Siyasi transferler

Son dönemlerde başta bağımsızlar olmak üzere bazı belediye başkanlarının parti değiştirebilecekleri yolunda duyumlar var. Futbolda transfer mevsiminin sonuna gelinirken, siyasi transfer dönemi açılacak gibi görünüyor.

Kulislerde en çok Kemer Belediye Başkanı Hasan Şeker’in AKP’ye transferi konuşuluyor. Bilindiği gibi ANAP’ın Antalya’daki iki simge belediye başkanından biri olan Hasan Şeker, istikrarını koruyamamıştı. Diğer simge olan Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu, partisinin içinde bulunduğu tüm sıkıntılara, geleceğe yönelik ışık görünmemesine rağmen yerinde durdu. “Taş yerinde ağırdır” dedirtti.

İktidar partisine mensup olmadan da başarılı belediyecilik yapılabileceğini gösterdi , göstermeye de devam ediyor.

Hasan Şeker ne yaptı? 22 Temmuz seçimleri öncesinde ani bir kararla CHP’ye geçti. Herhalde CHP’nin iktidar yada iktidar ortağı olacağını tahmin etti. Tahmini tutturamayınca da

İstifa edip bağımsız oldu.

Bu transferden kimse kazançlı çıkmamış oldu. Şeker’in katılımı CHP’ye genel seçimlerde katkı yapmadı. Bilinçli seçmen bu transferi onaylamadığını gösterdi.

Hasan Şeker’in yerel seçimler arefesinde AKP’ye katılımının, aynı sonucu vereceğini düşünüyoruz. AKP yöneticileri, tabanlarına bunu zor anlatırlar. Üstelik Hasan Şeker ile uzun süredir arası limoni olan AKP’nin Kemer bölgesindeki güçlü ismi, Tekirova Belediye Başkanı ve GATAP Başkanı Yusuf Üras’ı kırmış olacaklar. Sahi bu durumu Üras’a nasıl açıklayacaklar.

Kent merkezinde ise ikide bir Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in partisi CHP’den ayrılıp AKP’ye katılacağı konuşuluyor. Sayın Böcek nedense ortaya çıkıp, “Yok böyle bir şey” demiyor. Sanki bu söylentilerden memnun oluyor gibi hava oluşuyor.

Böyle bir transfer ne AKP’ye, ne de Böcek’e yarar. AKP, kendi tabanını, başkan adayı olmak isteyen güçlü isimlerini küstürmekten başka işe yaramaz. Olayın etik tarafı da başka bir tartışma konusu olur. Bizde zaten böyle bir gelişmeye ihtimal vermiyoruz.

İdeal olanın belediye başkanlarının seçildikleri partiden dönemlerini tamamlamaları olduğu görüşündeyiz.

Beldelere umut ışığı mı?

Bu yıl başında çıkarılan, “5747 sayılı Büyükşehir Belediye Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun” ile, Antalya’dan 25, Isparta’da 22, Burdur’da 15 belde belediyesi kapatıldı.Yeni ilçe kurulması yüzünden kent merkezinde kapatılan 9 belde belediyesi bunun dışında. Onları da katarsak Antalya’da kapatılan belediye sayısı 34 oluyor.

Yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne CHP tarafından açılan dava sürüyor. Genel beklenti, kanunun yeni ilçelerle kurulması ile ilgili maddelerinin geçerli sayılıp, kapatılan belde belediyelerle ilgili olanların iptal edilmesi şeklinde.

Böyle olursa, Antalya’da yeni kurulan 5 ilçe konusunda sıkıntı olmayacak. Ama kapatılan belde belediyelerinin kabusu sona erecek.

Kulislerde Anayasa Mahkemesi Raportörü’nün, belde belediyelerinin kapatılmasına karşı görüş bildirdiği konuşuluyor. Bu görüşün, sağlam hukuki temellere dayandırıldığı belirtiliyor.

Durum böyle ise Antalya’da 25, Isparta’da 22, Burdur’da 15 olmak üzere Türkiye genelindeki 863 belediye kapatılmayacak demektir. Kapatma kararının ardından kan ağlayan beldelere bundan iyi müjde olamaz. Bizde bu haberin doğru çıkmasını umuyoruz. Avrupa’da olduğu gibi belediyelerin kapatılmasında belirleyici orada yaşayanlar olmalı. Hiçbir belediyenin hakkı, nüfusu düşse bile elinden alınmamalı. Ancak bundan sonra kurulacak belediyelerde 5 bin nüfus aranmalı.

Bu olayın belki tek sıkıntılı tarafı Anayasa Mahkemesi’nin kararının gecikmesi. Çünkü kapatılacak beldelerde ciddi bir boşluk söz konusu. Bazı beldelerde başkanların makamlarına uğramadığı haberleri geliyor.