İlk defa fırtına olmadı bu şehirde… Antalya kış aylarında, yağmura, rüzgara hatta fırtınaya alışıktır iklimi itibariyle. Ancak geçen yıl küresel ısınmanın bir getirisi olarak, yağmuru soğuğu unutmuş olmalıyız ki geçtiğimiz günlerde gelen yoğun yağış ve rüzgar, hayatı felç etti, yer yerinden oynadı…
İki kişi hayatını kaybetti… Yolları seller götürdü, trafolar patladı, elektrik kesildi, trafik birbirine girdi, TV’lerin yayını kesildi, tabelalar havada uçuştu… vs… vs…
Bütün bu olanlar beni ziyadesiyle şaşırttı doğrusu. Birkaç yıl önce, Antalya’nın altyapı sorununu gidermek için bütün sokaklar, caddeler birkaç adam boyu kazılmamış mıydı? Biz aylarca bu kazıların getirdiği sefalete katlanmamış mıydık? “Oh, sonuçta bitti” dememiş miydik? Peki, seller hala neden bizi esir alabiliyor acaba?
Biz yaptık, oldu mu yani? Yoksa bir yerlerde hata yapıyor olabilir miyiz? Mesela, şu suların gitmesi gereken mazgallar, dar olabilir mi? Sayısı az olabilir mi? Yeterli olmayabilir mi? Ne bileyim ben, her neyse…
Ertesi gün yerel medya manşetlerine yağmuru ve fırtınayı taşıdı. Aynı başlıklar: “Sele teslim olduk”… “Kötü hava koşulları hayatımızı felç etti”… Hepsi yaşananları anlatıyordu. Ben birinin çıkıp bunun nedenlerini ve çözüm yollarını anlatmasını bekledim.
“Teknoloji” diyoruz, “gelişen Türkiye” diyoruz, “Antalya güzelleşiyor” diyoruz… O zaman hala neden aynı sorunları yaşıyoruz? Neden insan kendini çaresiz ve bir arpa boyu yol alamamış hissediyor?
Eminim bu sorulara yetkililerden birer cevap gelecektir. Ancak o da yeterli değil, umarım önlem alınabilecek ve artık Antalya, doğal afetlere daha fazla kurban vermeyecektir. Umarım…
Bunları birilerini eleştirmek ya da hesap sormak adına yazmıyorum. Yapılacak ne varsa yapılsın ve herkesin üzerine ne düşüyorsa üstlensin diye yazıyorum. Daha fazla can ve mal kaybı yaşamayalım diye… Sorunlarımız azalsın ve hatta bitsin diye… Ne yapabilirsek, yapalım diyorum… Siz ne dersiniz?
Kent-i Yorum’a başarılar…
Son zamanlarda ART televizyonunun ataklarını takdirle izliyorum. Son olarak da sevgili arkadaşım Ayşen Ovalı’nın, çalıştığı Akdeniz Kent Haber Gazetesi sahibi Yasemin Can ile birlikte sunduğu Kent-i Yorum programını yayınlayarak, bu atılıma bir renk daha kattılar…
İki bayanın zeka pırıltılarıyla hazırladıkları bu programı ben beğenerek ve keyifle izledim. Umarım başarıları daim olur. Kendilerine hayırlı olsun diyor, sizlere de izlemenizi öneriyorum… Her Çarşamba ART ekranlarında saat 22:00’de gülümseten, gülümsetirken de düşündüren bir program var, bilgilerinize…
Sevgiyle kalın…