Antalya Kültür Sanat Vakfı Genel Kurulu, 9 Mayıs’ta toplanarak, AKSAV’ın yeni yönetim kurulunu; dolayısıyla yeni başkanını seçecek. Tüzük gereğince, kongre sonrası Büyükşehir Belediye Başkanı, AKSAV Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevi bir önceki Belediye Başkanından devralacak. Başkan Akaydın, 10 Mayıs’tan itibaren AKSAV Yönetim Kurulu Başkanı olarak yeni yönetimiyle birlikte göreve başladığında karşılaşacağı manzara Büyükşehir’den farklı olmayacak.
10 Mayıs sabahından itibaren Akaydın ve ekibini neler bekliyor olabilir? Akaydın, AKSAV’da da “kâbus gibi” borç devralarak yola çıkacak. Seçim kampanyası döneminde Festivalin “halkla buluşturulacağı” sözü verilmişti; buna uygun konsept değişikliğine gidilmesi gerekecek. Ancak bundan da önce TÜRSAK ve benzeri kuruluşlarla anlaşmaların gözden geçirilmesi; Festivalin kiminle, hangi koşullarda yapılacağına karar verilmesi gerekecek.
46.’ncı Festival için çalışmalara en iyi ihtimalle Haziran ayında başlanabilecek. Eylül sonu-Ekim başı yapılan Festivale hazırlıklı girmek için çok hızlı bir tempo ile bu tarihten itibaren çalışmaların başlatılması gerekmekte.
Ertuğrul Günay’a selâm
AKSAV’ın “Uluslararası Avrasya Film Festivali” ve “Ulusal Altın Portakal Film Festivali”ni birlikte gerçekleştirmek zorunda olması zaman kullanımını çok daha önemli kılıyor.
Festival konusunun bir başka boyutu sponsorlukla ilgili. Festival bütçesi 17 milyon lira gibi büyük bir rakama tekabül ediyor. Festival Çarşısı’nı kaybeden AKSAV’ın gelirleri personel giderlerini ödemeye ancak yetebilir.
Kültür Bakanlığı Türel’e verdiği desteği Akaydın’a verecek mi; yoksa eski sosyal demokrat Ertuğrul Günay, Akaydın’ı cezalandırıp “Festivali başaramadılar” denilmesi için mi çaba sarf edecek? Ertuğrul Günay’ın baskı görmediği sürece bu türden bir tavrı göstermesi beklenemez. Yine de, sorunun cevabını bugünden görme şansımız bulunmamakta.
Menderes Türel’i ulusal medya nezdinde “kahraman” kılan, sadece bazı ünlü gazetecilerle kurduğu “çeşitli türden” ilişkiler değil, Film Festivali’ni Kültür Bakanlığı desteğiyle uluslararası arenaya taşımasıdır.
İstanbul’dan Antalya’ya yol gider
İstanbul merkezli sinema kuruluşları ve sinema yazarları Antalya’ya ve Antalyalıya “taşralı” olarak bakan bir tür dukalık oluşturdular.
Kültür Bakanlığı AKSAV Yönetimine yeterli maddi desteği sunmazsa Festivalin uluslararası yanının gerçekleştirilmesi mümkün olmayabilir. Altın Portakal, ulusal film festivaliyle sınırlı kalırsa, İstanbul basını AKSAV yönetimini, dolayısıyla Mustafa Akaydın’ı eleştiri yağmuruna tutacak demektir.
Liyakate gerek yok önce kifayet
AKSAV Yönetiminin bütün bunlar dikkate alınarak oluşturulması, AKSAV’da gerçekleştirilecek yapılanmanın buna yönelik olması gerekmekte. Akaydın’ın yeni yönetimini şimdiden oluşturmaya başlaması; oluşacak yönetimin doğru ve kifayetli isimlerden oluşması elzemdir.
Menderes Türel’in CHP’li ya da solcu olduğu gerekçesiyle işten attığı, ulusal festival konusunda deneyimli bir kadro Akaydın’dan eski işlerine dönmeyi talep ediyor; görev bekliyor. O kadroda yer alan bazı isimler, sözünü ettiğimiz niteliklere sahip bir yönetimin işini kolaylaştıracaktır.
AKSAV’ın diğer kurumlardan farkı olduğunu bu arada unutmamak gerekir: AKSAV, bir kültür sanat kurumu. “Yüksek sanat”la popüler sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan, popüler etkinliklerin AKSAV’ın “ağırlığına” halel getirmeyecek nitelikte olmasına dikkat eden; etmesi gereken bir kuruluş. AKSAV’a yönetici seçiminde olduğu gibi, danışman vb. seçiminde de, kişilerin “liyakat”sahibi olmaktan daha çok “kifayet” sahibi olmalarına dikkat etmek gerekir.