Kadının
ekonomiye kazandırılması ile ilgili uygulanan politikaların yaygınlaşması ile”
niyetin iyi” ama uygulama sırası ve sonrasındaki komplikasyonlara bakınca da
“iyi değerlendirme” yapmaya ihtiyaç olduğu sonucunu çıkarıyorum. Bu tespitimle alakalı
onlarca noktayı not aldım ama kadının ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesinin
temeli okullarda atılıyor.
Bugün
yeni bir eğitim öğretim yılı başlıyor. Birçok ülkenin nüfusundan fazla
çocuğumuz okullarına başlıyor. Öğretmenlerini de katarsak ne kadar büyük bir
nüfusun gelecek için çaba gösterdiğini düz mantıkla söyleyebiliriz. Genç nüfusa
sahip bir ülke olarak hemen her evde okullular olduğunu söylemek pek de yanlış
olmaz.
Kızların
okullaşması ülkemizde hala en fazla üzerinde durmak zorunda kaldığımız
başlıklardan. Bugüne kadar bizzat ve birçok kez Anadolu’da kız ve erkeklerin
mesleki eğitime kazandırarak meslek sahibi olmaları için çalışmalar yaptım.
Çalışmalar sırasında çıkardığım sonuç, kızların okullaşmasının kabul görmesi,
sosyo ekonomik konum ile paralellik göstermekte. Dahası farklı bölgelerin ve
giderek farklı ailelerin karşılaştırılmasında da izledim. Son yıllarımda önemli
yer tutan bu çalışmalarımda Kadının okuma yazması ve giderek dış dünyaya
açılması, kadının varlığını devam ettirebilmesi için geleneksele tutunma
zorunluluğunu azalttığını, hatta ortadan kaldırabildiğini deneyimledim. Töre
cinayetleri, kuma, vb. feodal uygulamaların genelde bu sistem içinde hapsolmuş
kadınların aktif desteği ile gerçekleştirildiğini anladım.
Daha
da önemlisi erkek çocukların gerek anneden aldıkları eğitimlerinde gerekse okul
eğitimlerinin desteklenmesinde kızlarla ilgili “kızların lehine öğretilerin” ne
kadar hayati olduklarını yaşadım. Aynı evde aralarında bir buçuk yaş bulunan
ilk öğretimden sonra eğitim imkanı bulamayan biri kız biri erkek çocuğa
sunduğumuz alternatif olanağa erkek kardeşin “onu evlendireceğiz, otursun
oturduğu yerde nasıl olsa kocası ona bakacak” demesini duydum annenin
tasdiklemesi karşısında eğitim için daha fazla çabaya koyuldum.
Bu
demek oluyor ki kız çocuklarının veya yetişkin kadının veya ailesinin eğitim
talebini yaratabilmesi için “koca” dışında fayda umacakları “getiriyi” de
önceden bilmesi gerekmektedir. Okuma yazma bilmeyen kadının aile dışında
ücretli bir iş bulma olasılığı çok azdır. Bunun gerçekleşmesi durumunda dahi,
bu iş sigortasız, güvenceden yoksun, “kayıt dışı bir iş” olacaktır. Kadının
eğitimi artıkça bu durum lehe olacaktır ve bunun için eğitim politikaları ile
ekonomi politikalarının birbirini desteklemesine olan ihtiyaç
karşılanabilmelidir.
Toplumda
şiddet, toplumun değerlerinde oluşan erozyon, toplumun sağlığı; kız
çocuklarının okullaşması ile toplumun yararı lehine olumlu değişecektir. Bu
bakımdan bu ülkenin eğitime ve özellikle kadınların eğitimine yatırım yapması
devletin öncelikli politikaları arasında yer almalıdır.
Yeni
bir eğitim öğretim yılının başında geleceğe hazırlayanların; hazırlananları
insana değerden hareketle en temel insan hakkı eğitim ile “ÇAĞDAŞ İNSAN OLMA”
gerekliliği ve bu sayede yaşam kalitelerini artıracak bilgiye kavuşturma
sorumluluğunda hareket etmeleri dileğimdir.
Yeni
eğitim öğretim yılı tüm ülkemize hayırlı olsun.