Geç kalan tepki

Meltem Mahallesi sakinleri, dün 100. Yıl Projesi’ne tepki için eylem yaptılar, “Sivil tepki” denilen şey bu olsa gerek. Bıçak kemiğe dayanmış olacak ki, gözlerinden şimşekler çakarak sokağa çıktılar. Katılımcıların nicelik ve niteliği de doyurucu orandaydı. “Bu kadar da olmamalı, bu kadına izin verilmemeli” yazılarının olduğu pankartta, 40 bin metrekarelik ticari alanda iki adet gökdelen resmi yükseliyordu. Meltemliler, “Kaç kat olacak” diye sordukları gökdeleni 50 kata yakın yükseklikte çizmişler.

İşin püf noktası da burası. Şimdiye kadar Büyükşehir’den kamuoyuna gösterilen çizimlerde sadece stadyum ve spor salonu vardı. Nedense gökdelenin olduğu ticari alan yeşil saha gibi gösteriliyordu. Meltemliler, oraya gökdelenleri koyunca, “takke düşmüş kel görünmüş”.

Bodrum katlarındaki derinliği ile yer üstündeki yüksekliğini kimsenin bilmediği, yatırımcının keyfine bırakıldığı gökdelenin olası görüntüsü ürkütücü. Üstelik bu belki de gerçeğinden hayli küçük çizilmiş.

Meltemlilerin bir yanılgısı daha var. Büyükşehir’in gösterdiği çizimlere aldanıp 30 bin kişilik stadyum ve salon sanki yerden bitme. Bir ağaç boyu yükseklikte bile görünmüyorlar. Oysa bunların yüksekliğinin en az çevredeki binalar kadar olduğu bir gerçek.

Bölge sakinlerinin eylemini Akdeniz Üniversitesi ve Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu da destekliyor. Bu arada imza kampanyası da yapılıyor. Ama bu sivil tepki oldukça geç kaldı. Bugün bağıran Meltemlilerin büyük çoğunluğu aylarca, yıllarca sustu. Belki aralarında proje ile rant kazanacaklarını düşünenler vardı. Birçoğu da başkalarının verdiği mücadeleyi, açtığı davalara güvendiler.

Ama iş makineleri 100. Yıl Spor Kompleksi’ni yıkmaya başlayınca acı gerçeğin farkına vardılar. Pazar dahil günde 16 saat çalışan yıkım araçları onları çok geç de olsa uyandırdı. Onların tepkilerine saygı duyuyoruz ama keşke bunu daha organize şekilde gösterselerdi. Antalya’nın en değerli yeşil alanına ve amatör spor komleksine aylar, yıllar önce sıkı sıkıya sarılsalardı. Onu ranta kurban ettirmeselerdi.

Gene de geç de olsa başladıkları mücadelede onlara başarı diliyoruz.

Amatörlerin acı günü

100. Yıl Spor Kompleksi’nde yıkım sürüyor. Yüzme havuzu inşaatı yıkıldı. 12 trilyon lira toza toprağa gömüldü. Sporun anası atletizm için yapılan Türkiye’nin sayılı tartan pistlerinden biri toz duman edildi. Şimdi her yaştan amatör futbolcuların spor yaptığı sahalara sıra geldi. Dün iş makineleri harıl harıl amatörlerin ünlü 2 No’lu Sahası’nı yok ediyordu.

Amatör sporun mabedi olan 100.Yıl artık tarih oldu. Orada spor yapmış yada çocuğunu getirmiş on binlerce Antalyalı için acı bir gün. Amatör spora gönül verenlerin acısı ve tepkisi daha büyük. “Mabedimiz yıkılıyor. Amatör kulüplerin kendi çabaları ile, binbir zorlukla yaptırdığı soyunma odaları kaldırılıyor. Kızıltoprak’ta kulüplerin soyunma odaları yok. Miniğinden amatörüne kadar yüzlerce futbol takımı, Kızıltoprak’taki sahalarda bulunan 4 soyunma odasını nasıl kullanabilecek? Amatör spora, futbola büyük darbe vuruldu. Çok sayıda kulüp kapısına kilit vurur” diyorlar.

Şenol Güneş’i yetiştiren, şu anda Antalya’da yaşayan, yaşı 70’i aşmasına rağmen halen amatör futbolun içinde olanı Trabzonlu Hatay Yurdakul, “Amatör sporcuların tesisleri, sahaları halkın ulaşabileceği yerlerde, kent merkezlerinde olur. 100. Yıl gibi semt sahasını kapatmanın izahı yoktur” diyordu.

Yaşlı futbol adamı yanılıyor. Bunun izahı var. O da rant. Ne yazık ki acı gerçek bu.

100. Yıl’daki yıkım bizi de üzdü. Spor muhabirliğimiz döneminde Antalyaspor, Yolspor, Ormanspor profesyonel futbol takımları ile yüzlerce amatör takımın, okul takımlarının antrenman ve maçlarını orada takip ettik. 100. Yıl’ın uzun yıllar tozunu yuttuk. Güneşinde yanıp, yağmurunda ıslandık. Sahaları bozan iş makinelerini görünce boğazımızda bir şeyler düğümlendi. Özellikle yapımını yakından izlediğimiz tartan atletizm pistine ayrıca üzüldük. Yazık, çok yazık