Geçen hafta Turizm Fuarı için Londra?daydık? Londra? Beşikteyken gittiğim ve büyüdüğüm şehir. Özlemişim? O kentteki düzeni, insanların saygı içerisinde sokaklarda aceleyle bir yerlere gidişini, alışveriş merkezlerindeki hareketliliği, özlemişim? Ancak ne olursa olsun memleketimin yerini tutamaz.
Doğrusunu söylemek gerekirse, turizm fuarı son derece renkliydi. Katılımcı firmalar canla başla ülkelerini ya da kurumlarını tanıtmaya çalıştılar. Ancak bazı standlar vardı ki gerçekten göz kamaştırıyorlardı. Birçok ülkenin özenle hazırlanmış standlarını dolaşırken, canım Türkiye?min standında ne atraksiyonlar yapılabileceğini düşündüm. Bizde onca kültürel ve doğal malzeme varken neden hala afişler ve kataloglardan medet umuluyor diye düşünmedim değil. Ama yine de fuarın ülkemiz için son derece başarılı geçtiğini belirtmeden edemeyeceğim?
Hani Londra?yı özlemişim dedim ya, dönüş yolunda uçakta düşüncelere daldım. ?Londra?da gördüklerim Antalya?da da olabilseydi ne olurdu?? diye? Hatta ?bunun için neler yapılabilir, ben kişisel olarak neler yapabilirim?? diye düşündüm durdum?
Bütün bunları düşünürken, aklıma Antalya?dan İstanbul?a göç eden ve oradaki yaşantıya üç günde alışıverip Antalya?yı beğenmeyen sevgili dostlarım (!) geldi? Ne yalan söyleyeyim, kendi kendime sinirlendim? Yahu bu şehirde doğup büyümüşsün. Hayat sana son derece cömert davranmış ve olabilecek her şeye sahip olmuşsun. Sonra bir gün yolun İstanbul?a düşmüş ve yaşamını orada sürdürmen gerekmiş. Şimdi arkana bakıp nasıl burun kıvırabilirsin ki? Seni o günlere taşıyan Antalya?yı nasıl eleştirebilirsin?
Bu kent için ne yaptın? Ne yapmak istedin de çabaların sonuçsuz kaldı? Yanlış giden şeyleri düzeltmek adına ne gibi bir adım attın? Şimdi buna ?civciv çıkmış, kabuğunu beğenmemiş? denmez de ne denir?
Bence her sorumluluk sahibi insan, gezdiği, gördüğü ve yaşadığı yerlerde örnek alınabilecek noktaları beynine kazıyıp, doğduğu şehre bunları nasıl kazandırabileceğinin hesaplarını yapmalı?
Her memleket sever, hayat onu her nereye savurursa savursun, imkanı varsa şehrine dönmeli ve döndüğünde iyi ve faydalı çalışmalara imzasını atabilmeli?
Yoksa bir yerlere kapak attığını, hatta beğenmediği memleketinden kurtulduğunu düşünüp, bir de eski dostlarıyla bir araya geldiğinde ?ay ben burada vakit kaybetmişim? diye iç geçiriyorsa, yaşadığı şehirden de güzel yerler olabileceğine dikkat çekmek isterim?
Canım Türkiye?min her köşesi başka güzeldir. Ancak bu güzelliklerin kimi az, kimi çok nasip almıştır gelişimden. Suçu haritadaki yeri olamaz elbette. Hatta suçlu varsa, memleket değil, onu kalkındırmak için parmağını oynatmayan memleketlilerdir diye düşünüyorum?
Yani? Geri dönmek lazım... Geri dönmek ve faydalı olmak?
Sevgiyle kalın?