Susuzluk ortak sorunumuz haline geldi. Susuzluk ile ilgili iç karartıcı haberleri duymadığımız gün olmuyor. Özellikle temiz içme suyunun önemi giderek artıyor.
İçme suyu ile ilgili projeleri önemsemek zorundayız. Kayıp ve kaçakları en aza, mümkünse sıfıra indirmemiz gerekiyor. Projelere titizlik gösterilmeli. Hatırlı yüklenicileri kollamak için titizlikten vazgeçilmemeli.
Bu kapsamda Gebiz İçme Suyu Projesi’ndeki iddialar hiç hoş değil. Yeni döşenen boruları, ihale şartnamesinde belirtildiği gibi kum ve çakıl yerine, ucuz olsun diye taş ve toprakla örterseniz büyük sıkıntı doğar. SABAH Akdeniz’de yayınlanan haberden sonra yetkililerin bu konuya el atacaklarını sanıyoruz.
Su ile ilgili bir yakınma da Akseki’den geldi. Buna yakınma demek hafif kalacak. Feryat demek daha doğru.
Aksekililer, yasal sorunları çözülen içme s uyu projesine bir türlü başlanmamasına tepkili. Değirmenlik kaynağından ilçe merkezi ile 14 köye su getirecek projenin gecikmesini sorguluyorlar. Sırası ile kaymakamlığa, İl Özel İdaresi’ne ve Antalya Valiliği’ne sitemleri var. “Akseki ve köyleri susuz. Kuyulardan kurtlu su içiyoruz. Kaynak boşa akarken bu çileyi neden çekiyoruz” diyorlar.
Aksekililerin verdiği bilgiye göre, yetkililer 22 Temmuz’da -yani dün- çalışmaların başlayacağını söylemişler. Ama ses çıkmamış.
Başta valilik olmak üzere yetkililerin Aksekililere bir şeyler söylemesi, daha doğrusu projenin başlaması için net tarih vermesi gerekiyor.
Akseki’den gelen feryada kulak versinler. Bizden duyurması.
Merkez sağdaki bekleyiş
DYP ile Anavatan arasındaki birleşme fiyaskosundan sonra merkez sağdaki dağınıklığın sonucunu 22 Temmuz seçimlerinde gördük. Aradan geçen bir yılda merkez sağda toparlanma olmadı. Şimdi Abdullatif Şener’in hareketi izleniyor. Acaba Şener, merkez sağı toparlayabilecek mi? Bu ciddi bir soru işareti.
Bu arada Mesut Yılmaz ve çevresindekiler bir şeyler yapacak mı? Ya da Mesut Yılmaz ile Abdullatif Şener ekibi arasında birliktelik olacak mı? TOBB ve TÜSİAD bu işin bir yerinde yer alır mı? Bunları da bekleyip göreceğiz.
Önümüzdeki erken seçim olasılığı bulunduğuna göre oluşumların hızlı olmasında yarar var.
Antalya cephesinde ise Anavatan sanki uykuda gibi. Herhalde seçim yaklaşırken uyanacaklar. DP ise malum iç tartışmalarla boğuşuyor. Bu arada birde birleşme sürecinde feshedilen DYP’nin yerini alan yeni bir DYP çıktı. Bu partinin yeri bilinmiyor ama bir il başkanı atandığı duyuldu. Örgütlenebilecekler mi belli değil.
Ahmet Kiştin ve arkadaşlarına dikkat
DP’deki görevlerinden ayrılan Ahmet Kiştin ve arkadaşlarının ise güçlü bir ekip olarak gelişmeleri bekledikleri görülüyor.
Kiştin ve arkadaşlarının kent ve ülke gündemini yakından takip ettikleri, zaman zaman toplanıp durum değerlendirmesi yaptıkları biliniyor. Antalya ve ilçelerinde etkili bir grupları olduğu gözlerden kaçmıyor.
DP’deki aktif görevlerinden ayrıldılar ama politikadan kopmadılar. Süleyman Soylu yönetimindeki DP’den umutları kalmadığı görülüyor. Bu yüzden DP dışında merkez sağdaki oluşumları da izledikleri anlaşılıyor.
Politikada hayli deneyim kazanmış, kent sorunlarını iyi bilen, yakından takip eden bu ekibin aktif siyasetin dışında kalması sonuçta bir kayıptı. Bir an önce, aktif siyasete dönmeleri gerekiyor. Ahmet Kiştin ve ekibinin destekleyeceği oluşum, Antalya’da yabana atılmayacak bir güce ulaşacaktır. Gücüne güç katacaktır. Bakalım bu ekip nasıl bir yol izleyecek.