Kurban bayramları yaklaşırken, ne yalan söyleyeyim, içimi bir ürperti kaplıyor… “Yine aynı şeyler olacak mı? Yine zavallı hayvanlara eziyet edilecek mi? Yine her sokaktan kan kokusu etrafa saçılacak mı?” Bu sorularla beynim meşgul olur, her kurban bayramı öncesi…
Bir süredir belediyeler, özel kesim alanları hazırlatıp bu yukarıda saydığım çirkin görüntülere sahne olunmasın diye önlem almaya çalışıyorlar, biliyorum. Büyük ölçüde de faydalı oluyorlar ama hala, hala evinin önünde kurban kesmeyi tercih eden, hatta kesimden sonra da artıklarını kaldırmayı akıl edemeyenler var… Bu bayram öncesi herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum. Bu bayram huzur içinde, steril ve göze hoş görünen ortamlarda bayramlaşabileceğimizi ümit ediyorum…
Bayramın başka bir yönü daha var; hepimizin bildiği… Birlik, beraberlik, barış ve huzur vesilesidir bayramlar, öyle değil mi? Büyüklerin ziyaret edildiği, küçüklerin sevindirildiği, manevi duygularla dolup taştığımız günlerdir… Peki ya bayramları tatil olarak algılayanlar? Onlar kabahatli mi? Bence değiller… Stresli ve yoğun iş dünyası içinde, bayramları kendilerine nefes alabilecekleri bir es olarak görenler, haksızlar mı? Neden olsunlar ki? Bayramlarda tatil yapmıyor muyuz en nihayetinde? İsteyen istediği gibi geçirir bayramını… “Eski bayramlar nerde azizim?” klişesini artık bir kenara bırakmak gerekiyor diye düşünüyorum.
Eğer yeni nesil bayramları kendine bir fırsat olarak görüyorsa, eğer ailesini ziyaret etmek yerine tatile çıkmayı tercih ediyorsa, belki de bizler onlara bayramın maneviyatını iyi anlatamamış olabiliriz… Neden olmasın? İğneyi kendimize batıralım…
Eski bayramlarda aile ziyaretleri bir dayatmadan ziyade “bayram evladım ayıp, gitmek zorundayız” söylemleri yerine, büyüklerimizi gerçekten ne kadar özlediğimiz, onların bizi görmeye, bizim onları görmeye olan ihtiyacımız, olan saflığıyla çocuklara aktarılabilmiş olsaydı, durum böyle olmazdı diye düşünüyorum…
Sözün özü; sadece bayramlar değil, diğer gelenek ve göreneklerimizin de bugün unutulmaya yüz tutması (hadi gerçekçi olalım, unutulması) sadece yeni neslin kabahati olamaz. Onları yetiştiren orta neslin de bunda önemli bir etkisi olduğunu düşünüyorum…
İnsanlar gerçekten istiyorlarsa, gerçekten bir arada iyi vakit geçiriyorlarsa, mecbur olduklarından, adet olduğundan değil, içlerinden geldiği için büyükleriyle vakit geçirmeyi tercih etmezler mi? Acaba biz genç nesille iletişim kurmakta başarısız kalıyor olabilir miyiz? Acaba biz büyükler onları sıkıyor olabilir miyiz, akıl vermelerimiz, durmadan yaptırımlarla bezeli söylemlerimizle? Acaba onları bizi değil de, tatili seçmelerinde bizim de payımız olabilir mi?
Bayramlar önemlidir, bir arada olmak için fırsattır ama bayramların haricinde de zamanlarımız olmuştur, değil mi? Ziyaret etmek, vakit geçirmek, sohbet etmek ve onları sevdiğimizi göstermek için bayramları beklemeye de pek gerek yok diye düşünüyorum… Hangi gün olursa olsun, uzaktaki bir yakınınızın kapısını çaldığınızda, mutlu olmayacak bir aile büyüğü olduğunu düşünemiyorum…
Evet, yarın bayram… Tercihiniz ne olursa olsun, ister aile büyüklerinizle, ister sevdiklerinizle tatilde, mutlu, huzurlu ve özel bir bayram geçirmenizi dilerim…
Sevgiyle kalın…