WWF Dünya Çevre
Örgütünün sitesi en çok ziyaret ettiğim, raporlarını gözden geçirdiğim
sitelerin başında gelir. Sürdürülebilirlik esas itibariyle; ”yaptım,
yürütüyorum, kurdum yaşatıyorum” manasında takıntım değil. Toplumun refahı,
geleceği, ekonomi, siyaset, sivil toplum dediğimiz kavramların altını dolduran
doğa temelli eko-sistemin var olması ile sürdürülebilirlik sağlanır.
Bu bakımdan WWF
de yazılanları önemsiyorum.
“1970 - 2008
arasında biyolojik çeşitlilik küresel olarak yüzde 30 düşmüştür. Tropikal
bölgelerde bu düşüş yüzde 60 a varmaktadır. Doğal kaynaklara yönelik talep 1966
dan beri iki katına çıkmıştır. Mevcut durumda faaliyetlerimizi sürdürebilmek
için 1.5 gezegene eşdeğer kaynak kullanıyoruz.
Yüksek gelirli ülkelerin ayak izi düşük gelirlilerininkinin beş katı
fazladır.
Biyolojik
çeşitliliği yüksek olan alanlar, karbon depolama, yakacak odun sağlama, tatlı
su dolaşımı ve balık rezervi oluşturma gibi önemli ekosistem hizmetlerini
yerine getirmektedir. Biyolojik çeşitliliğin ve ekosistem hizmetlerinin kaybı,
yaşamları doğrudan bu hizmetlere bağlı olan dünyanın en yoksul kesimini daha
fazla etkiler.
Yapılan tahminler “işlerin her zamanki gibi
yürütüldüğü durumda” 2030 yılında yıllık talebimizi karşılamak için iki
gezegene ihtiyaç duyacağımızı gösterir.
İnsan
toplumlarının ve ekonomilerin doğal temelini oluşturan ve doğal sermayemiz olan
biyolojik çeşitlilik, ekosistemler ve ekosistem hizmetleri korunmalı, gerekli
durumlarda restore edilmelidir. “
WWF tek dünya yaklaşımı yeryüzünün
ekolojik sınırları göz önüne alınarak doğal sermayenin nasıl yönetileceği ve
paylaşılacağına dair çözümler sunar.
Burada
yazılanlar WWF’in “Yaşayan Gezegen Raporu”nun özetinden alınmıştır. Doğal
dünyayı EKONOMİNİN, İŞ MODELLERİNİN ve
YAŞAM BİÇİMLERİNİN merkezine oturtan
DAHA İYİ SEÇİMLERLE mevcut eğilimlerin tersine çevrilebileceğinin altını çizer.
YEDİ
MİLYARBEKLENTİ, TEKGEZEGEN
Yaşayan Gezegen
2012 Raporu : www.panda.org/lpr
adresinden tamamını indirilebilirsiniz.