Aramızda kaçımız miladımız budur diyerek bir yerlere tarih kayıt etmiştir bilemem ama ben yaparım. Onlarca konu için” şimdi başlıyor” tarihlerim bir hayli fazla. Tarih atmanın zararı yok, faydası oldu mu? Bakmak lazım, atılan tarih sayısı fazla olunca da böyle oluyor.
Ben kendi tarihlerimi bir tarafa bırakarak uzunca bir zamandır “proceci” bir yaklaşımla kendi kadın kahramanlarım üzerinden amaçları ve hedefleri arasına yazdıkları tarihler üzerinden konuşuyorum. Kimi çok bilinçli, kimi bilinçsiz olarak kayıtlar düşüyorlar. Kimi hiç kayıt altına almadan yolunu uzatan bir değişimin içinde kendini buluveriyor ya da aksi bir gelişmeyle hop sürdürülebilir bir sürecin kahramanına dönüşüyorlar.
Kimi şarklı genleriyle hayat mottosunu “kurban olurum” seçmiş. Hedefe ulaşmak için uğruna kurban olacağı değerler yaratmış. Kimi Toros dağlarının göçeri atalarının yaptığı gibi tamamladığına hükmettiysen yenisi için” harekete geç” mottosunu benimsemiş.
Hazırda bir bavulları olduğunu düşündürüyorlar. Kimi boş, kimi dağınık, kimi istifli ama yeni bir harekete amade...
Mart ayının kapısına dayandığımızı takvimlerden görünce üç yıl önce “şimdi başlıyor” dediğim bir projem üzerinden kelimelerin cümleye dönüşmesine engel olamadım. Kadının güncel meseleler içinde ele alınışı biraz da nasıl baktığımızla alakalı. Benim ilişki içinde olduğum, toplumdaki diğer kadınlara model olmasını hayal ettiklerim ekonomik değer yaratan, girişimcilik potansiyellerini gerçekleştiren kadınlar üzerinden oluyor.
Ancak önemli bir sorumluluk var “model” olarak ortaya koyulan profilin “martaval”dan öteye gitmeyen tanımlamalarla anlatılmaması.” Cesur ol! Risk al!” ikna etme çabalarımız mutlaka örnek olacakların korkularına da cevap üreten sağlamlıkta olmalı. Değerler problemlerle birlikte ortaya çıkar. Bizimde örnek sunacağımız genellikle dezavantajlı kadınların problemlerine, sorunlarına çözüm üretirken sonuç üretebileceğimizi unutmamamız gerekiyor. Yoksa kadın girişimciliği ile ilgili nasıl değer yaratabiliriz.
İyi haftalar.