Okul arkadaşım Ümit Aktan’ı sizlere anlatmak istiyorum…
21 Ocak 1949’da Aydın Nazilli’de doğmuş,
07 Ağustos 2025’te Bodrum Muğla’da vefat etmiştir.
Ümit Yusuf Aktan, ailenin tek çocuğudur.
Dokuz yıl Galatasaray Lisesi’nde yatılı olarak okumuş,
İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Gazetecilik Yüksek Okulu’ndan mezun olmuştur.
Okulumuz, köklü tarihiyle uzun yıllara uzanan bir geçmişe sahiptir.
16 Ocak 1883’te, “Hamidiye Ticaret Mekteb-i Âlîsi” adı altında kurulmuş, Maarif Nazırı Tahir Paşa tarafından öğrenime açılmıştır.
Tarihi süreç içerisinde çok büyük gelişme göstermiştir.
1982 yılında 41 sayılı kanun ile “Marmara Üniversitesi” adını almıştır.
Bizim mezun olduğumuz okul da “Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi” adını alarak kendi alanında öncü bir fakülte olmuştur.
Bizim gazetecilik okulunda, yaşamın içinde, yaşam savaşı veren öğrenciler çoğunluktaydı.
Ben de onlardan birisiydim.
Okula kaydımı yaptırdım ancak, bir yıl okula hiç uğrayamadım.
Aileme ekonomik destek sağlamak için iş hayatına katılmıştım.
Bu sırada öğrenci arkadaşlarım sınavları vermiş, ikinci sınıfa geçmişlerdi.
Yılın sonunda, okulun kapısından girdim, bir grup öğrenciye yaklaşarak selam verdim.
Beni ilk defa görüyorlardı, ben de onları.
Ümit; uzun boyuyla ilk gözüme çarpan oldu.
İzin alarak durumumu ortaya koydum.
Gruptan Ertan ve Ümit “bu arkadaşımıza hep birlikte yardım edelim” diye seslendiler.
Okunan derslerden bile haberim yoktu.
Bir gün sonra okulda buluştuk.
Arkadaşlar ders kitapları, ders notları ne varsa getirmişler.
Ümit, başöğretmenim oldu.
Benim Fransızcam yok denecek kadar azdı.
Ben Antalya Lisesi mezunuydum. O yıllarda lisan öğretmeni yoktu, dersler boş geçerdi.
Ümit’in Galatasaray Lisesi mezunu olduğunu öğrenince moral buldum.
Bedavadan Fransızca öğretmenim oldu.
Ümit öğretmenin öğrencisi olarak birinci kur sınavı geçtim.
Beni de arkadaş gruplarına dahil ettiler.
On dersten başarı ile çıktık, kalan bir dersten borçlu olarak ikinci sınıfa geçmiş olduk.
Son yıl sınavlarında Fransızca sınavı daha zordu.
Ümit arkasındaki sıraya oturmamı istedi.
Ancak; Fransızca öğretmeni Ümit’i küsüdeki masasına aldı.
Bizim kurgu böylece boşa çıkmış oldu.
Ümit kardeşim yardımların unutulmazdı...
Okulumuz, çok değerli bir öğretim kadrosuna sahipti.
Dönemin en değerli bilim insanlarından ve çok popüler hocalarımızdan oluşuyordu.
Okul müdürümüz;
Prof. Sadettin Tosbi’ydi.
Prof. Sulhi Dönmezer,
Prof. Hüseyin Nail Kubalı,
Prof. Orhan Öztuna,
Prof. Fahrettin Kerim Gökay,
Prof. Reşat Kaynar,
Prof. Nevzat Yalçıntaş
İlk aklıma gelen hocalarımız; onlardan feyiz aldık.
Okul arkadaşlarımız;
Tarık Akan, sinema oyuncusu,
Bülent Ünver, GS’nin en popüler futbolcusu,
Ümir Aktan, Duayen Spor Spikeri, spor yazarı,
Ertan İsbir, Tuz ticareti yapan iş insanı,
Uğur Özkeleş, TRT Antalya Radyo Müdürü,
Osman Vural, İş insanı.
Unuttuklarım beni bağışlasın.
Arkadaşlarımızın çoğu, yaşamlarında başarı hikâyeleri yazdılar.
Ben de iş yaşamından emekli oldum.
Mesleğe dönüp köşe yazıları yazmaya başladım.
Ümit mesleğinde büyük başarılar gösterdi.
Fransızca Lisanına hakim olması büyük avantaj oldu.
1972’de TRT’de başladığı spikerlik kariyeri ekranlara yansıdı.
1975’te Son Havadis spor servisinde görev yaptı.
22 Nisan 1993’te TGRT (Türkiye Gazetesi Radyo Televizyon) Kuruluşunda yer aldı.
TGRT Spor müdürlüğüne getirildi.
Kanal 6’da “Haydi Maça” adlı programın sunuculuğunu yaptı.
Kanal A’da bu programı sürdürdü.
Tercüman, Yeni Şafak ve Türkiye gazetelerinde spor yazarlığı yaptı.
Biz, geçiş dönemi kuşağı olarak, yaşamadığımız bir şey kalmadı.
Öğrencilik hayatımızda, iş hayatımızda her şeyi yaşayarak öğrendik.
Bizim kuşağın sayısı çok azaldı.
Güzel arkadaşlıklarımız oldu.
Güzellikleri paylaştık.
Yıllar önceydi tesadüfen, Ankara Kızılay’da İnegöl Köftecisi’nde karşılaşmıştık.
Kucaklaşmış, anıları tazelemiştik. Yemek paralarını da Ümit ödemişti.
Ümit Aktan
Türk Spor basınında, saygın ve sevilen birisi olarak yerini aldı.
Ümit Aktan; yardımsever kişiliği, zarafeti, bilgisi, üslubu ile hafızalarda iz bıraktı.
Ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
SÖZÜN ÖZÜ;
Bu dünyadan, hoş seda bırakarak gitmek çok anlamlı…