Ezber Bozalım...

Bilimin ve teknolojinin gelişmelerini dizimizin üzerinden takip ettiğimiz internet kullanımı bu zamanda insanoğlunun yaşantısında neleri değiştirmekte? Acaba kullanımdaki tercihlerimiz; bilimdeki teknolojideki, ekonomideki, dünyadaki, ülkemizdeki değişiklikleri öğreten, hayat boyu öğreneceklerimize katkı sağlasın kararıyla mı belirleniyor.

O zaman bir bakalım 2014 yılında yapılan güncel araştırmalar tüm Türkiye’de internet ve sosyal medya kullanımı hakkında neler söylüyor:

Türkiye’de internet kullanım oranı, tüm nüfusa oranla %45. Türkiye’de 35 milyonun üzerinde internet kullanıcısı, 36 milyon aktif Facebook hesabı var. (Sahte hesaplar dahil) Günde ortalama 4.9 saatimizi kişisel bilgisayarlar üzerinden, 1.9 saatimizi mobil cihazlar aracılığıyla internette harcıyoruz. Günde ortalama 2 saat 32 dakikamızı sosyal medyada geçiriyoruz. Türkiye’de en çok kullanılan sosyal medya platformu olan Facebook’u (%93), sırayla Twitter (%72), Google+ (%70) ve LinkedIn (%33) takip ediyor.

İstatistikleri gözlemlerime ve sosyal medyanın hatırı sayılır bir kullanıcısı olarak da sahadan! Edindiklerimle yorumluyorum. Ülkemizde İnternet kullanımı “göz temasından, yanındaki bireyin varlığından habersiz sosyal medya” kullanımıyla, bilgi edinmenin önüne geçmiş, eğlenme, başkasının görüşünü yayma, dolduruşa getirme, dolduruşa gelme, taklit, tekrar, kısır döngü kullanıcıları ele geçirmiş.

Oysaki internet kullanımı hayatımıza girdiğinde, insanın refahına, mutlu geleceğine, genetik biliminin muhteşem yol alışına, nano teknolojinin hızla uygulamasına, inovasyonu hayatımıza sokacağına inanmış ve heyecanına girmiştik.

Sınırlarımızın dibinde devam etmekte olan savaşlar, iç karışıklıklara teslim olmuş ülkeler, gelir dengesizliklerine dayalı ekonomik problemler, heba olan doğal kaynaklar, işletilemeyen madenler, çevre sorunlarının tehdit ettiği toplumlar ve toplumumuzun hali hoş haftanın ilk günü arka arkaya sıraladıklarım“biraz daha methet de bu tabloyu tadından yenemez hale getir” kıvamını bulmuş olsa da yaşadığımız gerçekler.

Herkes yaşamın hızından, hiçbirşeye yetişememekten dem vuruyor ve diz üstünden, avucunun içinden kullanıcısı olduğu internetin de yaşamına hız kattığını biliyor. Belki Soma’nın acısına Ermenek karıştığında hızlı zamanı sorumlu tutuyor. Belki toplum yeni bir acıya savrulurken üç-beş sunturlu sözle sosyal medyadan yaptığı katkıyla sorumluluğunu yerine getirdiğini düşünüp gönlünü ferahlatıyor. Ülkemin coğrafyasında hızla olup bitenler aynı hızla unutuluyor.

İnternet teknolojileri ülkemizde yaygınlaşmasını takip ederken şahsen bilginin değer kazanmasına yardımcı olacağına heyecan duymuştum. Bu heyecan bilimin, teknolojinin gösterdiği gelişim ve çaba bizatihi insanın kendisi içindir kabulümden besleniyordu. Nüfusun neredeyse yarısı internet kullanıcısı olmuş ama bilgi değer kazanmamış, bilgi kullanım alanımıza girememiş olmalı ki İnşaatlarda asansörler düşüyor, maden kazaları ortaçağ şartlarını gün yüzüne çıkarıyor, tarım işçilerinin taşınma yöntemi köle düzeni mi var ki? Dedirtiyor.

Muhakeme eksiğimiz toplumun genel davranışlarını belirlemiş.

Bu durum bir sistem problemini ortaya koyuyor. Zira bireylerin nasıl insanlar olacağı ve bu bireylerin oluşturduğu toplumların nasıl olacağına şekil veren “sistem”lerdir. Yaşantımızı etkileyen ve sıkça karşımıza çıkan sorunları zamanın hızına yenilmeden tartışmalıyız. “Hangi taraftansın, kimlerdensin” tuzağına düşmeden toplumun tamamını ilgilendiren “yazgı” olmayan insanlık dramlarını, can kayıplarını, insanca yaşamı, refahı, zenginliği hiçbir tuzağa düşmeden, (bugünkü yazımın ilhamı sosyal medyanın) tuzağına düşmeden çözüm olmalıyız. Ezber bozmalıyız...

 

Yayın Tarihi
03.11.2014
Bu makale 3358 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!