EĞİTİMCİ GÖZÜYLE

Sinsiliğin farkına varmak!

Sinsi Yönleri Güçlü İnsanlar Kimlerdir?

Onlar çıkarcıdırlar, bencil ve kurnazdırlar.

Hiç tanımasada hedeflediği kişiyle çabuk samimi olur, onun güvenini ve sempatisini kolay kazanırlar. Kırk yıllık dost gibi senli, benli oluverirler. Onların duygusal zekaları yani hem kendisini, hem de karşısındakini algılama, yönetme ve etkileme yönleri güçlüdür. İnsanları kolay manipüle ederler.

Güler yüzlü, kibar ve içten davranmada inandırıcı tavır sergilemede ustalaşmışlardır. Kurdukları sahte dostlukları ve gizledikleri çıkar amaçları vardır. Sempati sağlamaya yönelik her konuda olumludurlar.

Kendilerini hep gizli tutarken karşısındakine ait güçlü, zayıf, iyi, kötü tüm yönleri öğrenme çabasına girerler ki, günü gelince koz olarak ya da manipüle etmek için kullanabilirler. 

 Olumsuzluklar karşısında sinirlenmezler. Samimi görünme ustası samimiyetsizdirler.  Seni çok seviyormuş gibi yaparlar. “Seni özledim iyi ki varsın, senin bendeki yerin bambaşka vb” sözleri olur.

Sinsiler, diğerlerinin de kendileri gibi olabileceğini düşündüklerinden hiç kimseye güvenmezler, hep şüphecidirler.

 Siz onun beklentilerini karşıladıkça size iltifat eder, yalakalık yapar, yakın davranır, sevgi gösterir, över, sizi çok önemsiyormuş umursuyormuş gibi tavırlar takınırlar.

Onların iyilikleri “karşılıklılık ilkesi” dediğimiz duruma göredir.

Yani kaz gelecek yerden tavuğu esirgemezler. Beklentisi karşılanmayınca çirkinleşirler, tehdit ederler, yola getirmeye çalışırlar. Çıkar beklentileri kalmayınca, hızla uzaklaşır, telefonlarınıza bile çıkmazlar.

Onları Ele Veren Yönleri Nelerdir?

Beden dilinde en önemli organımız yüzümüz, yüzümüzde ise gözlerimizdir ve  bakışlarımızdır.

Karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini ortaya koyan mikro ifadelerini fark eden sezgilerimiz  bizi uyarır.

Saniyenin yarısı kadar zamanda görülüp kaybolan mikro ifadeler ve belli belirsiz kaşıntı halleri bilinçaltımız tarafından sezilir, algılanırlar.

Örneğin: Gülme ve gülümseme anı sahteliği sezilir. Yani gözlerin yan taraflarında samimi içten gülme anında oluşan “kaz ayağı” denilen kırışma olmaz. Gözler parlamaz, mekanik bir gülme gülümseme “hostes gülümsemesi” mimiği oluşturmaya çalışılır.

Sahte öfke, sahte üzülme, kaygı, sevinç ve sahte  hoşlanma sözleri önce gelir ancak o hissin ürettiği mimikler yapmacık bir şekilde sonradan oluşur.

Halbuki sahte olmayan duygu durumlarında sözden önce mikro ifadeler, mimikler ve jestler(el, kol, kafa, gövde hareketleri) oluşurken gülme öfkelenme üzülme sevinç sözleri sonradan olabilir, ya da olmayabilir.  Yani dürüst durumlarda mikro ifade ve mimik kendiliğinden oluşurken ses ve söz olmayabilir.

Samimi içten durumlarda olumlu olumsuz tepki sesleri, mikro ifadeler ve mimiklerin oluşumu otomatiktir. 

Bilinmelidir ki ses, söz ve beden dili(mikro ifadeler, mimik ve jestler) birbirine uyumlu ise güven ve sempati sağlarken uyumsuzluk büyük bir ihtimalle sezilir ve güvensizlik oluşur.

“Gözüm tutmadı” “elektrik almadım” sözleri sezgilerimizin olumsuz olmasıyla ilgilidir.

Sinsi insanlar söz, ses ve beden dilinde ne kadar ustalaşsalar da onunla birlikte  geçirilen süre uzun ise sonunda tam anlaşılamayan rahatsızlıklar oluşabilir. Nedeni bilinçaltına kaydedilen gerçeklerdir. Çünkü bilincimiz saniyelik zamanda gördüğü, duyduğu ve sezdiği birkaç veriyi ancak kaydedebilirken, bilinçaltımız aynı sürede birkaç milyon veriyi sezebilir. Rahatsızlıklarımız iç seslerimiz bilinçaltı uyarılarıdır.

Herkes Belli Oranda Sinsidir!

