Kadın mı haklı, erkek mi?

Hani hepimizin bildiği bir Eda Taşpınar-Nurettin Hasman ilişkisi vardı. Uzun uzun (7 yıl kadar) süren bir ilişkinin sonunda bitmesi ve hemen ardından Eda Taşpınar’ın yeni ve genç bir sevgili bulması, hatta hatta evlilik planları yapması, erkekler dünyasıyla kadınlar dünyasını ikiye böldü…

Normal şartlarda bu tür mevzulara pek girmekten hoşlanmıyorum. Adı üzerinde, “özel” ilişki ama yaşanan şey eğer bizler arasında genellemelere sebep oluyorsa, benim bunlara yer vermem gerekiyor… Bu konuyla ilgili şahsi fikirlerimi yazının en sonunda göreceksiniz. Şimdilik etrafımda konuşulanları yazıyorum…

Şimdi efendim, erkekler diyor ki:

Yazıklar olsun kadına… Yok yok, ayrılmadan önce o kadın bulmuş o adamı. Sonra ayrılmış… Adam ona o kadar emek verdi. Yıllarca adamın parasını yedi o kadın. Kadınlar böyle kardeşim, vefasız…vs…vs…

Erkekler arasında genelde bu ve benzeri yorumlar geliyor…

Gelelim kadınlara:

Kadın haklı canım, 7 sene bu, dile kolay. O adam kadına emek vermiş de kadın ne yapmış? Yıllarını vermiş kardeşim, yıllarını… Aldatacak kadın 7 sene bekler mi? Durmuş durmuş da 7 sene sonra mı aklı başına gelmiş? Ne diyor kadın? Evleneceğim diyor. Demek ki 7 yıllık ilişkisinde beklediği teklifle karşılaşmamış. Karşılaşsaymış, şu anda o adamın karısı olurmuş. Ne yapacaktı kadın? Ömrünün sonuna kadar adamın keyfi yerine gelsin diye mi bekleyecekti? Olacağı olmuş işte. Helal olsun kadına. Allah mutluluğunu daim etsin!

İşte kadınların yorumları da genellikle bu şekilde…

Ben bu yorumları izlerken, hep konuşulan “kadın-erkek” arasındaki savaşın gerçekten de var olduğunu da izlemiş oluyorum. Bana sorarsanız iki taraf da kendine göre haklı…

Erkekler haklı, çünkü onlar yaşadıkları ilişkiden hoşnutlarsa, huzurları yerindeyse, ilişkilerine ve birlikte oldukları kadına güveniyorlarsa, karşı tarafın beklentilerinin farkına varamayabiliyorlar. Bu konuda da onları suçlamanın çok mantıklı olduğunu düşünmüyorum. Hele hele iki taraf da halinden memnun ise kime ne? Değil mi ama!

Kadınlar da haklı… Haklı, çünkü her kadın sevdiği adamdan “hayatın tümünü birlikte geçirme arzusu duyduğunu” duymak ister. Duymadığı zaman mutsuz mudur? Çoğunlukla mutsuzdur. Mutsuz olanlar eğer çok seviyorsa uzun zaman bekler. Sevmiyorsa, bir süre sonra çeker gider… Gitmemişse, beklemişse seviyor demektir. Ve sevdikçe de aslolanın farkına varır: Mutluluk, sevdiği adamla birlikte olmaktır. Bunun için de kalıplara ihtiyaç yoktur. Bunu fark ettiği gün de, en mutlu insan odur…

Sonuç itibariyle, bu işlerde her iki taraf da haklı bence… Ancak bunlara kafa yormak yerine, birlikte olduğumuz o özel kişiyle ne paylaştığımızın, ne kadar mutlu olduğumuzun ve bu mutluluğun kaynağının hiçbir beklentiye ihtiyaç duymadan, tamamen samimi duygulardan kaynaklandığının farkına varabilmemiz lazım. Ben öyle düşünüyor, öyle de yapıyorum…

Sevgiyle kalın…

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

 

Yayın Tarihi
01.09.2009
Bu makale 6563 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!