EĞİTİMCİ GÖZÜYLE

Davranışlarımız ve hormonlarımız…

   Aşağı baktığımızda bize ait olanları, elde ettiklerimizi görürüz. Masamızı ve üzerinde duran bilgisayarımızı, gazetemizi, çayımızı telefonumuzu, cüzdanımızı ve içindekileri görürüz. Varsa bize ait tapularımızı görürüz. Aşağı bakınca gördüklerimize dokunabiliriz, ulaşabiliriz. Bize ait olanları bir şekilde elde etmişizdir. Artık onları elde etmek için peşinden koşmaya gerek kalmazken tadını çıkarmaya çalışabilir, keyif alır ve mutlu olabiliriz. Anda kalır şimdi ve burada olanla ilgileniriz.

   Yukarı bakınca gökyüzünü bulutları ağaçları, binaları görebiliriz, uzakta olanları, bize ait olmayan ne varsa hayal ettiklerimiz dahil onları görürüz.

   Bize ait olmayanlara sahip olabilmek için planlama yapmak, hayal etmek, çaba sarf etmek ve hırslı olmak gerekir. Yukarıya bakanın gözü yükseklerdedir. Yukarı bakanlar sürekli yeni yerler keşfetmek isterler, yerinde duramaz ve sürekli başarmayı tarz haline getirirler.

   Hayal eden insan “düşünsene bir kere” derken bakışları yukarı kayar, hayallerinin peşinde koşmaya motive olabilir. Yukarı bakanların “keskin sirke küpüne zarar” ile tanımlanan hırsları onların ruhsal bedensel ve zihinsel sağlığını olumsuz etkileyebilir. Ancak tüm ilerlemeler onların sanat bilim keşfe olan yatkınlıkları sayesindedir.

   Aşağı bakanlar ise ellerindekiyle mutlu olandır, elindekinin tadını çıkartmaya bakar; şükreder. Şu anı yaşamayı tercih ederler. Aşağı bakanlar gördükleriyle yetinirler. Onlar beklentilerini azaltmış elindekilerle veya küçük şeylerle mutlu olmayı öğrenmiş olanlardır.

   Aşağı bakanlar daha rahat, sakin ve yavaştırlar ve ruhsal, bedensel ve sosyal yönden daha sağlıklıdırlar.

   Aşağı Bakanlar ve Hormonları

   Aşağı bakan yani hırsı olmayan, elindekiyle yetinen, sadakatli olan, gözü yukarıda ve gözü dışarıda olmayanların hormonları bir başka ifadeyle “şu an hormonları” nelerdir?

   Seratonin: Mutluluk hormonudur; kaygı gibi hislerin düzenlenmesinde rol oynar. Seratonin eksikliğinde ruhsal çökkünlük, intihara eğilim, uykusuzluk gözlemlenir.

   Oksitosin: keyif verir, eşine bağlılık ve sadakat sağlar, durumdan memnun kalmamızı sağlar ve rahatlatır.

   Endorfin: ağrıyı gidermeye, stresi azaltmaya ve esenlik duygunuzu iyileştirmeye yardımcı olur. Şu anı yaşamamızı ve ellimizdekiyle mutlu olmamızı sağlar.

   Vazopressin: Antidiüretik Hormon (ADH) olarak ifade edilen Vazopressin hormonu, hafif bir damar daraltıcı etkisi olan ve temel işlevi idrarla su kaybını önlemek olan bir hormondur.

   Ancak diğer hormonlarda da gördüğümüz gibi başka işlevleri de vardır

   Erkeklerin kadınlara oranla neden daha fazla aldattığı üzerine birçok bilimsel makale ve araştırma vardır.

   Nörobilim uzmanlarının fareler üzerinde yürüttükleri deneylerde, sadakat geni AVPR1A isimli genin 20. kromozomda bulunmakta ve vazopressin salgılamakta olduğu sonucuna varmışlardır.

   Erkekler için 'sadakat hormonu' olarak da adlandırılır. Evine bağlı ve gözü dışarıda olmayan erkeğin vazopressin hormonu yükselmiş demektir.

   Evliliği iyi gitmeyenlerde vazopressin hormonu azalırken, testosteron hormonu arttığı gözlenmiştir.

   Testosteron: Cinselliğin şu an kimyasalıdır. Kadın ve erkeklerde cinsel arzuyu dürtüler. Testosteron aynı zamanda özellikle siyasi ve ticari hayatta üst seviyelerde başarılı olanların hormonu yüksek statü hormonudur. Dikkat edin ki üst düzey başarılı kadınlarda gelişen erkeksi tavırlar, testosteron seviyesinin artışıyla ilgilidir.

