Herkes krize girmiş durumda… Durun canım, “hepimiz çıldırdık” demiyorum, ekonomik krizden bahsediyorum. Başka türlü krizlerden değil.
Amerika’dan başlayıp tüm dünyayı etkisi altına alan kriz, elbette ki Türkiye’yi de es geçmiyor. Hepimiz bu krizden nasibimizi alıyoruz…
Ben de krizdeyim… Koşturuyorum, bir sürü iş yapıyorum, Allah’a çok şükür kazanıyorum da ama harcamaya korkuyorum doğrusu. Ekonomi otoritelerinin her gün televizyonlardan çizdiği kara tablolar içimi karartıyor. Ve sonuç itibariyle elimi korkak alıştırmaya çalışıyorum…
Oysa yeni sezon modası belli oldu. Vitrinlerde birbirinden güzel kıyafetler, ayakkabılar, çantalar, daha neler neler boy gösteriyor… Ama ben kendimi tutuyorum, neme lazım, kriz var memlekette…
Elimden gelse, sokaklarda at gözlüğüyle dolaşacağım. Aman gözüm bir şeylere takılmasın, ya da aklım kalmasın diye. Çünkü maazallah aklım kalırsa, o anda kendime engel olup almasam bile ertesi gün mağaza açılmadan kapısında biterim.
Benim gibi kaç kişi içindeki alışveriş canavarına gem vurmaya çalışıyor bilmem ama durum bende bundan ibaret…
Piyasada yaprak kıpırdamıyor. İş güç sahibi adamlar bütün harcamalarını kısmış, ben mi kısmayacağım? Milyonlarla konuşanlar üç kuruşun hesabını yapıyor, ben mi yapmayacağım? Kriz var kardeşim, ben de krizdeyim. Ama ben bu krize daha ne kadar dayanırım, daha ne kadar alışverişten uzak durabilirim bilmiyorum.
İşin şakası bir tarafa, bana kalırsa aslında hepimiz yanlış yapıyoruz. Ekonomik krizin atlatılması böyle kabuğuna çekilmekle, kafaları devekuşu gibi kuma gömmekle olmuyor maalesef…
Krizlerin atlatılması, alışveriş yapmamakla değil, tam tersi daha çok alışveriş yapmakla mümkün olabiliyor. “Ne olacağız?” diye paraları yastıkların altında saklamakla, piyasalar daha da çıkmaza giriyor. Düşünsenize, siz alışveriş yapmazsanız, sektörler nasıl bu darboğazı atlatacak? Satış yapamayanlar, vergi de ödemeyeceğine göre ülke nasıl kalkınacak, nereden gelir sağlayacak?
Mesela iş sahipleri de en çok kriz zamanlarında reklam yapmak durumundalar. Reklam asıl kriz zamanı işe yarayan önemli bir satış enstrümanıdır. O enstrümanı doğru notalarla çalmasını bilmek gerek…
Ekonomik krizi bahane ederek, piyasaları nefes alınmaz bir hale sokmak çözüm değil, çözümsüzlüğü beraberinde getirir sadece…
Netice itibariyle sevgili dostlar, milletçe birlik olup, kriz esnasında vatandaş olarak üzerimize düşeni yapmalı, taşın altına elimizi koymalıyız ki, ülkemiz bu darboğazı da alnının akıyla atlatabilsin.
Ekonomist değilim ama düz mantık yapınca bile insan yukarıda yazdıklarımın yapılması gerektiği sonucuna ulaşabiliyor. Yanılma payımı saklı tutarak fikrimi sizlerle paylaşmak istedim sadece…
Evet, herkes gibi ben de krizdeyim ve bu krizi atlatmak için şimdi gidip biraz alışveriş yapacağım.
Not: Shemall AVM’deki Boyner mağazasında New Balance indirimini kaçırmayın. Şu an en in spor ayakkabı olduğunu da unutmayın… Bu krizde iyi gider valla….
Haftaya görüşmek üzere…
Sevgiyle kalın…