Dört bin yıllık geçmişi olan evlilik, insanlığın devamı, toplum sağlığı, sosyokültürel yapının devam ettirilmesi için gerekli olan ve ihtiyaçtan doğmuş bir kurumdur.
Evlilik Bir İlişki Yönetimidir
*Evlilik başlangıcında aşk olmasa da olur. Evlilik bir ilişki yönetimidir. İyi yönetilemeyen ilişkiler, yetersiz iletişim becerileri, farkındalığın olmaması gibi nedenlerden dolayı var olan aşk ve sevgi hızla tüketilir yaşanan yıpranma süreci evliliği bitirebilir. İşin başında en azından sadece saygı varsa iletişim becerileri sayesinde yürütülen sağlıklı ilişkiler evlilik sürecinde aşkın sevginin doğması kaçınılmazdır.
*Evliliği bitirenler ilgisizlik saygısızlık, sevgisizlik, sorumsuzluk
*Sürekli eleştirmek, saygısız davranma, ekonomik, duygusal cinsel, fiziksel şiddet uygulama, suçlama, savunmaya geçme, susma, boşanma da şiddetli geçimsizliktir.
* Evliliği dayanıklı yapan saygı sevgi sorumluluk bilincidir.
*Evlilik yaşamı boyunca güzel anıların biriktirilmesi gemi fırtınaya yakalandığı zaman lazım olan enerjiyi verir. Birlikte geçirilen nitelikli zamanlar yaşanılan güzel anılar paylaşımlar dayanışmalar evlilik bağını güçlendirir.
*Boşanma konusu her çatışma, her anlaşmazlık ve her sorun karşısında dile gelmemelidir. Evlilik gemisi deniz aşırı uzun, bazen maceralı bazen fırtınalı bazen mutlu bir yolculuktur. Karşılaşılacak fırtınalarda kavgalarda boşanma seçenek olarak asla gündeme gelmemelidir. Uzun soluklu yolculuk için taraflar ellerinden geldiği kadar fedakarlık yapmaları gerektiğinin bilincinde olmalıdır. Boşanma zorunluluk hallerinde kaçınılmazsa gündeme gelmelidir.
*Kadın-Erkek bedensel, ruhsal ve sosyal olarak farklı insan olmalarından dolayı, kişilik uyumuna göre de evlilik yapsalar, iki iyi insanda olsalar birçok konuda çatışmaya dönüşebilecek farklı duygu düşünce ve davranış sergileyebilirler.
*Ailede eşler arasında kişilik uyumundan çok sağlıklı iletişimle sağlanmış ilişkilerde uyum yaşanması daha önemlidir.
*Eşlerin beklenti, istek ve ihtiyaçlarını sohbet içinde dile getirebilmelidir.
*Her ne kadar hem kişilik hem de ilişkileriniz uyumlu da olsa farklılıkların anlaşmazlıkların iletişim kazalarının çatışmaların olması kaçınılmazdır.
*En mutlu aileler çatışmaktan kaçınmayan, çatışma yönetimi konusunda becerileri olanlardır. En mutlu aileler halden anlamasına sohbet edebilenlerdir
En mutsuz ailelerde ise çatışma yaşanmaz her konu "mış" gibi halledilir. Yani uyum sağlanmış, fikir birliği oluşmuş, hiçbir şey olmamış, her şey süt limanmış gibi yaşanır. İçe atılanlar, sorunların yarattığı stresin neden olabileceği depresyon, ruhsal ve bedensel sorunlar yaşanabilir.
Aile İçi İletişimin Sağlıklı Olması
*Anlaşmak zorunlu değildir ancak anlatmak ve anlaşılmak önemlidir. En büyük ihtiyacımız anlatmaktır, anlaşılmaktır.
En mutlu olanlarımız ise sağlıklı iletişim içinde kalabilenlerdir.
Ör: “Seni anlıyorum, bununla birlikte bende böyle düşünüyorum; her şeye rağmen çözüm konusunda ne yapabiliriz?” ile iki taraf çözüm arayışına gidilebilir.
*En kaotik sorunları en basitçe çözebilenler, her şeye rağmen duygu ve düşüncelerini ustaca dile getirmeyi becererek sohbet içinde kalabilenler, halden anlayanlar, birçok konuda anlaşamasalar da anlaşılma sorunu yaşamayanlar, hiçbir konuyu içine atmayanlar, birbirlerini değiştirmeye çalışmadan, geçinmeyi becerenler, işte onlar sahip oldukları iletişim becerileri sayesinde evlilik hayatını en sağlıklı biçimde götürebilenlerdir.
