EĞİTİMCİ GÖZÜYLE

Pandemi Dönemi Veliler ve Öğrencilerimiz

2021 eğitim öğretim dönemi 2 temmuza kadar devam edecek.  

*Pandemi süreci tüm dünyada her yaş grubundan insanları etkilerken, en çok mağdur olan çocuklardı. Çünkü çocukların arkadaşlarıyla oynaması ruhsal, zihinsel ve sosyal gelişimi için oldukça önemliydi.  

*Pandemiden dolayı 1.5 yıldır çoğunluk zamanın evde geçirilmesi, ebeveynleri ve çocukların duygusal strese girmelerine neden olurken, agresif davranışlar sergilemeleri, huysuzluk çıkarmaları, öfke kontrol sorunları oluşmaya başlamıştır.  

*Orta ve lise öğrencileri çok daha fazla süreli telefon ve bilgisayarla birlikte olmaya başlamaları teknoloji bağımlılığına neden olabilmektedir.  

*Bu dönemde çoğunluk veliler uyku sorunları yaşamakta ve çocuklarının daha fazla sorumluluğunu almaktalar. Ancak ne olursa olsun her zorluğun da bir geliştirici yönü vardır. Çünkü “daha iyi nasıl verimli olabilirim çabası” sizleri daha güçlü kılacaktır.   

*Öğrenme kaybının çok gündeme gelmesinden dolayı kaygı yaşamanıza gerek yoktur. Tüm öğrenciler aynı durumdadır ve zamanla tüm açıklar kapatılır. Milli Eğitim Bakanlığınca ders açıklarının telafi edileceği programların geliştirilmesi kaçınılmazdır. Bu dönemde ödev yapmada zorluklar yaşanılacak öğrenci dikkat seviyesi düşecek çalışma düzeninin kurulmasında zorluklar yaşanabilecektir.     

*Çoğunluk öğrenci velisinin özellikle 7., 8. Sınıflardan itibaren çocuğuna yardımcı olması zorlaşmaktadır. Unutmayalım ki insanların en büyük ihtiyacı yargılanmadan anlatmak, anlaşılmaktır ve en önemli konu sağlıklı iletişim sayesinde geliştirilen sağlıklı ilişkilerdir.  Bu anlamda ders haricinde okuduğunuz/okuyacağınız kitaplar, seyredeceğiniz filmler, birlikte kurabileceğiniz oyunlarınız, duygu ve düşüncelerinizin paylaşılması, satranç oyununun öğrenilmesi ve oynanması, birlikte yürüyüşler, resim, müzik, sanat çalışmaları her konudan önemlidir.  

*Çünkü bedensel, ruhsal ve zihinsel gelişimi derslerden çok daha önemlidir. Derslerden geri kalmak sadece sizin değil, tüm öğrencilerin ortak sorunudur.  

*Sizler çocuğunuza ders çalıştırmak istiyorsanız en iyi bildiğiniz dersi çalıştırın. Önceden kendinizi mutlaka hazırlayın. En tecrübeli öğretmenler dahi ders öncesi hazırlık yaparak dersine girer. Ancak siz nihayetinde öğretmen değilseniz, elinizden geldiği kadar yardımcı olabilirsiniz. 

*Unutmayın ki tüm duygular bulaşıcıdır. Kaygılı, öfkeli olumlu, olumsuz duygularınız karşınızdakine aynen bulaşır. Olumsuz duyguların olduğu ortamda hiçbir ders işlenemez. En temel konu insanların önce bir sakin, rahat, yavaş ve dinlenmiş olmaları gerekecektir. Zihinsel verimin en yüksek olduğu anlar rahat, dinlenmiş ve sakin anlarımızdır.  

*Ve unutmamalıyız ki pandemi sürecinden dolayı artan maddi sorunlar, iş ve ev yükü, belirsizliklerle baş etme, artan yeni sorumlulukların bizi yıpratması kaçınılazdır. 

 Ayrıca aile içi ilişkilerin, dayanışmanın ve yardımlaşmanın sayesinde gelişim içinde olabilir, yeni beceriler elde edebiliriz. Bu günlerin zorluklarının bize kazandırdıkları ve elimizde olmadan gelişen krizlerin içinde var olan fırsatlar nelerdi?  

