Benimle kal…

Sevgili Anneciğim; o duyguyu henüz yaşamadım ama beni kucağına ilk aldığın anda nasıl mutlu olduğunu ve korkusuzca bambaşka bir hayatı göğüslemeye hazır olduğunu tahmin edebiliyorum… Zamanla roller değişiyor. Şimdi sanki sen benim çocuğum gibisin… Seni inciteceğim, üzmeyeceğim diye içim titriyor… Zaman ne çabuk geçiyor değil mi anne? Doktorların “bundan sonra dikkat edeceksiniz, ağır kaldırmayacaksınız” uyarısından bu yana kendi hayatını ikinci plana attığından adım gibi eminim…

Gecelerce başucumda beklediğini, her ağladığımda yanımda bitiverdiğini de tahmin edebiliyorum. O günden beri hayatı benimle beraber tükettiğinin, benin nefesimle nefeslendiğinin de bilincindeyim…
Benimle her zaman gurur duyduğunu, hatta bunu yaparken becerilerimi abarttığını, hatalarımda bile bana toz kondurmadığını, daima kol kanat gerdiğini unutmama imkan yok elbette… Hatta her “ah” çekişimde hep yanımda olacağını da biliyor ve unutmuyorum… Bununla ayakta kalıyorum. Benim dertlerime benden daha çok dertlenmen de yükümü hafifletiyor.

Senin sevginle bezenmiş bir hayat, benim için daha kolay oldu hep…

Ama; zaman geçti, hayatın gerçekleriyle tanıştım, kucağında masallarla büyüttüğün ben, başka bir ben olmaya başladım. Hayatı tanıdım ve büyüdüm…

Büyüdüğümü fark edeceksin diye de korktum hep… Ondandı bütün şımarıklığım, çocuksu kaprislerim. Sen beni hep çocuk bil ve kolunu kanadını eksik etme diye… Çünkü büyürken; ölürken bile sana ihtiyacım olduğunu, olacağını da öğrendim…
O yüzden, sakladım senden büyüdüğümü…

Seninle acılar, mutluluklar, ayrılıklar, kavuşmalar, neler neler paylaştık… Sonunda kafesten uçmam, tek başıma kanat çırpmam gerekiyordu ama korktum. Sensizlikten, yalnızlıktan, çaresizlikten korktum… En özgür olduğumda bile, senin tutsaklığını özledim çünkü…

Korktum uçmaktan, sana söyleyemedim…

Söyleyemedim ama sen fark etmedin mi? Mümkün değil… Fark ettin ve kulağıma fısıldadın: “Uç korkusuzca meleğim, ben arkanda olacağım”… İçim rahatladı; senin tutsağın olarak, özgürce uçmaya başladım…

İnsan sevdiğinin değerini ancak mahrum kalınca anlarmış… Bense senin sevginden mahrum kalmaya dayanamayacağımı biliyorum. O yüzden sana benimle, upuzun ve mutlu bir ömür diliyorum.
Ha unutmadan; "Seni çok seviyorum" anneciğim...

Anneler günün kutlu olsun. Hep benimle kal…


Yayın Tarihi
11.05.2008
Bu makale 2416 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
.... "Dost hiçbir gizemin ardına sığınmadan yanında yüreğinizi açtığınız kişidir. Nasıl doktor sizi yargılamadan, hakkınızda hüküm üretmeden, sadece hasta olan organınıza odaklanır ve sadece onu iyileştirmeyi düşünürse; dost da sıkıntınız, derdiniz, ayıbınız, vukuatınız, kabahatiniz, hatta suçunuz karşısında sadece onunla nasıl baş edebileceğinizi düşünür. Dost sizi sadece dinler, yaranızı yalar ve sizin iyileşmenizden başka bir şey bilmez. Sizi yargılamaz, mahkum etmez, suçlamaz, yaranıza tuz basmaz. Kızar, azarlar, hatta bağırır ama asla sizi kırmaz..." -------------------------------------------------- Sevgili Cüneyt Ülsever, bu cümleleri senin için yazmış sanki.. Dostum, ablam, kardeşim... Sen de, sana kendininki gibi bir altın kalp veren ve bize de annelik eden Oya anne de, hep benimle kalın... Daha kına gecelerimiz, düşman çatlatacağımız düğünlerimiz var... Fulya (Kuziş)

FULYA VANİOĞLU 14.08.2008

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!