Güçlü iletişim becerilerimiz sayesinde en kaotik sorunlar basitçe çözülebilirken, iletişim beceri noksanlığımız nedeniyle en basit sorunlar kaosa neden olabilir.
Evlilik ve Cinsellik
*Cinsel yaşam her zaman %100 erotizm değildir.
Birlikte içilen bir bardak çay, yapılan alışveriş, edilen sohbet, birlikte çıkılan seyahat tümü eşler için cinsel yaşam alanına girer.
* Cinsel yaşamın sağlıklı olması en önemli konudur. Cinsel yaşam sağlıksızsa diğer bütün alanları olumsuz etkilerken cinsel yaşam sağlıklıysa tüm alanlarda oluşabilecek sorunların giderilmesi kolaylaşır.
*Hiçbir evli çift ”çok iyi bir cinsel hayatımız var ancak yine de boşanmak istiyoruz” dememiştir.
*En çok doğru bilinen yanlışların (mitlerin) olduğu alan cinsel alandır. Kadın ve erkeklerin karşılaştığı genellikle psikolojik kökenli sorunların temeli mitlerdir.
*Cinsel yaşamın tarif edilen bir standardı yoktur. Aile sayısı kadar farklı standardı olan cinsel yaşam vardır. İki tarafında mutlu olacağı şeyler sorgulanmaz
*Çocuklara verilen cinsel eğitimde kesinlikle ayıplama, utandırma yasaklama şiddet olmamalıdır. Nasıl ki çocuk tuvaletini yapması normalse ve tuvalet ihtiyacı için nereyi nasıl kullanacağının bilinci verilmesi gerekiyorsa, tuvalet terbiyesi içinde yasaklama utanca boğma şiddet uygulanmıyorsa cinsel eğitimde aynı mantık geçerlidir.
Eş Seçiminde
1.En önemli konu önce kendimizi seçmektir. Kendimizi seçmek demek ben kimim, nelerden hoşlanıyorum, olmazsa olmazlarım, tahammül edemediklerim hoşuma gidenler beklentilerim istek ve ihtiyaçlarım nelerdir güçlü yönlerim zayıf yönlerim nelerdir?
2. Eş olacak kişide aradığım özellikler nelerdir?
3. Eş adayı kişinin bu özelliklerin ne kadarı vardır?
Eş adaylarını ele veren anlar arkadaşlarıyla yakınlarıyla kurduğu ilişki biçimleridir.
Nişanlanma, Evlilik Vaadiyle Olur.
*Evlilik öncesi gençlerin ilgisi birbirlerine yöneliktir. Birbirlerini memnun etmeye çalışırlar. Evlendikten sonrada ise şahsi öncelikler ön plana çıkar. Tarafların zaafları kontrolsüz hareketleri daha çok dikkati çeker
*Nişanın tek taraflı bozulması ile ruh halinin şeref ve itibarının zedelenmesi gibi durumlar karşısında manevi tazminat davası açılabilir. Dava nişanın varlığını ispat gerektirir. Ayrıca nişanlı ancak evli olmadıkları halde sürdürülen evlilik yaşamı sonunda erkeğin terki kadına tazminat hakkı vermez.
*Nişanlılık dönemi en kritik dönemdir. Evlilik yaşamında nelerin nasıl kimin tarafından ne kadar yapılacağı, alınacak rollerin standartları birbirlerini tam olarak tanıma evlilik yaşamında karşılıklı beklentilerin neler olacağının tam olarak konuşulması gerektiği en kritik dönemdir.
*Her insanın ruhsal yapısı sabit değildir. İnişler çıkışlar dibe düşmeler olabilir.
Psikolog ve psikiyatrlar tedavi odaklı yaklaşım sergilerler.
Aile Danışmanlığı ABD, AB ve gelişmiş ülkelerde 70 yıldır var olan bir kurumdur. Aile Danışmanı olabilmek için psikoloji, pdr, yüksel hemşirelik okulu, çocuk gelişimi ya da tıp eğitimi almış olma gereği vardır.
Aile Danışmanları süreçte yaşanılacak sorunlar için profesyonel destek sağlar. İnsanların süreci yönetmelerinde de iletişim becerileri kazanabilmeleri farkındalık sahibi olabilmeleri birbirlerini ve kendilerini tanımaları açısından danışmanın bazen devreye girmesi faydalı olacaktır.
*Otomobil kullanabilmek için ehliyet kursuna gidiliyorsa eş seçimi evlilik öncesi psikolojik danışma, evlilik süreci boşanma ve sonrası dönemlerde etkin ve sağlıklı davranabilmek açısından Evlilik öncesi, nişanlılık dönemi evlilik ve boşanma süreçleri gibi aile danışmanı devreye girmelidir.