Burası Türkiye

Sağlıklı bir planlama sonucu, çevreye zararı olmayan, yer seçimi doğru yapılmış yatırıma “hayır” demek mümkün mü? Siyaseten karşı çıkanlar bile sırıtır. Taraf ve yandaş bulamaz.

Döşemealtı’nda inşaatı süren AKSA firmasının doğalgaz çevrim santralı böyle mi? Kesinlikle değil. Her şeyi bir kenara bırakın yer seçimi kesinlikle yanlış. Tarım toprakları, yeraltı su kaynakları riske atılıyor.

Santralın kurulmakta olduğu çok verimli arazinin yanı sıra yüksek gerilim hatlarının geçeceği birinci sınıf tarım arazileri heba ediliyor.Yatırımın olduğu bölgede arazinin değerinin artması beklenir. Oysa doğalgaz çevrim santralinin kurulduğu bölgede tersi yaşanıyor. Hatta yüksek gerilim hattının geçtiği güzergah boyunca arazilerin değerinde belirgin bir düşüş söz konusu.

Bölgede arazi alan bir vatandaşın durumu ise tam bir kara mizah örneği. Hikaye ise şöyle:

Uzun yıllardan beri Antalya’da çalışan, Burdur kökenli bir diş hekimine, ABD’de yaşayan kızı birkaç yıl önce biriktirdiği parasını gönderir. Bununla Antalya’da bir arazi almasını ister. Özlemi, bir meyve bahçesi kurmak, yaz aylarında Amerikalı eşi ile birlikte burada toprakla uğraşmaktır. Belki de gelecekte buraya yarleşecektir.

Antalyalı diş hekimi de Döşemealtı bölgesini dolaşır, Selimiye Köyü’nde 100 bin dolar ödeyerek 10 dönümün üzerinde bir arazi alır. Çevresini çitle çevirir. Sondajla birkaç metre derinlikten sulama suyunu temin eder. Burasını nar bahçesi haline getirmek için kolları sıvar. Böylece kızına sürpriz yapacaktır. Aradan bir yıl bile geçmeden araziye 200 bin dolar teklif edenler olur. Yani arazi iki yılda değerini ikiye katlar. Doktorumuz, kızının parasını iyi değerlendirdiği için mutludur.

Ama birkaç ay önce senaryo tersine döner. Kabus dolu günler başlar. Selimiye Köyü’nde hiç hesapta olmayan doğalgaz çevrim santralı inşaatı başlar. Herkes şaşkınlık içindedir. Diş doktoru da meyve bahçesine birkaç yüz metre ötedeki santral inşaatına kuşku ile bakar. Ama asıl tehlikenin farkında değildir. Kızının geleceğine yatırım olsun diye yapmak istediği nar bahçesinin her iki tarafından santralın enerji nakil hatları geçmektedir. Danıştığı uzmanlar, oluşacak elektromanyetik dalgalar yüzünden burada meyve bahçesi kurulamayacağını, sağlıklı ürün alınamayacağını söyler.

Zaten bölgede arazi değerleri hızla düşmeye de başlar. Santral inşaatı başlar başlamaz, 20-30 bin YTL olan arazilerin dönümü bırakın yarı yarıyı beşte birine iner.

Antalya’da iyi tanınan diş hekimi, isminin duyulmasını bile istemiyor. Kızına ve Amerikalı damadına bunu nasıl izah edeceğini bilemiyor. Onlardan utanıyor. “Birkaç ay önce bölgede böyle projenin olmadığını, birilerinin ruhsat bile olmadan inşaata başladığını nasıl söylerim. Buna ben bile görmesem inanmazdım” diyor.

Diş hekimimiz üzülmekte son derece haklı. Tek çaresi hepimizin kanıksadığı durumu vurgulamak. “Burası Türkiye, olur böyle şeyler.”