Reklamın iyisi kötüsü olur

“Kötü bir mal iyi bir reklamla ancak bir kere satılabilir” kuralı her daim geçerli mi? Bu kural, iyi bir mal iyi reklamla piyasaya hâkim olduğu zaman geçerli olamaz. İyi bir malın sürüm yapmasını kötü reklam engelleyebilir. İyi mal iyi reklamla piyasaya sunulamıyorsa kötü mal iyi reklamla piyasa yapabilir, piyasasını koruyabilir. Daha birçok şey söylenebilir…

CHP, AKP’nin kötü mal olduğunu, bu nedenle kimsenin el sürmeyeceğini düşünüp, reklama gerek duymadan seçim kazanacağın kanaat getirdiğinden; etkili kampanya yürütmeye niyetli görünmüyor.

Muratpaşa ve Kepez örgütleri kendi güçlerini seferber edip, kampanyalarını başlatmış bulunmaktalar. Zeki Başaran, Erdal Öner’in aday gösterilmeyişinin Kepez’de seçim kazanmak için yeterli olmayacağını biliyor; işi sıkı tutuyor.

Başarı, Konyyaltı’nda Muhittin Böcek’in, Aksu’da Mehmet Cirit’in, Döşemealtı’nda Nurettin Tursun’un kabul edilirliklerine ve kişisel performanslarına endekslenmiş durumda. Bu üç ilçenin üç seçim ağası ile kazanılacağı inancı yaygın.

Akaydın’ın adaylığının açıklanmasıyla yaratılan sinerjininse, Büyükşehir’i kazanmak için yeterli olacağı bu inancı tamamlar nitelikte.

CHP terlemeden seçim kazanacağına öylesine inanmış ki, Akaydın hocayı Malkoçoğlu gibi devasa güçlerin üzerine sürüvermiş bulunmakta. Mustafa Akaydın, gerçekten Malkoçoğlu gibi, tek başına savaşıyor. Doğru dürüst ne İl yönetiminden, ne İlçe yönetimlerinden, ne Gençlik Kollarından, ne de Kadın Kollarından ciddi anlamda bir destek görmeden, zorlukları, imkânsızlıkları kılıçtan geçiriyor, ilerliyor. Elinde ne bir program var ne belirlenmiş netleşmiş seçim sloganları...

 

Türel 1-0 galip başlıyor

 

Menderes Türel, Cam Piramit’te kampanyasını patlatıp yarışa 1-0 önde başladığının mesajını verdi. Hakan Tütüncü “halis muhlis Kepez çocuğuyum, benden âlâ Kepezli yok” diye sesini yükseltti. Siyasi iktidarın himayesine mazhar AKP Antalya adayları, sadece Büyükşehir’de değil ilçelerde de seçimin favorisi hepsinden önce benim diyor. Ajitasyon değeri taşısın diye seçimin “eşitler arasında bir yarış” olarak geçeceğini söylesek bile, AKP’nin seçime iktidarda olmanın maddi manevi avantajıyla çıkacağı işin gerçeği. 2004 ve 2007 seçimlerinde alınan oylar, diğer partiler lehine bu avantajın dezavantaja dönüşmekte olduğunu gösterse de etkili bir kampanya ile ancak var olanın korunması sağlanabilir. CHP’nin Büyükşehir’de seçim kazanması çok iyi kampanya yürütmesinin yanında, Döşemealtı’nda ve Aksu’da en az dörder bin, Kepez’de en az 20 bin oy fazla almasına bağlı. Sadece almasına değil, bu oyları Büyükşehir adayına aktarmasına bağlı. MHP’nin yüksek oy almasına bağlanmış başarı beklentisi de hayal kırıklığıyla sonuçlanabilir.

 

Rakamlar öyle diyor

 

Aksu’da 2004 ve 2007 seçim rakamlarını dikkatli tarayıp yorumladığımızda Aksu’daki DP oylarının 2 bin kadarının CHP’ye, 2 bin kadarının da MHP’ye gittiğini görürüz. DP’den alacağı kadar oyu almış bir CHP’nin Aksu’da sahip olduğu oy toplamı 2007 seçimlerinde 4 bin 500 civarında idi. AKP’nin 10 bine yakın, MHP’nin 7 binin üzerinde Aksu’da oy aldığını da hatırlatalım. Kepez’de AKP’nin CHP’den 31 bin oy fazlası var. Muratpaşa’da CHP’nin yakın rakibi AKP’den 33 bin fazlası var. Konyaaltı’nda CHP’nin AKP’den 5 bin oy fazlası var. MHP’de yükselme devam edecek görünüyor.

 

Eşitler arasında eşit olmayan yarış

 

Seçim bir anlamda “eşitler arasındaki bir yarış” şeklinde geçecek görünüyor. Eğer bu doğruysa, seçimi en etkili kampanyayı yürüten, en etkili sloganları seçerek etkili bir şekilde kamuoyuna aktaran, yani malını pazarlayabilen kazanacak demektir.

Yayın Tarihi
03.02.2009
Bu makale 5538 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!