Temiz enerji

Yıl 2012 idi ve ortalık 21 Aralık sendromu ile yıkılmıştı. Dünyanın sonu senaryoları tutmamıştı ama aydınlanma, ruhsal gelişme, manevi dünyalara ulaşma, enerji sistemleri, meleklerimizle tanışma. İnsanoğlunun bilinmeyene, gaipten verilecek haberlere dayanılmaz ilgisi olduğunu yadsımak mümkün mü? Sanal medyanın on gönderisinden sekizi fiziksel ve eterik beden ile ilgili. TV programlarının günlük en az birinde astrologlar, psişik yeteneklerini keşfetmiş yaşam koçlarını konuk ediyorlar.
Bizleri etkileyen ne tarz iletişim kanalı varsa hepsi yıkılıyor, başta Hollywood yıldızları takiben dünya futbol devleri, en güzel modeller, onların guruları, sıradan insanları kişisel olarak geliştiren danışılanlar, astrologlar, küreye bakanlar, gökyüzünü tarayanlar konuşuyorlar, yazıyorlar.
Söylediklerini de bilimin kanıtlarıyla güçlendirmeyi ihmal etmiyorlar. Benim de etki alanı içinde olduğum bu Ezoterik dünya Einstein’ın rölativite teorisi her şeyin enerji olduğunu kanıtlayan çalışmaların sonuçları ile her birimizin hayatına şu ya da bu şekilde sızmaya devam ediyor. 21 Aralık 2012 çoktan unutuldu. Ama bir yeniçağın, bir farkındalık çağının insanları sarıp sarmaladığını ve ruhsal bir dönüşümle mutluluğu yakalama çabasının tüm evreni sardığını anlatan deneyimler dört bir yanımızda. Yeni bilinç ile kötü düşünceler yerini iyi düşünceye bıraktığını sanmak, uyduruktan terane işler yaparak etikten bihaber işler çevirenlerin sonunun geldiğini görmek bünyelere iyi geliyor anlaşılan.
Yeniçağ iyi insanlarla, iyi düşüncelerle, emek vererek iş yapmakla, kötülüklerin bertaraf edilmesiyle gerçekleşiyormuş. Kendin için, karşındaki için, bütün için iyilikler talep etmek ne muhteşem sonuçlar doğuruyormuş, hayal etmesi bile güzel.
Evrenin kendisi, güneş, gezegenler,bu dünya her şey enerji formu olarak kabul ediliyor. Subtil, elle tutulamayan, sağlam, var olan her şey enerjinin tezahürü canlı enerjiden oluşan bütünün parçaları olduğunu anlatanların anlattıkları hızla benliklerimizi sarıyor.
Dünyanın özellikle ülkemizin bulunduğu coğrafyanın, ülkemizin barışa çok ihtiyacı olduğu bir zamandayız. İnsanlar acı çekiyor, gençler, çocuklar öldürülüyor. Evlerimizin içinde uyum çoktan yitip gitmiş. Kadın, çocuk şiddet görüyor, öldürülüyor. Savaşın köleleştirdiği insanın özgürleşeceği bir çağın eşiğinde olduğumu hissetmek ihtiyacındayım. İyi maddi varlıklarımızı hayırlarken denir ya:”içinize sinsin” bu dileği çok severim. Bilim, teknoloji, buluşlar, elektronikteki gelişmeler insanların konforu için değil mİ? Toplumun Refahının ölçüsü değil mi? Her şeyimiz var. Gelişiyoruz, ekonomimiz büyüyor, dünya starları konserler veriyor, modanın devleri şovlar yapıyor, sanatçıların sergileri birbiri ardına açılıyor, yabancı fonlar gelmiş, yatırımlar yapılıyor, hizmet sektörü büyüyor. Ne güzel başlıklar,içleri mi boşalmış, yoksa puzzle da kayıp parçalar var da bütün; İçimize sinmiyor?
Yeni yıla girerken beynimin kıvrımlarını ele geçiren o kadar çok aydınlanmış, aşmış, dönüşmüş, inanmış, danışılan sesinin etkisinde kaldım ki…Telkin ettikleri enerjiyi iyi kullanma, şahsımız ve bütün için hayırlar dileme acaba boşlukları dolduracak sır mı?
Bu durumu bu sırrı çözmek istiyorum ama; astrologlar Jüpiter etkisi, Mars’ın araya girmesi, Pluton’un bir şeyler yapması, güneşin tutulması gibi şeylerden bahsederken hala silahtır, karışıklıktır demeye devam ediyorlar.
Ben sanal medyadan da, görüntülü medyadan da, yazılı medyadan da temiz enerjiyi işaret edenleri seçiyorum. Yılbaşı tatilim bitti zaten bu kadar takipçi de olamayacağıma göre ben güzel enerjinin ülkemi ve dünyayı saracağına ve temiz yaşayacağımıza inanarak günlük yaşantıma döneyim bari.