Başkan adaylarına çağrı

Vakıf Zeytinliği 3 Mart 2009’da ihaleye çıkarılacak. Antalya’nın kent merkezindeki en geniş arazisi ranta kurban gidebilir.

Lara Kent Parkı mahkeme kararı ile malum şahsa iade edilebilir.

Dokuma Fabrikasının bulunduğu alan üzerinde yapılan hesaplardan, Dokuma’nın akıbetinden henüz haberdar değiliz. Dokumanın istikbalinin parlak olduğunu söylemekten henüz uzağız.

Kundu ve  Belek’teki ormanlık alanlar golf turizmi adına bir avuç Avrupalı-Amerikalı zenginin hizmetine sunulabilir.

DSİ’ye, Köy Hizmetleri’ne, Orman’a, Milli Eğitim’e, Karayolları’na ait çok sayıda tesis, kamu kurumlarına ait çok sayıda arsa ve arazi, “Torba Yasa”yla sağlanan kolaylıklar sayesinde, özelleştirme adı altında hatırlı kişilere peşkeş çekilebilir.

Maden yasasının sağladığı kolaylıklardan yararlanılarak bu şehrin vadileri, dağları, ovaları, nehir yatakları talan edilebilir.

Hiç de rasyonel olmayan bir santral yatırımı uğruna yeraltı sularımız tüketilebilir, kirletilebilir.

 

Antalya ile ilgili ulusal ve yerel medya arşivleri tarandığında, haberler ya da yorumlar içinde  en çok kullanılan sözcüğün “rant” olduğu kolaylıkla görülecektir.

 

Devlet eliyle zengin üretme

 

Devletin elini ekonomiden çekmesi, Ferrokrom örneğinde görüldüğü üzere devlete ait işletmelerin hurda fiyatına satılması; kamu kurumlarına ait tesislerin; Hazine’ye, Vakıflara, Orman’a ait arazilerin özel kişilere bedava devredilmesi ya da tahsis edilmesi anlamına geliyor.

Siyasal ve ekonomik demokrasinin yerel oligarşinin çıkarlarını korumakla yükümlü olduğu kentimizde bütün bu uygulamalar, siyasal partilerin politikalarını dayandırmaya çalıştığı “sessiz çoğunluk” tarafından suskunlukla karşılanmakta; kent varlıklarının, kentin değerlerinin korunması bir avuç çevrecinin ya da sivil toplum temsilcisinin uğraşı haline gelmekte.

Altınova’daki kaçak yapıların yasallaşması, Altınova ve Kırcami’deki tarım arazilerinin imara açılması bu bölgelerde mülk sahibi olanların haklarının korunması adına küçük bir azınlığın dışında herkes tarafından kabul görmekte. Söz konusu küçük azınlık her şeye itiraz eden huysuz yaratıklar olarak değer ve muamele görmekte.

Dokuma alanı, Vakıf Zeytinliği, Lara Kent Parkı alanı, Kundu ve Belek Ormanları; Türkiye’nin en büyük metropollerinden biri olmaya doğru giden bu kentin geleceğini kurtaracak planlamaların en önemli merkezleri olacak özellikteler.

Bu araziler sosyal ve kültürel donatılarla zenginleştirilecek park alanları olmanın dışında herhangi bir uygulamanın konusu edilmemeli.

 

Başkan adaylarına görev

 

Bu alanların ranta kurban gitmemesi, yerel yönetim kurumlarına aday olanların bu alanlara ilişkin somut projelerle Antalyalıların karşısına çıkmalarına, ranta yönelik tasarruf ve uygulamaları teşhir etmelerine bağlı.

Sadece ajitasyon ya da propaganda ile engellenebilecek türden olmayan büyük ölçekli rant uygulamalarına karşı, seçim kampanyası aracılığı ile halkın katılımının sağlanması gerekir.

Katılımcı demokrasinin, Meclis Üyeleri çoğunluğuna dayanarak başkanın her uygulamasını parmak kaldırarak onaylamaktan, çoğunluk kararı ile rantı yasal hale getirmekten farklı bir şey olduğu da bu durumda anlaşılabilirdi.

Mustafa Akaydın ve Kemal Çelik’in ilgili ilçe ya da belde adaylarıyla birlikte halkın katılımını da sağlayarak bu alanların korunmasına öncülük etmeleri beklenir.

 

Talana son verelim

 

Sadece yerel yönetimlerin değil, siyasi parti temsilcilerinin, aydınların, sorumluluk alması gereken Antalyalıların duyarsızlığı ve vurdumduymazlığı sonucu, özellikle sahillerimiz ciddi tahribatlara da uğrayacak şekilde talan edildi.

Turizmin ekonominin diğer sektörleri yanında fetişleştirilmesi, Antalya’nın rant ekonomisine kurban gitmesine neden oldu.

“Devlet eliyle fert zengin etme” başlığı altında Cumhuriyetçi yönetimlerin devletleştirmeci uygulamalarına yapılan eleştirilerin ayağı öylesine havada kalmaktadır ki, devlet eliyle fert zengin etmenin daniskası “özelleştirme” başlığı altında liberel-muhafazakâr yönetimler tarafından yapılmakta.

Kuran kursları ya da kara çarşaf oltasıyla, meclis üyeliği pazarlıklarıyla seçim kazanmaktan; hedefe giden yolda her yol mübah deyip sessiz çoğunluğun beğenisini kazanmaktan; bağırmaktan sesi kısılmış bir seçkin azınlığa güç vermek her dönem ama özellikle şu günlerde daha çok önemli.

 

Yayın Tarihi
12.02.2009
Bu makale 5491 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!