Dünya Bankası ve İMF politikaları sonucu Türk tarımının girdiği çıkmazı hepimiz görüyoruz. “Üretime dönüm başına para verelim” uygulamasının acı sonuçlarını yaşıyoruz.
Elbette bu uygulamadan Antalya da nasibini bir şekilde aldı. Aksu’daki, Boztepe’deki üretme çiftlikleri, sektör dışından gelen hatırlılara kiralandı. Keşke buralar organize tarım bölgesi yapılsaydı. 3-4 bin dönümlük bu araziler doğru değerlendirilseydi. Kömürcüler Köyü’nde 300-500 dönümlük arazi için kıyametler kopmamış olurdu.
Ama Antalya’da tarım adına iyi işler de yapılıyor. Antalya, örtüaltı tarımda bırakın Türkiye’yi, Avrupa’ya, dünyaya örnek olacak atılımlar içinde. Artık Antalya’dan, “Altından pahalı ithal tohum kasalarda saklanıyor” haberleri yapılmıyor. Çünkü üretici tohum yerine fide kullanıyor. Fidenin üretim merkezi Antalya. Tohuma göre fide alıp ekmek daha karlı. Çünkü fideler, steril ortamda, virüssüz olarak üretiliyor.
Fideciliğin Türkiye’deki öncülerinden biri Hasan Ünal’dır. Hasan Ünal, bugün Türkiye’nin değişik bölgelerine fide gönderiyor. Artık ihracata da başladı. Uzun süre ağabeyi Hasan Ünal ile birlikte çalışan Ertuğrul Ünal da, artık bağımsız olarak aynı sektörde yoluna devam ediyor. Ortakları ile birlikte seralar için arı üreten Ertuğrul Ünal, fideciliğe de soyundu. Serik Abdurrahmanlar’da modern fide üretim tesisleri kurdu. Emek yoğun sektör olan fidecilik Antalya için turizm kadar önemli. Antalya tarımına yeni bir soluk getiriyor.
Bakliyat krizinden sonra değeri daha iyi anlaşılan tarım sektörüne yatırım yapan Ertuğrul Ünal’ı ve takım arkadaşlarını kutluyoruz.
AKSA suyu soğutacakmış
AKSA firması, arkasına aldığı güçlü destekle Kovanlık’ta tarım ve mera arazisi üzerinde doğalgaz dönüşüm santralı yapımını sürdürüyor. Bu arada inşaat başlamadan yapılması gereken işlemler arkadan geliyor. Toprak Korumu Kurulu firma lehine görüş değiştiriyor. ÇED Raporu alınıyor. Bu gidişle inşaatın başlamadan almaları gereken ruhsatı, tesis biterken alacaklar gibi.
Firmanın Antalya kent içi tarımını besleyen DSİ kanallarındaki suyu kullanması halinde, Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü ile tarım alanlarını olumsuz etkileyeceğini dile getirdik. Kanaldaki su yaz aylarında 10-15 derece arasında ısıya sahip. Santraldan çıkan su ise herhalde 50 dereceye yakın olacaktır. Yerel gazetelerimizden birindeki açıklamaya göre, firma santraldan çıkan suyu soğutarak kanala verecekmiş. 50 derece civarındaki sıcak suyu eski haline nasıl getirecekler merak ediyoruz. Acaba içine buz kalıpları mı atacaklar. Bu açıklama hiç inandırıcı gelmedi.