02.01.2016 Bir zaman
Evdeyim.
Balkondan Beydağlarına bakıyorum.
Başları karlı ve beyaz.
İhtiyar adamlar gibi dizilmişler
Karşıma.
Ben o dağların eteklerinde doğdum.
Doğum tarihim belirsiz.
“Karlı bir günmüş”
Öğle derdi
Babam.
Babamın sermayesi,
Anam, üçbeş keçi
Keçi kılından yapılan keçeden örülü
“ Alacık” Tabir edilen bir evmiş.
Ben o Alacıkta doğmuşum
Anam hemen hastalanmış doğumdan
SONRA.
Sütsüz kalmışım, ölecekmişim.
Komşu köyden,
Meryem Teyzemi getirip, emzirtmişler
BENİ.
Gözlerim açılmış, karnım doyunca.
Teyzemin kızı üç aylıkmış
O zaman.
Müşerref ablam benim.
Süt kardeşiz teyze çocuklarıyla,
Kardeşlerim çoğalmış,
On iki Anamdan, bir o kadarda
Teyzemden.
24 kardeş
24 Oğuz boyu gibi.
Dağılıp gittik zaman içinde
Zamana…
Kimimiz öldü, kimimiz yaşıyoruz.
Hanım çocuklarımla yaş günümü tayin etmişler
Bu günü
Kutluyoruz.
Yaş günüm belirsiz.
Karlı soğuk olan hergün, benim yaş günümdür.
Bu gün onlardan biri…
İsa’nın yaşını, Hz. Muhammed’in yaşını geçtim.
Dante’nin yaşındayım
Bugün.
Güneşli soğuk bir Antalya
Rahatlığı
Zamanında.
Evliliğimizin kırkıncı yılı
Hanım heyecanlı
Dün kümesteki hindiyi kestirdi bana
Yaş günüme,
Damadımı, gelinimi ve dünürlerimi de çağırmış.
Sofra hazırlıyor akşama.
Akşam,
Hep beraber olacağız.
Dört torunumda var.
Üç oğlan bir kız.
Kız oğlanların içinde nergis çiçeği
Adı Ecehan.
Hep hanlı isimleri torunların
İlk heyecan Efehan
Kızdan, Begümhan’dan
Atahan oğlandan,
Sonra kızdan,
Metehan ve Ecehan
Dört torun,
Bir damat, bir gelin
İki çocuk biri kız biri oğlan.
Can dünürlerim
İnsan dünürlerim
Başka ne isterim
BEN.
Tüm hayalleri istekleri gerçek oldu.
Bu dağ çocuğunun
Güneş hep doğudan doğar
Batıdan batar.
Dünyada dört mevsim vardır.
Dünyada göreceğim bir şey yok ki
Bundan sonra.
Ey ölüm
Ne zaman gelirsen gel.
Ölüme mutlu giderim
BEN.