Şapkadan Türel çıkarmak

Geçtiğimiz günlerde genellikle AKP’ye yaptığı anketlerle tanınan bir araştırma firmasının Antalya Büyükşehir Seçimleriyle ilgili yaptığı anketin sonuçları Ekspres gazetesinde yayınlandı. CHP adayı Mustafa Akaydın’a, ankette geçen rakamlarla ilgili görüşlerini sordum.

Akaydın, bilimsel yöntemlere dayalı, bu işin uzmanı denebilecek akademisyen arkadaşlarına öğrencilerinin de yardımıyla bir anket de kendisinin yaptırdığını, bu anketin sonuçlarına göre durumun hiç de öyle olmadığını söyledi.

Ekspres gazetesinde yayınlanan ankete göre Menderes Türel %46, Körfez gazetesinde yayınlanan Akaydın’ın anketine göre Mustafa Akaydın %36 oy alarak seçimi kazanıyordu.

“Haber değeri” olduğunu düşünerek Akaydın’ın anketini gazetede yayınlayıp, herhangi bir yorumda bulunmaktan kaçındık. Akaydın’ın anketi “antalyabugun” adlı internet gazetesinde Erdoğan Kahya tarafından ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktı.

Andy Ar firmasının anketinde yer alan %46 gibi, Akaydın’ın anketinde Menderes Türel’e %20 civarında oy çıkması da bana abartılı göründü.

Kişisel yorumum CHP’nin ve AKP’nin her ikisinin de Büyükşehir’de %30’un üzerinde oy alacağı; az bir farkla Büyükşehir seçimlerini bu iki partiden birinin kazanacağı şeklinde.

AKP’nin %40’ın üzerinde, CHP’nin %30’un altında oy alması bana mümkün görünmüyor.

Bunu şu verilere dayandırarak iddia ediyorum:

2004-2007 seçimlerinde Büyükşehir sınırlarında AKP oylarını 93 binden 135 bine; CHP 70 binden 131 bine çıkarmış. Toplam oylarda AKP’nin oyları 2004’te %34 iken 2007’de %34.7’ye; CHP’nin oyları %26’dan %34’e çıkmış. AKP’nin oy artışında ciddi bir düşmenin, CHP’nin oy artışında ciddi bir yükselmenin olduğu burada kendini gösteriyor. AKP oylarındaki %0.7 puanlık artışın DP’den gelen oylara bağlı olduğunu söyleyebiliriz.

Yeni ilçeler ve bu ilçelere yeni katılan yerler dikkate alındığında AKP’nin oy oranı %38’e, CHP’nin oy oranı %35’e çıkıyor.

Şu andaki sınırları dikkate alındığında 2007 seçimlerinde Büyükşehir’de AKP’nin aldığı oy sayısı 152 bin iken CHP’nin aldığı oy sayısı 141 bin.

2009 seçiminde CHP’nin oylarının %35’in altına düşmeyeceğini, AKP’nin Büyükşehir’de alacağı oy oranın %38’in üzerine çıkmayacağını düşünüyorum.

MHP’nin oylarındaki her bir puanlık artış, CHP hanesine artı puan olarak eklenecektir. Özellikle Kepez faktörü nedeniyle MHP oylarında görülecek birkaç puanlık artış bile AKP ve CHP’yi %36’da buluşturacaktır. MHP oylarındaki artışa, Kepez’de Zeki Başaran’ın CHP oylarını artırması da eklenirse, AKP’nin oyları %30’a kadar düşebilir. Buna benzer bir gelişme bekliyor, seçim yarışını CHP’nin burun farkıyla önde bitireceğini düşünüyorum.

Şimdi bizi “Akaydıncı” olarak suçlayan bir arkadaşımızın, Sayın Mehmet Talay’ın “tarafsız” yorumuna geçelim:

Talay’ın “tarafsız” yorumunun başlığı şu şekilde: “Akaydın’ın anketinden Türel çıktı.”

