2013 Yılı Giderken

Günler günleri, aylar ayları kovaladı ve bir yıl daha tarihe mal oldu. Her anın bir anlamı, her anın bir yaşanmışlığı zamana da evrene de kayıtlarını düştü. Çok insanlı iş yapıyor olmam müthiş deneyimler yaşamama neden oluyor. Hep şükrederim. Ne çok deneyim, ne çok kazanılmış zaman. Oysa ki yaman bir çelişki gibi buraya düştüğüm notla gün yüzüne çıkıyor. Zamanla başımın  belada olduğusöylemlerim, başrolünü başka bir cümleye kaptırmazken... Hızlı, değişken, yetiştim, yetişemedim. Aklımın zoru “kadın özneli” hayatım. Bir yıl daha tarihe mal oluyor. 2012 yi uğurlarken ne mi demişim? “Eskiden ışık almak, yeniyi kurgulamak bakımından adettendir ve doğrudur da. Zaman global dünyanın dayattığı değişimlere göre şekil almamız için çalışır oldu. Bildiğimiz kavramlar yenileri ile yer değiştiriyor. Eski kavramlara, kendini kavratmışların vay haline.” 2012 ye veda ederken yenilenmeye tutkum satır arasında sıkışmış meğerse. 2013 başarmış mı yenilenmeyi? Net yanıtım yok zira 2013 beni benden alan ne çok şey tecrübe ettirdi. Kimi zaman vay be tamamdır bu iş oldu da dedirtti, kimi zaman yenilenmenin, yenilikçi olmanın dinamiklerine fırınlar dolusu ekmek lazım geldiğini anlattı. Bu konulara girmek çok kişisel olacak. Ben aklımı başıma alaraktan 2013 yılını da yolcu ettiğim tarihe mal olmuş yıllarda yaptığım gibi 2013  yılının ekonomik değerlendirmesini yaparak bitireyim.
2013 yılı “Orta Gelir Tuzağı”nın kavramdan, somuta evrilmeye başlandığı yıl oldu. Bu iyi bir şey mi? Son yıllarda orta gelir kuşağına giren ülkemiz rehavete kapılır bir üst kuşağı kuşanmazsa patinaja başlayacak. Mamur ve müreffeh sınıfa atlamak motivasyonu için orta gelir düzeyimizin dezavantajlarına vakıf olmaya adım atmak bence iyi bir şey oldu. Ekonominin alakadarları çözüm için eğitim, ileri teknoloji üreten yatırımlar, Ar-Ge ve tasarruf oranı üzerine çok konuşarak dikkat çekmeye başladılar.
Ve bir iyi bir kötü sosyal, ekonomik, siyasal gelişmelerle 2013 yılı tarihe mal olmak üzere.
Fitch notumuzu yükseltti. IMF ye borcumuz ödendi. Demokratikleşme, barış süreci tartışmaya açıldı derken, Gezi olayları, Reyhanlı’nın kanlı bilançosu, Suriye iç savaşı, dış borçlanmanın yüksek olması, cari açık riski gibi olumsuz olaylar Türkiye’nin hem siyasi, hem de ekonomik kırılganlıkları olduğuna işaret etti. Ancak moralini sağlam tutmayı bilen tabiatımız iyi gelişmelere odaklanmayı becerebilmiş olmalı ki ikinci çeyrek büyüme rakamları iç tüketimin arttığını 2012 yılında binde 6 daralan tüketimin 2013 yılının ilk altı ayında binde 5.2 seviyesine yükselerek özel sektörün yatırımlarına yansıdı.
İş iç tüketimin artışıyla refahı ve büyümeyi getirseydi işimiz kolaylaşacaktı ama kazın ayağı pek de öyle olmadı. Dışa bağımlılık, teknoloji ürünleri üretimindeki yetersizlik, enerji bağımlılığı, ulusal tasarrufların azlığı, bölgesel kalkınma politikalarına yeterli önem verilmemesi, yatırım teşviklerinin iyileştirilmemesi madalyonun öteki yüzünden çözüm bekleniyor dedi.
Ülkemiz 2013 yılını dünyanın 16. Avrupa’nın 6. Büyük ekonomisi olarak tamamladı. 2014 yılına da ekonomi odaklı politikaların siyasete de, topluma da yön vererek güçlü yarınlara bölgesinde ve dünyada öncülük yapacağına inancımı koruyarak merhaba demek istiyorum.
Yurdumda, bölgemde, dünyada barış dileğim her yıldan daha fazla dileğim. Barış getiren bir yıl olsun 2014.
 

Yayın Tarihi
29.12.2013
Bu makale 7558 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!