Gerçek Tarih

Bizim toplumumuzda tarih dendiğinde; kim tarihle kendi tarih dersi ile ilişkisini hatırlamaz ve elleri ayakları buz kesmez,  terlemez ki?

Bu duruma, tarih öğretmenlerinin ilk derslerini verirken “tarih dersini basite almayın hepinizi çıra gibi yakarım, tüm tarihleri ezberleyeceksiniz, tüm yer isimlerini de sınavlarda bir tekini sektirin diğer yazdıklarınızı kabul etmem bilmiş olun” başlangıçları sebep olmuş olabilir mi? Emin değilim ama emin olduğum bir şey var özellikle orta öğretim yıllarımdan ve kişisel tarihimden çıkarabileceğim “tarih ve öğretimi” ile ilgili onlarca örnek var.

Toplumumuzun “balık hafızalı” olmasında okullardaki tarih öğretimine suçu atmak ne denli doğru olur bunu bilemiyorum ama tarihten alınabilecek derslerin geleceğin doğru kurgulanmasındaki esas veri olduğunu biliyorum. Aksi taktirde” tarih aptallara tekerrür eder” denir miydi? Tarih savaş tarihlerinden, nerede savaşıldığından ve sonucundan daha önemli olarak ideolojilerin, kuramların, sistemlerin sınanmasının sonuçlarını verir. İşe yarayacak olan da budur.

Zaman değişiyor, teknoloji değişiyor, bilim-sanat, çevre değişiyor, jeopolitik vaziyetler değişiyor. Herakleitos’dan günümüze miras “değişmeyen tek şey değişimin kendisidir”bir paradoks olarak hala önümüzde duruyor. Değişimi yapan insanoğlu(nun) bizatihi kendisi değişmiyor.

Tarihle aramıza koyduğumuz mesafeden midir acaba, tarih öğrenmemek, geçmişi hatırlamamak ve doğal sonucu olarak at gözlüklerimizi atamamak.  Tarihimizde olanları içselleştirerek geleceğe uygulamadığımız noktada vahim hatalar yapıyoruz.

2012 yılının Cumhuriyet Bayramı kutlamalarından sonra Cumhuriyet tarihimizle ilgili “bilmeme” kaygım son buldu. Cumhuriyet’imizin kuruluş amacında halkın mutluluğunu sağlayacak olan ileri demokrasi esası var. Sınıf yok, grup yok, egemen güç yok. Her Cumhuriyetin ilan gününü Milli bayramımız olarak kutlamayı hak eden bir Millet var.Alanları dolduran milletimizin hiç bir ferdinde Statükoculuk yok, yeni renkleri var ama en baskını kırmızı, beyaz.

Bir milletin bağımsızlığı ve egemenliği için her şeyinden vazgeçebildiği “GERÇEK” bir tarihimiz var.

Vatandaş olarak gönülden kutlamalar 19 Mayıs’a olduğu gibi 29 Ekim’e de yakıştı. Müdahaleler mi? Tarihe olan ilgimizin artmasına katkı sağlıyor. Şikayetimiz ezberse işte ezber bozuluyor.

Yayın Tarihi
06.11.2012
Bu makale 6282 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!