EĞİTİMCİ GÖZÜYLE

Yanlış Yapmak!

“Bugünki aklım olsaydı… yapardım/söylerdim.” Sözlerimiz, yanlışlarımız sayesinde gelişen bakış açımızı ortaya koyar

Yanlışlarımızdan aldığımız dersler ve çıkardığımız sonuçlar sayesinde gelişim ve değişim içindeyiz.

İnsanlar genellikle yanlış yapmaktan korkar ve hatalardan kaçınmaya çalışır. Ancak, bu korku aslında kişisel ve profesyonel büyümeyi engelleyebilir.

Yanlış yapmanın ve hatalarımızın faydası nedir?

Bilgi Edinme: Yanlışlar, neyin işe yarayıp neyin yaramadığını anlamamızı sağlar. Yanlış yapmaktan kaçınmak, önemli derslerden ve bilgilere erişimden mahrum kalmak anlamına gelir.

Yaratıcılığı Artırma: Yanlışlar, insanları yeni çözüm yolları aramaya iter ve bu da yaratıcılığı tetikler. Başarısızlıklar olmasaydı, yaratıcı çözümler de ortaya çıkmazdı.

Esneklik Kazandırma: Hatalar, insanlara zorluklarla başa çıkabilmeyi öğretir ve esneklik kazandırır. Yanlış yapmaktan korkmayanlar, yeni durumlarla daha iyi baş edebilir.

Alçakgönüllülük Öğretisi: Hatalar, insanlara mütevazı olmayı ve insan olmanın doğasında hataların bulunduğunu öğretir.

Kendini Geliştirme: Her hata, kişinin kendisini geliştirmesi için bir fırsat sunar. Hatalar olmadan gelişim de olmaz.

Yeni Görüşler Kazandırma: Yanlışlar, sınırları zorlamaya ve yeni perspektifler kazanmaya yardımcı olur.

Cesaretlendirme: Hatalar, insanları daha güçlü ve kararlı hale getirir. Yanlışlarını gören ve bunlardan ders çıkaran insanlar, daha cesur adımlar atabilir.

Akıl Kazandırma: Yanlışlar, durumları farklı açılardan görmemizi sağlar ve bizi daha bilgili hale getirir.

Sonuç olarak, hatalar öğrenmenin, gelişmenin ve daha iyi bir insan olmanın önemli bir parçasıdır. Bu nedenle, hatalardan korkmak yerine onları birer öğrenme fırsatı olarak görmek gereklidir. Yanlışlar, gereken dersler çıkarıldığı sürece, artık birer "yanlış" olmaktan çıkar ve en iyi öğretmenler haline gelir.

Ve hiç kimse mükemmel değilse ve yanlışlarımız sayesinde gelişim sağlıyorsak, yargılayacağımız yer yanlışlarımız değil, niyetimizin ne olduğudur…

xxxx

En büyük ihtiyacımız anlatmaktır!

Sigmund Freud a göre suçluluk, utanç vb duyguları farkına varmanın ve öğrenmenin iyileştirici etkisi vardır.

Freud der ki, iyileşmeyi doğuran şey bilgilenme değildir. İyileşmeyi sağlayan şey içeriğin bilinçdışından bilince yani yüzeye çıkmasıdır.

Freud durumu açıklamak için antik bir şehiri olan Pompei’den örnek verir.

Pompei şehri uzun süre toprak altında kalmıştır. Ancak bir kere kazımaya başlanıldığında salında Pompei nin yıkımı başlamıştır. Yani bilinçdışında orijinal halinde bulunan duygu ve düşünce parçaları bilince çıktıklarında bir yıkıma uğrarlar ki, oluşan bu yıkım iyileşmeyi gerçekleştirir.

İnsanın gerek yazarak iç dünyasını kağıda dökmesi, gerekse güven duyduğu bir insana özellikle bir terapistle olan seansları onun iyileşme sürecine girmesini sağlayabilir.

Yazarak, konuşarak veya bir terapistle çalışarak iç dünyamızı açığa çıkarabiliriz. İçimizde biriktirdiğimiz olumsuz duygular, zamanla fiziksel sorunlara da yol açabilir. Örneğin, sürekli endişe duymak baş ağrısına, öfke patlamaları ise mide sorunlarına neden olabilir.