Öncelikle bilmeliyiz ki, hepimizde değişik oranlarda sinsilik vardır. Çünkü bizlerde tıpkı hayvanlarda olduğu gibi av olmamak yani ütülmemek, yenilmemek elde etmek başarmak ve av yakalamak, yani kazanmak ve hayatta kalmaya programlanmış durumdayız.

 Hayatta kalma çabasının yanında ego sorunlarımız sinsi olmamızda bir etkendir.

Kendimizi daha iyi tanımak adına kendimize soracağımız “ben neden bu kadar sinsice davranıyorum neden sinsi olmaya ihtiyaç duyuyorum?” sorusu konuya odaklanmamızı sağlayacaktır.

Sinsi olmamıza bir nedende var olma çabamızdır.  Daha değerli olmak, sayılıp sevilmek, daha çok elde etmek, daha üst makamlara erişmek, kendimize daha fazla alan açmak, güçlü, başarılı ve bu sayede mutlu olmayı hedeflemek, değerli olmak gözde olmaya çalışmak var olma ihtiyacımızı ortaya koyar.

 Varoluş sorunu yaşayan için ego sorunundan yani yaralı egodan bahsedebiliriz.

Egomuz Ne Kadar Sağlıklı ve Güçlüdür?

Ruh sağlığımızı tanımlayan önemli kavramlardan biride ego gücümüzdür. Ego ne kadar güçlü ise ruhsal dayanıklılığımız o a kadar artar. Ego güçlü ise gerçekliğin sağlıklı değerlendirilmesi iç dünya ile dış gerçekliklerin ayırt edilerek yönetilebilmesi, istek ile ihtiyaç ayrımını yapabilmeyi sağlar.

Güçlü Ego Demek, Güçlü Kişilik Demektir.

Ego ne kadar güçlü ise sorunların üstesinden gelme, ruhsal dayanıklılık, eleştirilerin kişiselleştirmeden değerlendirebildiği, övgü ve takdir peşinde koşmadığı fakat her türlü övgü ve takdiri abartmadan kabul edebildiği, herkesin hata yapabileceğini, geçmişten ders çıkartabilmeyi, geleceği planlamayı ve bugünü sağlıklı yaşamayı becerebildiği, diğer insanların kendileri ile ilgili ne düşündüğünü abartmadan yani “başkaları ne der?” hapishanesine girmeden  “ben ne düşünüyorum?” diyebildiği, yeri geldiğinde kişiler arası ilişkilerde çatışmadan kaçınmadığı, dün savunduğu fikrini bugün edindiği yeni bilgiler ışığında gözden geçirebilecek esneklikte olabildiği, başarısızlıklar yaşaması ve beklentilerinin gerçekleşmemesi durumunda hayal kırıklığını abartmadığı,  kendi hakkında olumsuz duygu ve düşüncelere yönelmediği, öz saygı, özgüven ve değerlilik duygularını olumlu düzeyde tutabildiği gözlemlenir.

Hatasız Kul Olmaz!

Ancak Egomuz ne kadar olumlu gelişmiş olursa olsun yine de insanların güçlü ve zayıf yönleri hep olacaktır. Hiçbir insan mükemmel değildir. Hatalarımız hep olacaktır önemli olan hatalarımıza takılmadan ders çıkartabilmektir.

Kendi problemlerimizle ilgili diğer insanları sinsice manipüle ederek çözümler üretmeye çalışabiliriz. Sinsi yönümüzün farkına vardıkça suçlanmak yerine o yönümüzle yüzleşmek gerekir. Geçmiş ve sorunlara takılmadan, sadece ders alarak geleceğe ve çözümlere odaklanabiliriz. Kendimizle ve çevremizle daha açık daha samimi çıkarsız ilişkiler kurabiliriz. 

Sinsi İnsanlar Çevremizde Hep Olacaklardır!

Sinsi İnsanları Fark Etmek Önemlidir.

Meslek, okul, aile ve sosyal çevremizde çıkarcı bencil sinsi ve kurnaz insanlar hep olacaklardır. Kurtulmak mümkün değildir.  

Ör: Bir çiftliğimiz ve kümeste, ahırda hayvanlarımız var. Toprağımızda yetiştirdiğimiz sebzelerimiz, meyvelerimiz ve tahılımız var. Ve çiftliğimizi hedefine almış kurnaz tilkiler, aç kurtlar ve ekinimize zarar verecek börtü böcek vb var.

Onların hiçbirini yok edemeyiz ama çiftliğimizi alacağımız önlemlerle koruma altına alabiliriz.   Sinsi insanlar ne kadar yakınımızda da olsalar onları tam olarak tanımamız ve ona göre davranmamız, sınır koymamız korunma sağlayacaktır.

Yayın Tarihi
26.10.2021
Bu makale 3734 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!