Türel yargılanır mı?

Büyükşehir Meclisi’nin ilk toplantısında Hakan Tütüncü seçimlerin “bayrak yarışı” olduğunu vurguladı; seçim sonuçlarıyla ilgili “milletin iradesi başımız üstüne” diyerek sonuçlara duyduğu saygıyı ifade etti. “El ele gönül gönüle Antalya’ya hizmet edelim” sloganıyla Büyükşehir Belediyesi ve İlçe belediyeleri yönetimlerine barış mesajı gönderdiği konuşmasında Tütüncü Büyükşehir’in geçmiş dönemini ima ederek “Hukukun içinde her şey soruşturulsun” dedi.
MHP İl eski Başkanı Nizamettin Sağır, seçim öncesi yaptığımız bir söyleşide, Menderes Türel’in başkanlığı dönemindeki usulsüzlük ve yolsuzluklar nedeniyle yargılanacağını bildirmiş, yargı konusu olabilecek tasarruflarla ilgili konu başlıkları vermişti.
Tütüncü aslında Türel’in bir yolsuzluğu, Türel dönemini ilgilendiren bir usulsüzlük varsa hukuka taşınsın, hukuk yoluna başvurulsun, hatası varsa cezalandırılsın, hatası yoksa aklansın demek istiyordu.

Türel’in ‘ayıp’ları

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, raylı sistemin yanlışlığından, raylı sistemin “yanlışlarla dolu” olmasından yola çıkarak Türel yönetimi tarafından yapılan “teknik” yanlışlara göndermede bulundu. Türel yönetiminin yanlışları Akaydın’a göre “teknik” olanlarıyla sınırlı değildi; bu dönemin sorumluluk alanına giren “etik” yanlışlar da vardı. Minibüs ve otobüs esnafını mağdur eden Antkart uygulaması “etik” bir yanlıştı.
Akaydın yanlışlardan “ayıp” diye söz etti; kamu yönetimini ilgilendiren teknik ayıpların telafi edilebileceğini, ancak etik ayıpların mazur gösterilemeyeceğini belirterek; “bunların içinde ceza gerektirecek ayıplar varsa gereği yapılacaktır” dedi.
Ceza gerektiren “teknik” ve “etik” ayıpların üzerine hukuk yoluyla gitmeyen bir Akaydın bu ayıplara ortak edilecek demektir. Tütüncü’nün mesajını Türkçe’ye çevirdiğimizde elde edeceğimiz anlam bundan başkası değil.
Serkan Balcı’nın adı etrafında dönen ancak Menderes Türel’lin “kasası”yla ilişkilendirilen 3 trilyon 800 milyarlık para yargıya taşınmış durumda. Akaydın ve yönetimi bu 3 trilyon 800 milyarın takipçisi olmalı. Gazetelerde “Denizgate Skandalı” başlığı altında yer alan ve şu anda yargıda görüşülen olay takip edilmeli. Bunlar geçmiş dönemde yargıya taşınmış, Türel’i de ilgilendiren hukuki konular

Nereden geldi nereye gitti?

2008 yılının faaliyet raporuna kısaca göz atan Süleyman Evcilmen ilginç belirlemelerde bulunmuş.
3,5 trilyona yaptırılan havuz, bakımı ve güvenliği için 390 milyar harcanan Düden parkının 12 milyara kiraya verilmiş olması, tek ağaç dikilmemiş İnönü Kız Meslek Lilesi alanında 17 milyarlık peyzaj çalışması yapılmış gösterilmesi, Yüzüncü Yıl projesi için 1,5 trilyon civarında kontrolörlük ve müşavirlik bedeli ödenmesi bunlardan bazıları.
Akaydın, geçmişe ilişkin hesaplar üzerinde çalışıldığını, yolsuzluk ya da usulsüzlük varsa bunların ortaya çıkarılacağını söyledi. Belediye hesapları yasal kılıfına uydurulmuş olabilir; bu çalışmalar Türel’i aklamaktan başka işe yaramaz denilebilir. Ne var ki, bu hesaplar arasında öyleleri vardır ki, aceleden, telaştan dolayı saklandığı yerin kapısı açık bırakılmış ya da unutulmuştur. Son birkaç hafta içinde alınan Encümen ya da Meclis kararlarının, kılıfına uydurulan hesapların yırtıkları sökükleri arasından usulsüzlük ya da yolsuzluklar arsızca başlarını uzatmaktan çekinmez. Yeter ki bakmasını bilelim; görmek için bakalım.
Sadece etik ayıplar değil, teknik ayıplar da bu aşamadan sonra masaya yatırılmalı, yasaya aykırı uygulamalar, harcamalar yargıya taşınmalıdır.

Öncekinin özgürlüğü sonrakinin sorumluluğu

Türel yönetimi etik ya da teknik ayıplar davasından aklanarak, ya da yasal bir bedel ödemeden çıkabilir. Söz gelimi 3,5 trilyonluk havuz davasından, Serkan Tuzcu’nun hesabında olduğu belirtilen 3 trirlyon 800 milyarlık davadan, medyada “telekulak olayı” olarak yer alan konuyla ilgili davadan, önümüzdeki günlerde gündeme getirilecek birçok davadan, Türel yasal olarak aklanarak çıkabilir.
Ne var ki, işin bir de kamuoyu boyutu var; kamuoyu vicdanı, yasanın akladığı Türel’i ak kabul etmeyebilir. Antalyalılar, Türel’i yasal ayıpları olduğu için değil, yatırımlarını yanlış buluğu için, etik ve teknik “ayıp”ları için Belediye Başkanlığından etmemiş miydi?
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın “etik” ve “teknik” “ayıp”lar olarak dile getirdiği geçmiş dönem tasarruflarını kamuoyu ile paylaşması, kendini ve Türel yönetimini halka anlatması bu nedenle gerekir. Kamuoyu, yasaların suç olarak görmediğini kendi vicdanında “ayıp” olarak niteleyebilir; yasalar tarafından aklanan Türel, kamuoyu vicdanında aklanmayabilir.
Politikaya kaldığı yerden devam ettiğini söyleyen Türel’e de kendi aklarını ya da karalarını kamuoyu ile paylaşma fırsatı bu arada tanınmış; demokrasinin özgürlük olduğu kadar sorumluluk anlamına geldiği hatırlatılmış olur.
Böylesi bir süreç Akaydın ve çalışma arkadaşları için de uyarıcı işlev görebilir. 



 

Yayın Tarihi
15.04.2009
Bu makale 5532 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!