Anlatmak, sadece kötü duygulardan kurtulmakla kalmaz, aynı zamanda daha sağlıklı düşünmemizi de sağlar. Çünkü bastırılmış duygular, zihnimizi meşgul eder ve doğru kararlar vermemizi zorlaştırır. Bir terapist veya güvendiğimiz bir kişiye içimizi dökmek, hem kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar hem de sorunlarımızı daha net bir şekilde görmemize yardımcı olur. Sonuçta anlatmak insanın olmazsa olmazıdır; anlatmak, ruhsal duygusal bedensel ve zihinsel iyi oluş sağlar.

xxx

Sen varsın, yeter!

Başkalarının gözündeki yansıman önemli olsa da, en önemli olanı senin kendi gözündeki yansımandır. Kendini olduğun gibi kabul etmek, potansiyeline inanmak ve kendine saygı duymak, gerçek mutluluğun anahtarıdır.

"Hayatta tek başına bile olsan, senin için en önemli kişi sensin. Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü önemli değil, asıl önemli olan senin kendi hakkında ne düşündüğün. Kendini değerli hissetmek, potansiyeline inanmak ve kendine saygı duymak, hayatın her alanında başarıya ulaşmanın temel taşıdır. Kendiyle barışık olmak, iç huzuru bulmanın ve mutlu olmanın en etkili yoludur."

Daha felsefi ifade edersek: Varoluşun en büyük mucizesi, sensin. Başkalarının onayı olmadan da var olma hakkın var. Kendi değerini keşfetmek, içsel bir yolculuktur. Kendine olan güvenin, seni hayatta ileriye taşıyacak en büyük güçtür. Unutma, en büyük düşmanımız, kendimiz olabiliriz. Kendine iyi davran, kendine inan ve potansiyelini ortaya çıkar."

Xxx

İyi insan olmak

"İyi insan olmak, sürekli başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koymak, kendi mutluluğundan ödün vermek anlamına gelebilir. Bu durum, içsel bir çatışmaya ve sürekli bir huzursuzluğa yol açabilir. İyi insan, kendi değerlerine ve ihtiyaçlarına saygılı olan insandır. Ancak, her zaman başkalarının ihtiyaçlarına cevap vermek yerine, onlara yardım ederken kendi sınırlarını da belirleyebilmek önemlidir. Bu, hem kendine hem de başkalarına karşı daha sağlıklı bir ilişki kurmaya yardımcı olur. İyi insan, genellikle yardım ettiği kişilerden yeterince takdir görmez. İyi insan olmak yerine kendime odaklandığımda, gerçek özgürlüğe kavuşacağımı hissediyorum."

Xxx

Bilge İnsan, Kimdir?

Bilge insan, derin bilgi ve anlayışla hareket ederek doğru ve adil kararlar verir. Önyargısız, duyarlı, sabırlı ve empati kurabilen bir yapıya sahiptir. Tepkisel davranmak yerine, sorunları etkili bir şekilde yönetmeyi tercih eder; geçmişe takılıp kalmak yerine, yalnızca ders çıkararak geleceğe ve çözüme odaklanır.

Olumsuz davranışlardan kaçınır ve sakin, saygılı bir duruş sergileyerek hem mevcut sorunları çözer hem de benzer sorunların gelecekte önlenmesini sağlar.

Hakaret, küfür, tehdit, korkutma ve adaletsizlik, bilgeliğin sona erdiği noktada başlar; çünkü bu insani olmayan yaklaşımlar, aciz, korkak ve basiretsiz insanların temel özellikleridir.

Özellikle topluma örnek olması gerekenler, her söz ve davranışlarıyla dikkat çekerler. Bu nedenle onlardan bilgece tavırlar beklenir.

Aksi takdirde “kasaba politikacısı” “şark kurnazı” “ergen tavırlı” “mahalle kabadayısı” gibi sözler onu akla getirir.

Yayın Tarihi
13.08.2024
Bu makale 404 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!