Antalya Bugün okurlarına merhabalar.
Esas memleketim Antalya’ya selamlar. Kendi şehrimin gazetesinde yazmak ve hemşerilerimle buluşmak benim için büyük mutluluk!
İlk yazımda kendimi sizlere tanıtırsam,
Antalya/Aksekiliyim ve şu an Mudanya’da yaşıyorum.
Çalışma Alanlarım
Uzman Aile Danışmanlığı çalışmalarım yanı sıra çeşitli gazete ve dergilerde mesleki ve yakın tarih konularında yazılarım devam etmektedir. TV programları yanı sıra çeşitli kurum, kuruluşlara yönelik seminer, söyleşilerim ve sertifika programlarım olmaktadır.
Bu arada Akseki Eğitim Hayratı Derneği Antalya Şubesi organizasyonu çeşitli konularda seminer ve söyleşiler için Akseki ve Antalya’ya sık gelmekteyim.
Eğitim Bilgilerim
ODTÜ Eğitim Fakültesinden 1982 yılında mezun oldum.
PDR Lisansüstü, “Uzman Aile Danışmanlığı” ve NLP Trainer programını tamamladım.
Kitaplarım
- “Ailemiz ve Biz” kitabım yayınlanmıştır.
Ayrıca
- “Etkili İletişim ve İnsan İlişkileri”
- “Duygu Kontrol ve Rahatlama Teknikleri”
- “Beden Dili & Mikro Beden Dili”
- “Çanakkale, Milli Mücadele ve Cumhuriyetimiz”
- “Atatürk ve İsmet İnönü” başlıklı kitap planıma yönelikyazım çalışmaların devam etmektedir.
İlk orta ve liseyi Konya’da okudum. On beş yıl önce Mudanya’ya taşındım.
Neden Mudanya’yı seçtim?
Mudanya, İstanbul’a feribot ile 75 dk, Bursa’ya 30 km mesafede olması, nostaljik görünümü, korunmakta olan cumbalı ahşap evlerin olduğu sokakları, yüzlerce yıllık zeytin ağaçları, dünyaca ünlü incirleri, balık lokantaları, iyot kokulu deniz havası ılıman iklimi ile şirin bir ilçedir.
İşim gereği ayda birkaç defa günü birlik İstanbul yolculuklarım için, “İstanbul’da yaşam kaosundan kurtulmak” adına “İstanbul’da yaşamadan, İstanbul’u yaşamak” derler buralarda.
Ancak 2006 yılında taşındığımda, Mudanya ilçe nüfusu 30 bin civarı iken şu an kış nüfusu 95 bin, yaz nüfusu 130 bin civarındadır. Bu hızlı artışın en temel nedeni 2014’lü yıllarda yüzlerce yıl korunmuş olan zeytinliklerin imara açılmasıdır.
İstanbul kökenli popüler inşaat firmalarının yamaçta yer alan çoğunluk deniz manzaralı zeytinlikleri, iştahla yağmalaması nedeniyle betona boğulma sürecini yaşadık.
Sonuç ise betonlaşmaya bağlı kısmi nem artmasıdır. Ancak yine de nem oranı güney kıyılarımız gibi boğucu değildir.
Buranın meşhur kuzey doğudan sık esen poyraz rüzgarları havayı serinletir. Tepede yer alan evlerin balkonlarında en sıcak temmuz geceleri dahi ceketsiz oturmak zorlaşır. Bursa’nın kara iklimine karşı, Mudanya iklimi İstanbul gibi ılımandır.
Bugün ilk yazımda kendimden ve yaşadığım yerden bahsetmeyi uygun gördüm. Yazılarımın içeriği genellikle mesleki konular, yakın tarihimiz ve güncel konular ile ilgili olacaktır. Çağdaş, demokratik, laik, bilimden ve barıştan yana olmayı önemsiyorum. Kimliklere saygı ve kimlikçi yaklaşımlara hayır diyorum.
Bugün özet olarak değineceğim iletişim konusunu, sonraki haftalarda birçok konu içerisinde ele almaya devam etmeyi düşünüyorum.
Etkili iletişim ve İnsan İlişkileri
Eğitimci, Yazar, Aile Danışmanlığı ve ticaret ile geçen 35 yılda gözlemim o dur ki, ortaklar, müşteriler, öğrenciler, eşler, kardeşler arkadaşlar arasında en kaotik sorunlar, güçlü iletişim becerileri sayesinde kolayca çözülebilirken, en basit sorunların kaosa dönüşebilmesi iletişimin sağlıksız oluşuyla ilgiliydi.