Bizim keskin zekâmızın şapkadan tavşan çıkarmak için yeterli olmadığını bildiğimizden bu işi Talay’ın nasıl başardığına kafa yorduk:

Talay Akaydın’ın anketini yorumlarken “oy verme oranlarına bakarsak Akaydın %36, Türel %20 olarak açıklanıyor” diyor ve şapkadan tavşan çıkarma işi bu noktadan sonra başlıyor:

Talay oy verme oranlarına göre değil de “Türel’den memnuniyet oranının ortalaması”na başvurarak 5 üzerinden 2.83 rakamını elde ediyor. Bunu 100 üzerinden değerlendirmeye tabi tutuyor ve “Türel’den memnuniyet” oranını %56 olarak “saptıyor”. Talay’ın farkına varmadığı olay, Akaydın’ın anketinde sözü geçenin, 100 kişiden 56’sının Türel’den memnun olması değil, Türel’in hizmetlerinden duyulan memnuniyetin 100 puan üzerinden 56 puanla değerlendirilmiş olması. Bizim yaş grubumuzun Lisede okuduğu dönem değerlendirmesine göre 56, 5,5’tan 6, yani “Orta” demekti. Şimdiki sistemde 100 üzerinden 56 ile sınıf geçilmiyor. Türel’in hizmetlerinden dolayı duyulan memnuniyet notu 100 üzerinden 56 ise,  (yüzde 44’lük memnuniyetsizlik ile) Türel’in %20’lerde kalmasının abes yanı olamazdı.

Bizim “Akaydıncı” olmamız konusuna gelince: Kendi adıma ben Ak (ya da kara) aydıncı değilim ama tarafsız hiç değilim. İçinde yaşadığım toplumun etkin ahlâki öznesi olarak sorumluluklarının farkında olan, durduğu yeri buna uygun seçen biri olmaya gayret sarf ediyorum. Okuma-yazma işinden ekmeğini kazanan biri olarak entelektüel sorumluluğumu da buna eklemem gerekir. Seçtiğim bu etik olduğu kadar siyasal alanla yolları kesişmeyen her yere, herkese karşı taraflıyım. Menderes Türel’e karşı yorumlarımda nesnel davranmam, ona karşı tarafsız olmam gerektiği anlamına gelmez. Menderes Türel, temsilcisi olduğu partinin ideolojisine uygun bir şekilde solcular ve demokratlar başta olsa da, sağcı solcu demeden, kendisine gösterilen yerin dışında kalan herkesi, her kesimi tasfiye eden bir anlayışın ve uygulamanın militanı olarak davranmıştır.

Sadakaya tenezzül etmeyen, çıkar kaygısı gütmeyen her kesimden Antalyalılar, AKP’nin Türel’le ve yerel yönetimi aracılığı ile, bir seçkin azınlık iktidarı oluşturduğunu görmekte, Antalya’nın ekonomik ve kültürel değerlerinin pazarlanmasından nemalanan bu yerel oligarşiye karşı mücadele vermektedir. Taraflı olmak, bu mücadelede benim sözü geçen oligarşinin karşısında yer almamı gerektiriyor.

Akaydın-Türel ikileminin önümüze sürüldüğü noktada yine tarafsız değilim. Monarşinin ve Cumhuriyetin değerlerini savunanlara yakınlık ya da uzaklık konusunda tarafsız olmadığım gibi.

Kısacası, geleneksel toplum yanlılarına karşı modernlikten; Türel’e karşı Akaydın’dan yanayım.

Böylesi bir ikilem dayatıldığında Türel lehine “tarafsız olmamak” da benim saygıma mazhar olabilirdi.

Akaydın’ın şapkasından Türel çıkarma mahareti gösterilmemiş olsaydı eğer.

   

Yayın Tarihi
13.02.2009
Bu makale 5377 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!