Çöplükte eşinen tavuk artıktan başka bir şey bulamaz…

Uzun zaman oldu, duyduğum, gördüğüm, şaşırdığım (belki de şaşırmadığıma şaşırdığım) saçma ve çapraşık ilişki beklentilerinden dem vurmayalı… Uzun zaman oldu çünkü, sanırım çok umursamamaya başladım. Ama yine de bazen öyle saçmalıklarla karşılaşıyor ki insan, iki çift kelam etmeden de geçemiyor…

Şu malum hemcinslerim var ya benim, hani hemcinsimiz oldukları için zaman zaman insanı kadınlığından utandıran… İşte onlarla ilgili birkaç diyeceğim var bugün…

Benim bildiğim, kadın narindir, duygusaldır, aşka inanır, aşkı yaşatmak için uğraşır, fedakarlık eder, çabalar ve saygı duyar, en azından uzun süredir devam eden aşklara…

Ama zaman değişti, bazı kadınlar da bizim bildiğimiz şeklinden uzaklaştı.

Sadece kadınlığından mı, insanlığından belki de…

O kadar ki zaman zaman karşılaştığı, övgüler yağdırdığı kadının, eşine, sevgilisine, erkeğine göz dikecek, onun üzerine planlar yapacak, elde etmenin yollarını arayacak kadar…

Bu küçük beyinli, yarım akıllı kadıncıklar, ava çıkan sürüngenler gibi, uzun dillerini yakınlarındaki ilişkilere uzatmaya devam ediyor… Sanıyorlar ki bu ilişkilerden beslenecek, üzerine yeni ilişkiler kurabilecekler… Acıyorum onlara… Hala anlayamadılar erkekleri… Onlar (yani erkekler) uzun süreli düzgün ilişkilerinden kolay kolay vazgeçmezler. Neden vazgeçsinler ki durup dururken, ortada hiçbir sorun yokken? Bu kadıncıklar onlara, farklı ne sunabilirler ki?

Sanıldığının aksine erkekler memnundurlar mevcut sevdiklerinden… Bir arayışta da değillerdir. Siz zavallılar, bir kereliğine, sadece bir geceliğine onlara eğlence olabilirsiniz. Sonra tilkinin dönüp dolaşıp geleceği, yine o bildiğimiz kürkçü dükkanıdır…

Bu aşağılık küçük beyinli kadınlar, bu bir gecelik ilişkilerin sonunda, bir gün turnayı gözünden vuracaklarına inanırlar. O beklentiyle sunarlar bedenlerini fütursuzca. Ama sonuç değişmez, sıfıra sıfır, elde var sıfır… Her defasında turnaya yem olmaktan öteye gidemezler. Göz koydukları erkek için, küçük bir macera, biraz adrenalin, belki de bir oyundan ibarettirler, hepsi bu…

Ya o uzun ilişkilerin gerçek kahramanı olan, gerçek kadınlara ne olur? Hiçbir şey… Onların utanılacak, sıkılacak, üzülecek bir durumları yoktur. Muhtemelen uğraşacak önemli işleri vardır. Küçük düşünceler, çirkin planlar, entrikalar onlara vız gelir, tırıs gider…

Onlar saygıyla, sevgiyle, özveriyle ilişkilerini beslemeye devam ederler…

Artık o oyunları oynamaktan vazgeçmeyen, aynı tas aynı terane diye bu kör dövüşünde rol çalmaya çalışan erkeklere söyleyecek söz bile bulamıyorum. “Neden yapıyorsunuz, amacınız ne, ne elde etmeye çalışıyorsunuz?” dahi demiyorum… “Kimi kandırıyorsunuz?” diye de sormuyorum…Bence sadece kendinizi kandırıyorsunuz.

Artık bana anlatılanlara, duyduklarıma, gördüklerime ve öğrendiklerime de şaşırmıyorum… Ama her üç tarafa da birer cümlem var:

Küçük beyinli kadıncıklara: “Çöplükte eşinen tavuk, artıktan başka bir şey bulamaz.”

Oyuncu erkeklere: “Bazı oyunlar tehlikeli olabilir.”

Gerçek kadınlara: “Sen şarkılar söyle içinden, boş ver...”

Sevgiyle kalın…

 

Yayın Tarihi
05.10.2008
Bu makale 841 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
YASEMİN HANIM , MAKALENİZİ İLK DEFA OKUYORUM, OLDUKÇA İLGİNÇ BİR KONU SEÇMİŞSİNİZ. ZEVKLE OKUDUM. SONRAKİ YAZILARINIZI DA OKUYACAĞIM. VAKTİM OLDUĞU SÜRECE.. İYİ ÇALIŞMALAR..

Alaaddin İncesu 20.10.2008

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!