Uzun zamandır kendimi çok iyi hissediyorum. Çünkü Female Dergisi’nin eki olarak çıkan X Large Dergisi ve Fulya Özuzun sayesinde eski hareketli günlerime geri döndüm…
Dergi işi son derece yorucu ama bir o kadar da keyiflidir. Meslektaşlarım bana bu konuda hak vereceklerdir. Onca stresine, onca külfetine rağmen insanı diri ve dik tutan bir temposu vardır. Ben de kendimi bu yüzden çok ama çok formda hissediyorum.
Yakın çevrem de bana aynı şeyi söylüyor. Hani aşk insanı güzelleştirir derler ya, galiba bu kez iş aşkı beni güzelleştiriyor. Yoksa çok da genç sayılmayacak yaşımda bu kadar övgü, bu kadar tebrik alamazdım…
İşleyen demir ışıldar derler ya hani… Galiba benimkisi o hesap. Ama elbette ki bununla bitmiyor…
Bana sürekli bu kadar formda ve dikkat çekici kalmamın sırrını soranlara bu hafta buradan cevap vermek istedim. Öncelikle bu güne kadar aldığım tüm iltifat, tüm övgü ve tebriklere bir kez daha teşekkür ederek satırlarıma başlamak istiyorum.…
Sevgili dostlarım, her şeyden önce hayatı sevmeniz, kendinize ve aldığınız her nefese değer vermeniz gerekiyor. Eğer hayatı ve hayatınızdakileri sevmeyi başarabilir, onlara değer vermeyi becerebilirseniz (tabi en başta kendinize) o zaman size ait olan vücudunuza da değer veriyorsunuz…
Bunun iki sebebi oluyor: Önce kendinize iyi görünmek, sonra etrafınızdakilere iyi görünmek. İşin sırrı bu tabi…
Bu kararı verdikten sonra iş detaylara kalıyor. Tarzınız, zevkiniz ve alışkanlıklarınız dahilinde kendinize bir yaşam biçimi belirliyorsunuz.
Benim kendime çizdiğim yaşam biçimimde, alkole, sigaraya ve sağlığıma zarar verebilecek birçok etkene yer yok.
Vücudumu dinlemeyi ve onun ihtiyaçlarına kulak vermeyi de ihmal etmem.
Sağlıklı beslenmeye çalışırım.Genelde yemek yemeyi unuturum. Fazla kilo her zaman uzak kaldığım bir kavram. (Biraz da yapı meselesi belki de, bilmiyorum)
Fazla makyaj yerine, yüzümün detaylarını ortaya çıkaracak ama göze batmayacak makyajı tercih ederim. Tabi ki zamanın getirdiği bazı yaşlılık belirtilerini de unutmamak lazım, her normal insan gibi benim de yaşım icabı olan bu detayları da botox ve çeşitli dolgu malzemeleriyle fazla abartmadan orantılı bir halde tutmaya özen gösteriyorum.
Kıyafetlerimi ise daima tarzıma göre belirlerim. İçinde kendimi mutlu hissetmediğim kıyafetler üzerimde duramazlar bile.
Evet, işte her fırsatta bana sorduğunuz sırlarım bu kadar. İşin özü kendinizi, hayatınızdakileri ve hayatın getirdiklerini sevmekten geçiyor. Ama en önemlisi insanın kalbi. Biliyoruz ki insanın suratına yansıyan ışık kalbindeki aydınlıktır. İşte sizlere naçizane tavsiyelerim…
17 Ağustos 1968
Bugün benim kıymetlim, Özerim dünyaya gelmiş. İyi ki de gelmiş. Yaşama sevincime diyecek çok şey var ama bu satırlara sığacak gibi değil…
Ömrünce neşeli ol. Sağlıklı ol. Hep mutlu ol. Nice mutlu yaşlar.
İyi ki varsın…
Sevgilerimle