   Yukarı Bakanların Hormonu, Dopamindir.

   Dopamin hormonu, dikkatimizi yukarıda olanlara vermemizi, daha fazlasına sahip olmayı, yeni yerler keşfetmeyi, yeniliklerin peşinden koşmamızı arzulatır; daha fazla keşfetmeyi, patentli buluşlar için araştırmayı, yaratıcı olmayı güdüler.

   Dopamin, yaratıcılığın ve dahiliğin kaynağıdır ancak doz aşımında deliliğin de kaynağıdır. Artan dopamin miktarının başta şizofreni olmak üzere birçok psikiyatrik hastalığa yol açtığı bilinir.

   Hırslı bir yönetici, bir siyasetçi veya bir iş insanı başarmak için her şeyi göze alabilir, feda edebilir. Onlar için para, pul, elde etmek, daha çok kazanmak, makam mevki sahibi olmak sanki tek amaçmış gibi görülse de aslında sadece birer araçtır. Onların sürekli başarılı olmaya ihtiyacı vardır. (need for achivement)

   Dopamin, daima daha fazlasını, daha fazla uyaranını ve daha çok sürpriz isteyen arzunun hormonudur. Bütün bunların peşindeyken onu ne duygu ne korku ne de ahlak durdurabilir.

   Dopamin, her dürtünün ve hırslı bir iş insanının başarı peşinde koşarken her şeyini feda etmesine ya da evliliğinde mutlu bir eşin yeni birinin yaşatacağı heyecanı için her şeyi riske atmasına neden olan dürtünün kaynağıdır ve sürprizlerin, yeniliklerin heyecanların hormonudur.

   Aşağı bakanlara ait olan vazopressin “iyi koca hormonu” gibi bir görevi vardır. Dopamin bunun tam tersini yapar. Yüksek miktarda dopamin üreten genlere sahip insanların daha fazla cinsel partneri olur ve daha küçük yaşta ilk cinsel birlikteliklerini tecrübe ederler.

   Dopamin insanı karşı cinse yönlendirir onun arkasından koşturur ve onu hayal ettirir ancak elde edilince dopamin devre dışı kalır ve şu an hormonu olan testosteron devreye girer.

   Her ne olursa olsun bizi heyecanlandıran, hırslandıran, hayal kurduran ki, başarılı olmak olabilir, makam, mevki elde etmek olabilir otomobil ve ev sahibi olmak olabilir, uzak yerlere seyahat olabilir veya karşı cinse ulaşma olabilir, hedefimizdekini elde edinceye kadar yukarı bakmanın hormonu, dopamin devrededir.

   Elde edildikten sonra eğer dopamin devre dışı kalırsa artık heyecan, hırs, hayal biter; elde ettiğimizle mutlu olmamızı, keyif almamızı sağlayan aşağı bakma hormonları yani şu an hormonları devreye girer. Bu geçiş her zaman mümkün olmayabilir.

   Aşkını arayanlar bulsalardı, hormonları değişebilecekti!

   Leylasını arayan Mecnun ve Aslısını arayan Kerem’in hayalleri ve heyecanları dopamin artışını körükleyecek ve motive etmeye devam edecekti. Onlar kavuşmuş olsalardı yukarı değil, aşağı bakan davranışı sergileyeceklerdi yani dopamin yerini şu andan mutlu olmamızı sağlayan bağlılık hormonlarına terk edecekti.

   Dopamin hormonu çok güçlü olanlar, elde ettikleriyle mutlu olmak ve keyif almak yerine, bitmeyen hırsları ile yeni heyecanlara, yeni hedeflere yönelirlerken sonunda ruhsal, bedensel olarak yıpranırlar ve psikosomatik sorunlar baş gösterir. Onlara daha yavaş, daha sakin ve rahat olmalarını şu andan keyif almalarını sağlayacak şu an hormonları verilir.

   Memeliler, sürüngenler kuşlar balıkların beyninde dopamin kimyasalı vardır ancak hiçbirinde insandaki kadar çok değildir.

   Dopamin insan davranışının hikayesini anlatır. Onu hissetmek için yukarı bakın ki, sizi peşinden koşturtacak hayalleriniz oluşsun…

Yayın Tarihi
28.03.2023
Bu makale 566 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!