Sevgililer Günü

“Sevgililer Günü Haftası” bu tanım beni çok güldürüyor. Bu alay etmekle koşut bir gülüş değil. Sevinmeme,düşünmeme, nostalji yapmama, sevgi için alan ölçümleri yapabilmeme fırsat tanıyan bir sürecin gülerek yaşanması benimkisi.

En güzel aşk şarkısı hangisi, en güzel aşk yemeği nedir, en güzel yemek nerede yenir, en  güzel aşk notu nasıl yazılır üzerine üretilen fikirlerle alışveriş olsun ekonomi coşsun derken

öyle büyük tüketim bombardımanına maruz kalıyoruz ki; samimiyetimizi kaybediyoruz, tüketimden başka bir şey düşünemiyoruz duygusuna yakalanıyorum. Ama bu yıl öyle olmadı.  

Zira bu yıl, her geçen yıl sevginin kutsanmasına, insanın mutluluğuna adanan bu günle ilgili koparılan vaveyla da,  arka planının vahşi kapitalizmi beslemesi de hiç umurumda değil. Adeta öncesini de “Sevgililer Günü Haftasına Hazırlık Haftası” ilan edebileceğimiz kadar hayatımıza sızan hazırlama döneminin beni nasıl etkilediğinden söz etmek istiyorum.

En cikslerin, en A plusların, en “Mahalle”nin olduğu AVM girişinde AŞK sözcükleri yazmak kalabalığını göze alanların çoğunluğu ne erkek, ne kadındı. Yazma yarışındaki heyecanlarında ve isteklerinde en ufak bir fark göze çarpmıyordu. Görüntü şahane bir eşitlik görüntüsüydü. Müthiş kırmızının beni yakalaması mıydı, yoksa kalplerin titreşimimi gelip bam telimi vurmuştu. Hiç önemli değil çok güldüm elbette sevinçle. Sevgililer Gününün İnsanı cinsiyet ayrımı yapmadan ele almamız için ne şahane bir fırsat olduğunu kavradım. Orada gördüğüm insanlar bana  İnsanın hayattaki manevi amacı kendi mutluluğu ve bu uğurda faaliyetlerini sürdürdüğü üretici başarıları değil midir? Diye düşündürttü. Küçücük bir kağıda duyguyu en başarılı aktarma istekleri beğenmeyerek avuçlarında buruşturulan küçücük kağıtlardan bana ulaştı.

Kadına uygulanan şiddeti aklıma getirdiğimde sevgililer günü boğazıma yumruk olur tıkanır, “sevincim”yerle yeksan olurdu. Çok güldüm. İlk kez, paylaşılan aşk ve sevgi ile kanıksattırılan bilgimin değişmesinin mümkün olduğunu anladım.

“İnsanlar doğuştan farklıdır. Kadın erkek nasıl eşit olabilir ki. Doğa kadını zayıf yaratmış.” Yüz yıllardır söylenen kulağımıza çarpan bu titreşimler hiç de bam tellerlimizi titretmiyordu. Zira işin içine doğa sokulmuş ve doğanın sahipliğine teslim edilmiş “İnsanlar doğuştan farklı” Bu efekt şimşekler çaktırarak bizleri/insanları durduruyordu. Küçük bir an sevginin ifade edilmesi, paylaşılması HİÇBİR İMTİYAZLI SINIF YARATMADAN olabildiğini anlatmaya yetti.

Aşk ve sevgi ile iyi haftalar…

Yayın Tarihi
13.02.2013
Bu makale 6421 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!