Biz hanımlar biraz rekabetçiyizdir. Herkes erkekler için giyinip kuşandığımızı, süslenip püslendiğimizi sanır.. Yok öyle bir şey tabii ki.. Biz aslında birbirimizi kıskandırmak, kendimizi şımartmak, iyi hissetmek, ödüllendirmek gibi nedenlerden yola çıkarız.. Erkeklerle ilgili kısmı sanıldığı kadar öncelik taşımaz..
İşim gereği sıklıkla eğlence mekanlarında, beş yıldızlı otellerde bulunur, havayı koklar, trendleri, tüketici eğilimlerini takip ederim.. Şimdilerde “Rus olayı” gündeme çakılı..
Son beş yıla damgasını vuran “Rus turizm dalgası” Antalya’yı derinden etkiledi.. Artık tabelalar bile Kiril alfabesiyle yazılır oldu.. “Kalinka” çalınmayan mekan yok.. Güzel hatunlar, “Gym”den fırlamış gibi duran erkekler hemen her yerde..
Bu durum otomatikman yerel insanımın kimyasını bozmuş durumda tabii.. Erkekler de bir kıpırdanma göremiyorum.. “Denize bakalım rakı içelim” tavrı devam..
Ama ya hanımlar?..
İşte burada “gözünü sevdiğimin rekabeti” devreye giriyor..
Çevremde birçok kadın var, hemen hepsinde geçmiş yıllarda fark etmediğim bir telaş, bir çaba gözlemliyorum.. Kimi lahana hapı alır, kimi botoks yaptırır, kimi öldürücü diyetlere başlar, kimi İstanbul’da gizlice estetik olur, bir faaliyet, bir faaliyet..
Kişisel olarak kendimi bu saydıklarımın dışında tuttuğumu zannetmeyin.. Gerçi oldum olası kendine bakan, bir kadınım.. Bilen bilir ama gene de elimden geleni ardıma koymuyorum açıkçası.. Kişisel bakım faaliyetlerim bütün hızıyla sürüyor.. İki saç kesimi, bir makyaj, biraz kilo vermekle kendime saygım artıyorsa, neden yapmayayım?
Tabii ki bu işin bendeki tezahürü böyle.. Ama ya diğer hatunlar? Yıllardır meydan boş iken yan gelip yatanlar?.. işleri çok zor.. O gökdelen boyutlarındaki topukluları giyip yürümek bile bir eğitim işi!.. Bizde bir yakınımızın bebeği olduğunda, nazarlık, altın filan takılır ya, Ruslarda da kıza doğduğunda sanki topuklu ayakkabı hediye ediliyor büyüyünce giysinler diye..
Öylesine vücutlarının parçası olmuş.. Şaşarsınız..
Mermer koridorlarda üçü beşi bir arada bir yürüyüşleri var, “çakır – çukur” yer gök inler..
Fizikler mükemmel.. İşimiz zor.. Ama hemen umutsuzluğa kapılmayın hanımlar.. Her güzelin kusuru var.. Onu da ben biliyorum.. Sırrı bende.. Siz gene de gevşemeyin.. Aynen devam.. “Bu pazartesi rejime başlıyorum” yazısını buzdolabı magnetinden alın, makyaj masanızın aynasına yapıştırın.. Hadi göreyim sizi.. Takıldığınız konu olursa bana mail atın..
Kadını ilgilendiren her konuda..
Evvel Allah buluruz bir çözüm..
Sevgiyle kalın…