Güçlü romantik duygularla ve aşkla başlamış evliliklerin çok çabuk tükenebilmesine karşın, görücü usulü ile başlayan evlilik sürecinde sağlanan sağlıklı iletişim sayesinde saygı, sevgi ve güvenden yeni bir aşkın doğabildiğini gözlemledim.
En mutlu, başarılı ve güçlü insanların ortak noktası güçlü iletişim becerilerine sahip olmalarıydı.
İletişimin en önemlisi kendimizle olanıydı. Kendisini tanımamış, kendisiyle çatışmalı olanın diğerleriyle de sağlıklı iletişim içinde olması beklenemezdi.
Konu başlığımız olan “etkili iletişim ve insan ilişkileri” için ilk adım kendimizi tanımamız ve kendimizle aramızın düzelmesi gerekecek.
Kendimizle olan sağlıklı iletişim için, kendimizi tanımak adına duygusal kalıplarımız nedir? Yani nelerden ne kadar korku, üzüntü, öfke, kaygı ve sevinç duygusu yaşarız. Kırmızı çizgilerimiz, güçlü ve zayıf yönlerimiz nelerdir? Düşünce hatalarımızın ve zor yönlerimizin farkında olmamız gerekecek.
İletişimsizlik ve sonuçları
Yapılan araştırmalar iletişimin insan sağlığı üzerinde etkisinin olduğunu göstermektedir. İnsanların birbirleriyle konuşamaması, dinlenilmemesi ve anlayamaması sadece bir iletişim sorunu değil, sağlığımızı da etkilemektedir.
İnsan “biyopsikososyal” bir varlıktır. Sağlıklı insan bedensel, ruhsal ve sosyal anlamda kendini iyi hissedendir. Üç boyutundan birinde yaşanan olumsuzluk diğer iki boyutu olumsuz etkiler.
ABD’de Boston üniversitesinde yapılan bir çalışma eşlerin birbirleriyle iletişim kuramaması, sorunlarını içlerine atması onların ölüm risklerini 4 kat arttırdığını göstermiştir.
Kardiyoloji uzmanı Metin Okuyucu tarafından yapılan “Kalp Hastalıkları, Ölümler ve Evlilik” adını taşıyan bir araştırmada, eşleriyle sorunlarını tartışmayanların ölüm risklerinin arttığı ortaya çıkarılmıştır. Bu araştırmaya yaşları 18-78 arasında 2 Bin erkek ve kadın katılıyor. Araştırmada ortaya çıkan gerçek; “Eğer kadın evine iş sorunlarını taşıyor ve anlatıyorsa, erkeğin kalp hastalığına yakalanma riski 2 kat artıyor. Buna karşın kadın sorunlarını eşiyle tartışmıyor ve içine atıyorsa herhangi bir sebeple ölüm riski 4 kat artıyor”
Yapılan Araştırmalar; üniversite yurdunda kalan oda arkadaşları üzerinde yapılan bir araştırmada, gençler birbirlerinden ne kadar hoşlanmıyorlar ve iletişimlerisorunlu ise o kadar fazla soğuk algınlığı ve gribe yakalanmaya yatkın olduaklarını ortaya çıkarmıştır.
Duygu paylaşımı önemlidir.
Yaşanılan kötü şeylerin paylaşılması olumsuz duyguları azaltırken, olumluların paylaşılması ise olumlu duyguları daha da artmasını sağlar.
Yakınını kaybeden kişiye yapılan bir taziye ziyareti onun acısını azaltır ve hayata bağlarken, düğün, nişan ve mezuniyet gibi güzel günlerin de insanların yanında olmak, sevincine ortak olmak, onların mutluluklarını daha da arttırır.
Kendimizle olan iletişimimiz.
İletişime ek olarak insanların iç dünyalarını ortaya koyan şiirler, resimler ve yazılar onları rahatlatır. İnsanın içindekileri birilerine anlatamıyorsa, mektuba dökmesi onun için terapi niteliğindedir.
İnsanın en büyük ihtiyacı anlatmaktır; anlaşma olmasa da anlaşılıyorum duygusunu yaşamasıdır.
En mutlu insanlar hem çevresi, hem de kendisi ile sağlıklı iletişim kurabilenlerdir.
hgulec58@hotmail.com