇMEK İÇİN RÜZGAR EKİYORLAR...AMA BU MİLLET ELİNE,DİLİNE, BELİNE MUKAYYET OLMASINI BİLİR. OYUNA GELMEZ, TAHRİKLERE KAPILMAZ, AKLI ZİYAN DAVRANMAZ. TOHUMU BİZANS OYUNU, NİFAK OLANLAR İYİ DÜŞÜNMELİDİR. POLİTİKADA YAPILAN YANLIŞLAR BUMERANG GİBİDİR...YANLIŞI YAPANI BULUR VE VURUR. NAMUS VE ŞEREFİYLE GÖREVİNİ YAPAN, SATILMAYAN GAZEETECİ ARKADAŞLARA SELAM , KALEMİNİ SATANLARA DA YAZIKLAR OLSUN. ASLA UNUTMASINLAR Kİ YERYÜZÜ İNSANININ BİR GEREÇEĞİ VARDIR Kİ DÜNYA DURDUKÇA HÜKMÜNÜ DE SÜRDÜRECEKTİR. DERLER Kİ: "kalem kılıçtan keskindir!" BU SÖZ HALKININ MENFAATLERİNİN HER ZAMAN YANINDA OLAN GAZETECİLERE CESARET SÖZÜDÜR. BASININ EMEKÇİLERİNİ YÜREKTEN SEVİYOR VE SAYGI DUYUYORUZ. ONLAR OLMASAYDI; İĞRENÇ DÜZENBAZLARI, İHANETÇİLERİ, ALLAH VE DİNİ SİYASİ RANT OLARAK GÖRENLERİ,YALAKALARI, KIYAKÇILARI, GAFLET VE DELALET İÇİNE DÜŞENLERİ, ŞAKŞAKÇILARI TANIYABİLİR MİYDİK?  Namuslu gazetecilerin kalemlerinin ucundan ışık damlamalı... Karanlığımızı aydınlatmalılar. Kem söz sahipleri bilsinler ki artık: SÖYLEMLERİ HOŞ BİR SEDA OLUP KALMIYOR BAKİ OLAN BOŞ KUBBEDE... SEVGİLİ ERDOĞAN AĞABEY ÖFKEYİ KINDA TUTMALI, YANLIŞA YANLIŞ TAVIR KOYMAMALI. BU ÜLKE ÇOK BİZANS OYUNU GÖRDÜ... ÇOK ASTIĞIM ASTIK KESTİĞİM KESTİĞİ TARİHİN KARANLIĞINA GÖMDÜ... MİLLETİMİZ HER ŞEYİN FARKINDA.... KÜFÜRÜN DE, ŞAKŞAKÇILIĞIN DA, KIVIRTMANIN DA, AYAK OYUNLARININ DA FARKINDA... GÜNÜ GELDİĞİNDE DEMOKRATİK HAKKINI ANASININ AK SÜTÜ GİB KULLANIRKEN, KÜFÜRBAZLIĞINDA ANADOLU TOPRAKLARINDA SÖKÜLÜP ATILACAK AYRIK OTU OLDUĞUNU KANITLAYACAKTIR. SEÇİM SANDIĞINDA, CESUR YÜREĞİYLE.... SAYGILARIMLA...ŞAHİN AKÇAP

ŞAHİN AKÇAP 24.02.2010

sizin yazdıklarınızı, düşüncelerinizi hep beğeniyle izlemek-katılmakla birlikte bu yazınızı özellikle kutlamak istedim, ÇİRKİN VE ÇİRKEFLERİN; çirkinliklerine, maruz kalmaktan üzülen gazetecileri duygularında yalnız bırakmamak ve haklı tepkiselliğinizi desteklemek için....

24.02.2010

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!