Mardan Palace, açıldığı günden beri Antalya’da beni etkileyen tek otel oldu… Oraya gittiğim zaman, kendimi bu alemden uzaklaşmış, bir başka dünyaya ulaşmış gibi hissediyorum.
Bunun başlıca sebebleri de her şey dahil sistemin reddedilmiş olması, kaliteli servis, sakin bir ortam ve güler yüzlü personel. Kısaca her şeyin iyisini hatta en iyisini Mardan Palace’da görebiliyorsunuz.
Buraya kadar hiçbir sorun yok ve Mardan Ailesini gönülden kutluyorum. Benim anlayamadığım, dünyayı sarsan Mardan Palace yöneticilerinin, otelin içerisinde yer alan Monkey Club için Antalya’da bir iki reklam vermekten başka hiçbir şey yapamayıp, Antalyalı organizatörlerden beklentiye girmeleri...
Geçen gün ofiste Patron Fulya’nın elinde bir sürü zarf… Bunların dağıtılması gerektiğini söylüyor. Acil ve kişiye özel damgalı bu evrak, geçtiğimiz cumartesi Mardan Palace’ta Mine Cömertoğlu ve Müşerref Sarıkule’nin beraber açtıkları MİE Organizasyon tarafından yapılan, “Antalya’da 100 Elit ” partisinin davetiyeleri... Bence bu organizasyon, öncelikle davetiyeden kaybediyor. Madem olay “elit” ve parti de “kişilere özel”, çağrısı da biraz daha özen gerektirmez miydi? Programın içeriğini merak edenler için, 23:00 / 24:00 arası Mardan’ın terasında kokteyl daha sonra da Monkey Club’a geçiş…
Ve ben her şeye rağmen, tüm PR gücümle, Antalyalı çevremi toparlayıp bu partiye gitmeye ikna ediyorum. Hatta ve hatta Mardan Palace’ı o kadar çok seviyorum ki konaklamaya bile ikna ettiklerim var. Önce bizim grup olarak İtalyan Restoran’ında yemeğimizi yiyoruz, daha sonra kokteyl verilecek bölüme bir göz atmak için havuz başından terasa yöneliyoruz.
Ama o da ne? Gözlerime inanamıyorum. Kokteyl ile alakalı hiçbir hazırlık yok! Herkes oturma gruplarında oturmuş, sohbet ediyor. Toplasanız 10 kişi koltukların arasında kaybolmuş. Kokteyl hazırlığının olmaması Mardan’ın mı, yoksa MİE Organizasyon’un ayıbı mı bilemiyorum?
Terasta şöyle bir bakınıp, kayda değer bir olay olmadığını görünce, yönümüzü Jazz Club’a çeviriyoruz. Ortam çok keyifli, müzik insanı sarıyor, bar ekibi sıcak, keyfimiz yerine geliyor. Biraz da havaya girince, gecenin sonunda, yine benim zorumla arkadaşlarımı Monkey Club’a götürmeyi başarıyorum
Monkey Club’ı gerçekten görmenizi isterim. Dekorasyona diyecek bir şey bulamıyorum. Ses sistemine, ışığa inanılmaz paralar harcanmış. Alışık olmadığımız tarzda localar ve kocaman bir bar var. Ortada da yarı çıplak dans eden tipik Rus kızlar... Ben yine tüm iyi niyetimle bu kulüpten içeri girdiğimizde, partinin burada süper geçeceğini düşünüyorum, ama bir de bakıyorum ki bizi saymazsanız 6 elit kişi, barın bir başında duruyorlar. Diğer ucuna da biz tutunuyoruz. Rus havalar çalıyor, nargileler yakılmış, Moskova’da ultra lüks bir eğlence merkezine ışınlanmış gibiyiz.
Erkekler klasik olarak dans eden yarıdan fazla çıplak Rus kızlara bakmaktan kendilerini alamıyorlar. Biz bayanlar da kendi aramızda muhabbetteyiz… Şimdi Mardan ve organizasyon şirketi sahiplerine soruyorum; Sizin parti anlayışınız bu mudur? Sizce elit parti böyle mi olmalı?
Kapıya gelen basına kötü mü davranılmalı? Basın günlerce aranıp aranıp, mailler atılıp, sonra da ismi listede var mı yok mu diye kapıda mı süründürülmeli? Hatta bazılarının ismi, kendileri tarafından aranılıp çağırılmış olmalarına rağmen listede olmadığı için geri mi çevrilmeli?
Organizasyon sahipleri misafirlerle ilgilenmemeli mi? Vs… Vs…
Bence herkes bildiği işi, layığıyla yapmalı. Öyle evde otururken aklına gelip, “Hadi ya, biz organizasyon şirketi kuralım” demekle bu işler olmuyor işte. Bilgi, donanım, beşeri ilişkiler lazım, vizyon, emek , tecrübe, zaman mutlaka lazım. Yani çok ama çok şey lazım…
Mardan muhteşem ama Monkey Club’da verilecek bir partinin organizasyonunun bu kadar amatör birilerine teslim edilmiş olması bana çok anlamsız geldi doğrusu… İçime atacak değildim ya, paylaşmak istedim…
Neyse efendim, biz bu komediye daha fazla dayanamayıp, otelin en güzel yeri olan serin lobiye çıkıp, sigara yasağından önce, son bir sigaralarımızı tüttürüp, kahvelerimizi içerek sohbet ile sabahı yaptık.
Güzel odalarımızda huzurlu bir uyku çekerek pazar sabahı Mardan’ın mükemmel brunch’ını tadıp, evlerimizin yolunu tuttuk. Darısı organizasyon sahiplerinin başına…
Sevgiyle kalın…
SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR