Telefonumda inanılmaz bir mesaj trafiğidir gidiyor. Bankalar, mağazalar, cep telefonu servisleri, gece kulüpleri, vs… vs… Durmadan, usanmadan mesajlar gönderiyorlar. Yok indirimli tarifeler, yok kaçmaz fırsatlar, yok düşük faizli kredi avantajları, yok efendim sabaha kadar ailemizin sanatçılarıyla lay lay yapma olanağı… Bitmiyor, bitirmiyorlar…
Düşünüyorum da ben hiçbir mağazaya ya da gece kulübüne “Aman ha, bana sık sık kendinizi hatırlatın. Allah muhafaza, indirimlerden haberdar olamazsam yaşayamam veya ben cumartesi gecesi eğlenmeyi unutabilirim, ya da nereye gideceğimi şaşırabilirim, o yüzden siz bana defalarca mesaj atın” diye telefon numaramı verdiğimi hatırlamıyorum…
Telefon numaralarını nereden alıyorlar, nasıl tedarik ediyorlar ve de neden bu kadar ısrarcılar, bu soruların cevabını araştırmak çok vakit alır da rahatsız olduğumu ve benim gibi çok insanın da bu konudan muzdarip olduğunu belirtmekte fayda görüyorum: İstemiyorum!
Düşünsenize, sabahın köründe bir mesaj sesiyle gözlerinizi açıyorsunuz. A kulüp mesaj göndermiş. “Hay Allah…” deyip tekrar gözünüzü kapıyorsunuz, tekrar yerinizden zıplıyorsunuz: B Kulüp mesaj göndermiş. Sonra, C’si, D’si, E’si… Kabus devam ediyor. Hatta öyle oluyor ki sistem mi iflas ediyor bilmem, aynı mesaj defaten sizi yerinizden zıplatabiliyor… Hem bu vaka sabahla da sınırlı kalmıyor, günün muhtelif saatlerinde ve en kötüsü de “gecenin en siyahında” devam ediyor olması… Bu durum sadece gece kulüpleriyle sınırlı da değil; dediğim gibi, mağazalar, markalar, AVM’ler… Liste uzuyor da uzuyor. O liste uzadıkça hayatımızdaki huzur kısalıyor maalesef…
Uykunuzdan uyandırılmayı, huzursuz olmayı bir tarafa bırakın; sinirleriniz yıpranıyor. “Neden ben?” diye kendinizi sorgulamaya başlıyorsunuz…
Ben istemiyorum kardeşim olur olmadık zamanda beni keyfimden eden mesajlar! Allah’a çok şükür aklım var, mantığım var. Merak ettiğim markaların mağazalarına zaten giderim, indirim varmış yokmuş öğrenirim. Eğleneceğim mekana da karar verme yeteneğine sahibim çok şükür. İşim gereği, ekstra organizasyonlardan da haberdar oluyorum… Bir de üzerine mesajların tuz biber olmasını istemiyorum. Kimse de o mesajlarla gideceği yere, alacağı ürüne, seçeceği tarifeye karar vermiyor, söyleyeyim. Herkesin bir bütçesi ve planı olmalı. O mesajlara göre karar verenlerin, plansız programsız tüketim yapanların da kredi kart patlamaları malum. Neden bilinçsiz tüketiciler yaratmak için bunca çaba sarf edilmekte ki?
Ama sanırım bu işin sonuna gelmek üzereyiz. Duyduğuma göre (ama mesaj atarak duyurmadılar) Türkiye Büyük Millet Meclisi olaya el atmış. Konunun ayrıntıları görüşülüyormuş, yakında bir yasayla bu eziyete son verecekler gibi görünüyor…
Kimse bana kızmasın, serbest piyasayı, rekabeti ve tanıtım özgürlüğünü es geçiyor değilim. Ama her özgürlük halkası, başkasının özgürlük halkasını teğet geçer değil mi? Başka halkayı kestiği noktada, özgürlük çerçevenizi aşmışsınız demektir.
Sevgiyle kalın…
SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR