45. Antalya Altın Portakal Film Festivali 10-19 Ekim 2008 tarihleri arasında gerçekleşecek.
Bu yılki Festivali'in Ulusal Uzun Metraj, Belgesel ve Kısa Film dallarında yarışmaya katılacak filmleri izleyecek "Ön Jüriler" belirlenmiş durumdu.
45’inci Festival, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da TÜRSAK-AKSAV işbirliğiyle düzenlenecek.
TÜRSAK’ın AKSAV’la işbirliği içinde Festivali düzenlemesi, Festivalin uluslararası alana taşınmasını sağladı. Sözü geçen “işbirliği” ile Festivalin “nitelik sıçraması” yaptığını da bu arada teslim etmeliyiz.
Ne var ki Altın Portakal sorunsuz değil. Organizasyonlarda kamuoyuna yansımayan zaaflar, hatta skandallar sanıldığından daha fazla.
AKSAV Yönetimi, TÜRSAK tarafından “taşralı” muamelesi görüyor. Geçtiğimiz yıl, AKSAV İstanbul’da kendi bürosunu kurup, çalışanlarından birkaç kişiyi burada görevlendirdi. TÜRSAK yetkilileri, AKSAV’ı İstanbul’da temsil edenleri ciddiye almadı; onları hiçbir çalışmaya ortak etmedi; onlara hiçbir konuda bilgi verilmedi. AKSAV adına İstanbul’a gönderilenler “beceriksizliği kanıtlandıktan sonra” (!) arka kapıdan Antalya’ya şutlandı.
AKSAV’ın adı var
TÜRSAK-AKSAV işbirliğinde, AKSAV’ın Festivalin “patronu” TÜRSAK’ınsa “danışmanı” olması gerektiğini defalarca yazdık.
“Patron” sözcüğü burada sadece mecaz anlamıyla kullanılıyor değil: AKSAV çalışanları aylıklarını almakta zorlanırken TÜRSAK milyonlarla ifade edilen festival bütçesinden ne kadar pay almakta?
(Bu soruya Festival döneminde yenilerini ekleyeceğiz.)
TÜRSAK Yönetiminin “patronluğu”na ikinci bir örnek:
“Engin bey üzerime yürüdü. AKSAV ve Belediyeden insanlar araya girdi, onu tuttu. Güçlükle zaptediyorlardı, onların arasından bana tekme savuruyordu. Onu ve beni ayrı odalara aldılar. O yine de koridora çıkıp bağırmaya, hakaretler yağdırmaya devam etti. 20 dakika kadar sürdü böyle. … Doktora ertesi gün kendimi kötü hissedince gittim. Morluklar vardı ama bizi ayırmaya çalışanlardan kaynaklanmış olabilir. Çok üzgünüm…”
Bu tümceler geçen yıl Altın Portakal’ın basın çalışmalarını yürüten Bir İletişim’in genel müdürü ve ortağı Nimet Demir’in Radikal gazetesinden Erkan Aktuğ’a anlattıkları.
“Engin Bey”, TÜRSAK’ın resmi, Altın Portakal’ın ve Avrasya Film Festivali’nin “fiili” başkanı Engin Yiğitgil.
Nimet Demir, “Belediye Başkanı Menderes Türel”e ve AKSAV Başkanı Erol İşbilir’e olan saygısından dolayı” olayın duyulmasını başlangıçta istememiş(!)
Geçen yılki festivalin temalarından biri “Kadına Yönelik Şiddet” idi.
Engin Yiğitgil’in çevirdiği “kadına yönelik şiddet filmi”nin “gerekçesi” kendi ifadesiyle “tansiyon hastası olması, o sırada tansiyon krizi geçirmiş olması, bu nedenle ne yaptığını bilmemesi, onu tanımaması”…
Bunlar nereden mi çıktı?
TÜRSAK’ın internet sitesini açarsanız şu satırlara siz de rastlarsınız:
“Sekizinci Olağan Kurucular Kurulu Toplantısı’nı 30 Haziran 2008 Pazartesi günü gerçekleştiren Türsak Vakfı Genel Kurulu, Engin Yiğitgil başkanlığındaki önceki yönetime kattığı yeni ‘kan’la, vakfın çalışmalarına da ‘güç’kattı. Genel Kurul, dokuz kişiden oluşan Yönetim Kurulu’na Sevinç Baloğlu, Reis Çelik, Burçak Evren, Serap Engin, Nurcan Kuzucan, Fehmi Yaşar, Okan Tapan, Necip Sarıcı ve Engin Yiğitgil’i seçti.
İlk toplantısını aynı gün gerçekleştiren Yönetim Kurulu, Yönetim Kurulu Başkanı olarak oy birliği ile Engin Yiğitgil’i seçti.”
Aynı hikâyeyi yeniden okumamak adına, Yiğitgil’in tansiyonunun makul düzeyde kalması için dua etmenin dışında şansımız yok.
Çetin Altan”ın “İstanbul Dukalığı” adını verdiği kültür oligarşisinin karşısında “sömürge valiliği”mizle yetinmeye devam etmenin dışında bir de...
Yine de “dayaksız Portakal’lar”!