CHP Büyükşehir adayı Akaydın’nın yardımcısına telefon edip, Akaydın’la yapacağım söyleşi için randevu istedim. Randevu saatinin saat 08.00 olduğunu bildirdiler. Bizde mesai 08.30’da başlıyordu, yarım saat erken kalkıp randevuma tam saatinde yetiştim. Dış kapının ziline basar basmaz kapı açıldı. Üçüncü kata çıktım, zile basar basmaz seçim bürosunun kapısı açıldı. Yukardan beni izliyor olabilirler miydi? Böyle düşünmekten kendimi alıkoyamadım.
Erken kalkan yol alır
Akaydın gülerek “hoş geldin” dedi. Gülmesi randevunun erken olmasıyla, bu denli erken davranmasına şaşırmış olmamla ilgiliydi.
“Ben” dedi “cerrahım, saat beş buçuk dedi mi ayaktayımdır”.
“Erken kalkan yol alır”ın siyasetçiler arasındaki arketipi olsa olsa Akaydın olabilirdi. Bir aylık sürede 25 bin kişinin elini sıkma becerisi, saat beş buçukta ayakta olmakla ancak başarılabilirdi.
CHP’nin, dolayısıyla Hoca’nın projeleri yok diyenler arasında ben de bulunmaktaydım.
Söyleşi bitiminde, proje hazırlığı için de, Hoca’nın saat beş buçukta kalkıp işi erkenden bitirmiş olduğuna kani oldum.
Mustafa Akaydın dersine iyi çalışmış: Antalya’yı kuşbakışı taramış, cepheden incelemiş, perspektifin düzünden de tersinden de bakmış, hiçbir ayrıntıyı ihmal etmeden Antalya’nın neredeyse kitabını yazmış.
Akaydın, kendi imkanlarıyla bir de anket yaptırmış. Anketin sonuçları üzerinde herhangi bir “güdümleme”nin söz konusu olmadığına beni ikna etti. Anketin sonucu CHP’nin Büyükşehir oylarının %36 olduğunu gösteriyor.
Akaydın’ın “tanınırlığı”nın diğer adaylardan yüksek olduğu, CHP adayının tespiti için yapılan anketlerde ortaya çıkmıştı. Baykal’ın Akaydın’da karar kılmasının en önemli nedeni bu idi.
Denizde karada Akaydın
Akaydın’ın Deniz Ticaret Odası ziyaretini izleme fırsatı buldum. Oda yetkilileri bir sunumla odnın faaliyetlerini, amaçlarını, hedeflerini anlattılar.
Denizcilerin kendi terimleri, kendilerine has terminolojileri vardı; bu terimleri anlamak, bu terminolojiyi çözmek yarım saatlik bir sunum sonunda benim açımdan mümkün olmamıştı. Akaydın’ın, denizcilerin sorunlarına olduğu gibi bu terminolojiye de denizcilerin kendileri kadar aşina olduğuna tanık olmak, toplantıya dışardan katılanlar gibi sunumu yapanları da şaşırttı. Akaydın’ın denizcilerin sorunlarına aşinalığı, leb demeden leblebiyi kapan algılama düzeyine bağlı olduğu kadar; Antalya’nın sorunlarına kara parçalarını olduğu gibi denizini ve kıyılarını da arşınlayarak vakıf olmasıyla ilgiliydi.
Antalya’nın Büyükerşen’i
Antalya’nın kültürlü çevreleri, oportünist politikacılar yerine Yılmaz Büyükerşen benzeri başkanları Antalya’ya yakıştırıyorlar. Akaydın’dan Büyükerşen benzeri bir başkan olacağına dair işaretleri onunla iletişime giren herhangi birinin almaması imkansız. Akaydın’ın “kültür sanat kenti” söylemi, bundan dolayı, bir yakıştırma olmaktan daha fazla anlama sahip.
“Saldırgan değil eleştirici, polemik yanlısı değil diyalog yanlısı, ilkeci tutumunda kırılmayacak şekilde sert, esnekliğinde eğilmeyecek kadar yumuşak biri.” Yakın bir dostunun çizdiği bu Akaydın portresi için, gerçeğinin tıpa tıp kopyası denilebilir.
Her şey ortada iken, CHP yönetiminin içinde akrep mi var bilinmez, pamuk eller cebe demeye niyeti yok görünüyor. Hoca bu şekilde davranmaya devam edilip yalnız bırakılmazsa, sadece Antalya değil Türkiye ikinci bir Büyükerşen kazanır; Sosyal Demokrat belediyeciliğe gösterilecek bir yerine iki örnek, Türkiye açısından hiç de fena olmazdı.
Ulaşım sorun ama
Akaydın Hoca, her şeyden önce bilgili ve kültürlü olmakla diğer adayları “sol”luyor.
Yine de biz onun da göremediğini düşündüğümüz bir uygulamadan söz edelim:
Antalya’nın en önemli sorunun ulaşım olduğu gerçeğini elbette atlayamayız.
Ancak, ulaşım sorununun asıl sorun olan boyutu atlanıyor: Lastik tekerlekli toplu taşıma araçları keyfi çalışıyorlar, keyfilikleri denetlenmiyor; araç sahipleri de denetimi takıyor görünmüyorlar.
Toplu ulaşımda belli hatlara belli saatlerde ve belli bir saate kadar araç gitmesi gerekirken, bu kural “doruk saat”lerin dışında uygulanmıyor; Pazar günleri hiç uygulanmıyor.
Antkart, “rantkart” olmaktan çıkarılıp, “rehabilite edilerek” yararlı hale getirilebilir. Aylık, haftalık, günlük kart kullanımının sağladığı olanaklardan yolcular yararlanarak, ulaşıma harcadıkları paradan tasarruf edebilirler; belediyenin gelirleri, trafik akışı elektronik olanaklarla denetlenmiş olur.
Araçların, hangi duraktan saat kaçta geçtiği; saat kaça kadar çalıştığı da…