Pandemi Süreci ve Eğitim Tablomuz  

18 milyonu aşkın öğrencinin yalnızca 14 milyon 82 bini uzaktan eğitime katıldı.  

Uzaktan eğitime katılan öğrencilerin yüzde 60’ının dersleri yalnızca cep telefonundan izleyebilmesi ve öğrencilerinin derslere katılım sürekliliğine ilişkin bilgi bulunmaması ise bu sayının daha yüksek olabileceğini gösteriyor.  

Eğitimciler “Bir kuşağa yazık edildi” ortak görüşündeler 

MEB’in verilerine göre her 5 öğrenci, veli ve öğretmenden biri EBA’yı yeterli bulmadı. Bu süreçte derslere hiç erişemeyen milyonlarca öğrenci olmasına karşın sınavların yüz yüze gerçekleştirilmek istenmesi de tepki çekti. 

Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım: “MEB, aradan geçen yaklaşık 1.5 yıllık sürede, süreci, Kovid-19’a dün yakalanmış gibi bugüne kadar getirdi. Ne tablet eksiği olan 4 milyon öğrencinin tablet ihtiyacı karşılanabildi ne okullardaki hijyen koşulları sağlanabildi ne yardımcı hizmetli personel sayısında değişiklik yapıldı. Geceden sabaha değişen “açıldı-kapandı” şeklinde herkesi şaşırtan ve insanları eğitimden soğutacak kararlar alındı. Türkiye, okulları en fazla kapalı tutan ülkeler arasında ilk 3’te. Ülkemizin bugünü ve yarını milyonlarca öğrencimiz, telafisi kolay gerçekleşmeyecek şekilde eğitim yoksunu durumuna geldi….”  

Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul: Pandeminin başından itibaren çocukların ve gençlerin yüz yüze eğitimini önceleyen, okulları “ilk açan ve en son kapatılan mekânlar” olarak gören bir eğitim stratejisi izlenmedi. MEB, ne dijital eşitsizleri gidermek üzere acil uzaktan eğitim için ciddi önlemler aldı ne de “asıl olan yüz yüze eğitimdir” yaklaşımı ile yüz yüze eğitimde derslik inşası ve yeni öğretmen alımlarına yöneldi. Çocukların ve gençlerin eğitim hakkı, tüm olanaklara rağmen karşılanamadı, derin yoksulluğa bağlı olarak eğitimdeki eşitsizlikler çok ciddi biçimde arttı….” 

 

Ve Bir Gazete Haberi 

Urfa’dan Eskişehir’e mevsimlik çalışmak için gelen tarım işçilerinin çocukları elektrikleri verilmediği için aylardır EBA ya erişemiyor. Öğrenciler “Öğretmenlerimiz arıyor derse giremiyoruz” dedi.  

Suriyeli mülteci çocuk annesi: “Yüz yüze eğitim daha iyiydi, çocuklarım dili arkadaşlarından öğrendiler ve evde oturduklarından Türkçeleri çok geriledi.” 

 

Üniversiteli Gençler   

Mayıs 2021 Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) tarafından hazırlanan Gençlik Araştırması Raporu. 

Ön lisans, lisans ve yüksek lisans mezunu 20-30 yaş arasındaki gençlerle görüşülerek hazırlanan raporda gençler ve ailelerinin ekonomik durumu karşılaştırıldı. 

Gençlerin yüzde 53.8’i anne babasından daha eğitimli olmasına karşın, daha az gelire sahip 

Gençlerin yüzde 51.7’si ekonomik olarak ailesine bağımlı yaşıyor ve gelecekten umutlu değil. 

“Mevcut gelirinizle tatile gidebilir misiniz?” sorusuna karşılık 20-30 yaş gençlerinin yüzde 73’ü “hayır” yanıtını veriyor 

SODEV araştırması,2000 öncesi Cumhuriyetin önemli başarılarından birisi olan eğitim sayesinde gerçekleştirilebilen üst gelir grubuna yani sosyal geçişin büyük ölçüde ortadan kalktığını gösteriyor. Bunun en temel nedeni üniversite popülizmiyle ihtiyaç fazlası ön lisans, lisans mezunun artması ve üniversite eğitiminin niteliğinin düşmesi ile eğitimli olan itibarsızlaşmıştır.  

Yayın Tarihi
24.05.2021
Bu makale 2174 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!