Öyle görünüyor ki Antkart olayı daha çok su kaldıracak. Yerel seçimlere kadar muhalefetin, iktidara, özellikle de Menderes Türel’e karşı en önemli kozu olacak.
Antkart’ta muhalefeti artık ağırlıklı olarak CHP Merkez İlçe Başkanı Yıldıray Sapan yürütüyor. Konuyu gündemde tutan Sapan, nerede ise her hafta yeni bir belge açıklıyor. Bu arada “Rantkart” dediği sisteme şimdi de “Asrın Vurgunu” tanımlaması yapmaya başladı.
Her ne kadar Antkart yetkilileri, sistemin Antalya’da, diğer örneklere göre, en az tartışma ve sıkıntı ile yürüdüğünü söyleseler de durum hiç öyle değil. Antkart bir türlü yerine oturmuyor. Sürekli sorun üretiyor. Muhalefete malzeme çıkıyor.
İşte son örnek, Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı UKOME’nin (Ulaşım Koordinasyon Merkezi) otobüs ve minibüslere koyduğu duyuru. Bu duyuruya göre toplu ulaşım araçlarında biletsiz yakalanırsanız, 20YTL para cezası ödeyeceksiniz. Bu yüzden yolculuk sonuna kadar biletinizi kaybetmemeniz gerekiyor.
Böyle bir denetimi kim yapacak? Duyuru belediyeden geldiğine göre zabıta ya da diğer resmi görevliler olmalı.
Bu noktada muhalefet tepki veriyor. CHP Merkez İlçe Başkanı Yıldıray Sapan, “Belediye, ihale ile özel şirkete verilen sistemin bekçisi mi? Durum böyle ise niye bu ihale yapıldı?” diye soruyor.
Durum böyle ise ortada tartışmalı bir durum var. Antkart şirketi, otobüs ve minibüsçülerin cirosundan yüzde 11 (artı KDV) alıyor. Belediyeye bu yüzde 11’lik paydan sadece yüzde 2’sini veriyor. Şimdi belediyenin resmi görevlileri yüzde 2’lik payları için mi bilet kontrolü yapacaklar. Yüzde 9’luk aslan payını alan Antkart şirketi bu arada ne yapacak? En azından masraftan kaçmış, belediyeyi taşeron gibi kullanmış olmayacak mı?
Bu işin savunması, “İhaleyi alan firmanın ceza kesme yetkisi yok” diye açıklanabilir. Ama bu açıklama tartışmaları bitirmez.
İzmir- Antalya kıyası
CHP Merkez İlçe Başkanı Yıldıray Sapan, dünkü basın toplantısında bir belge dağıttı. Bu belgeye göre, İzmir’de toplu ulaşımda kart uygulaması yapan firma, Menderes Türel’den benzer sistemi Antalya’da kurmak için yardım istemiş..
Türel, firmanın bu desteği istediği tarihte (24 Mart 2003) belediye başkanı değil, ATSO Başkanı. Firmanın mektubuna bakılırsa, Türel ile daha önce bu konuda görüşmeleri olmuş. Görüşmenin yeri muğlak. Firma yetkilisi büyük olasılıkla ATSO Yönetim Kurulu toplantısına katılarak, İzmir’de uyguladıkları Kentkart adlı sistemi tanıtmış. Mektupta, Türel’den sistemi Antalya’da uygulamak için belediye başkanından (Bekir Kumbul’dan) randevu alınmasını rica ediyor.
Yıldıray Sapan, “CHP’li belediye buna yanaşmadı ama Türel’in kafasında sistemi kurmak için ışık o zaman yaktı” diyor.
Biz de o döneme tanıklık ettik. Büyükşehir yönetimi, sadece özel halk otobüslerinin yenilenmesi, klimalı olması için çalışma yapmakla yetindi. Önceden özelleştirilen halk otobüslerine kart sistemi getirmeye kalkışmadı.
Şimdi tartışılan Antkart sistemi, Başkan Türel’in kafasına daha o zaman (seçilmeden bir yıl önce) girmiş olabilir mi? Olabilir görünüyor. Sorun İzmir’deki sistem ile Antalya’dakinin ne kadar benzediği. Toplantıya katılan habercilerle birlikte bunu Yıldıray Sapan’a sorduk. Bir nokta da “İzmir’de CHP’li belediye bunu yapıyorsa, Antalya’da AKP’li yapamaz mı? Neden yanlış olsun” demeye getirdik.
Sapan,sistemin farkını anlattı. “İzmir Büyükşehir Belediyesi, sistemi sadece kendisine ait araçlarda kuruyor. Firmaya verilen komisyon sadece binde 8” dedi. Cironun yüzde 99.2’sinin belediyeye kaldığını söyledi.
Antkart’a verilen yüzde 11, İzmir’deki binde 8 ile kıyas kabul edilemeyecek kadar yüksek. Bu nedenle can yakıyor. Tartışma yaratıyor. Herhalde İzmir’de bu yüzden kavga yok.