Altınova mı ‘rantova’ mı?

Düden Mahallesi, Menderes Mahallesi, Orta Mahalle ve Sinan Mahallesi’nin birlikte oluşturduğu bölgeye; başka bir ifadeyle Varsak, Gaziler, Düden Çayı ve Serik yolu arasında kalan bölgeye Altınova adı veriliyor. 30 bin nüfuslu Altınova’da 10 bin kişilik çalışan nüfus bulunmakta. Çalışanlar genelde tarım kesiminde görev yapmakta. Diğer bir kesim depolarda ya da ticari mağazalarda çalışmakta. Bu bölgede bulunan en büyük sanayi kuruluşu ANTEKS İplik Fabrikası. Orta Mahalle ve Sinan Mahallesi arasında bulunan mermercilerin de Antalya ekonomisine önemli ölçekte girdi sağladığını belirtmeliyiz. Altınova’da “şhowroom”ların, ticari mağazaların, iç piyasaya ya da ihracata yönelik malların saklandığı depoların yanında Göltaş ve Adobeton’un beton santralleri dağınık olarak yer alan sanayi kuruluşları. 2002 yılında kurulmaya başlayan ticari ya da depolama amaçlı büyük binaların sayısı 2004 yılından itibaren arttı; şu anda Altınova’da 1000’in üzerinde bu tür bina bulunmakta.

 

İmarlar ve iptaller

 

Hasan Subaşı’nın belediye başkanlığı döneminde Kırcami, Altınova ve Çakırlar için imar planı çıkarılmış, 1/5000’lik plan Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından onaylanmıştı. Plan kararı Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Orman Mühendisleri Odası ve Antalya Barosu tarafından mahkemeye verilmiş, karar 2. İdare Mahkemesi tarafından her üç bölgenin de “tarım alanı” olması nedeniyle iptal edilmişti. Hasan Subaşı’nın itirazı Danıştay’dan dönünce planın iptali kesinleşmiş oldu.

Mehmet Atay döneminde ikinci bir çalışma yapıldı; Altınova’nın tamamı planlandı. Mehmet Atay tarafından yaptırılan plan Altınova Tarım Arazilerini Korum Derneği Başkanı Muharrem Bayrakçıoğlu tarafından mahkemeye verildi, İdare Mahkemesi önce yürütmeyi durdurma sonra da iptal kararı verdi.

Menderes Türel döneminde Akdeniz Üniversitesi’nin raporu ve Tarım Koruma Kurulu’nun kararı gereğince Kırcami’de bulunan arazilerin yüzde 50’sinin “tarım dışı amaçlarla kullanılması”nın önü açılmak istendi. Mimarlar Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası’nın İdare Mahkemesi’ne açtığı davadan “yürütmeyi durdurma kararı” çıkınca bu uygulama gerçekleşmedi.

Bu arada Altınova’da “şhowroom”, mağaza ya da depo-antrepo şeklinde kaçak yapılar ardı ardına yükselmeye başladı. Bir ara Altınova’daki kaçak yapıların yıkılması gündeme geldi; Kepez Belediye Başkanı Erdal Öner, yıkım kararını ihaleye çıkarmış göründü ne var ki bu konuda herhangi bir adım atılmadı.

 

‘Cargıll Yasası’

 

Benzer konuları kapsayan bir karar 2004 yılında TBMM’nden çıkarıldı: 5578 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda değişiklik içeren ve tarım arazilerinde kurulmuş fabrika ve tesislere izin veren; bunların faaliyetlerinin devamını güvence altına alan değişiklik  yapıldı. Altınova’da dinlediğimiz birçok kişinin yargısına göre “Cargıll Yasası” adı verilen bu değişikliğe uydurularak Altınova’daki kaçak yapıların kurtarılması yoluna gidilecek, buna uygun imar değişikliği bir öneriyle, oldubittiye getirilerek, muhalefet üyeleri uyutularak Meclis’ten geçirilmiştir. Antalya-Serik yolu üzerinde bulunan çok sayıdaki kaçak yapının “ticari işletme” statüsüne kavuşturulması için bu kararla ilk ciddi adım atılmış oluyordu.

Erdal Öner döneminde Üniversiteden ve Toprak Koruma Kurulu’ndan görüş alınarak, Ticari işletmelerin bulunduğu bölgelerin ticari amaçla kullanılabilmesinin önü tümüyle açıldı.

 

Yeni imar planı

 

Altınova’nın şu andaki durumuna göz attığımızda şu manzara ile karşılaşırız:

Çiçekçiliğin merkezi Menderes Mahallesi’nin yüzde 95’i tarım alanı olarak kullanılıyor. Düden Mahallesi’nde ve Orta Mahelle’de konutların bulunduğu bölgeler imarlı, diğer yerler imarsız. Sinan Mahallesi’nde, Havaalanı karşısındaki Reno Bayii ve Düden Çayı arasında kalan kısım imarlı; Deepo ve doğusunda bulunan, ticari işletmelerin bulunduğu kısımlar imarsız. Halden gelen yolun kuzeyine düşen ve 200 metre genişliğindeki alan imarlı.

Altınova’da yaşayan ortalama insanın yargısı Altınova’da yapılan plan, Altınova İşadamları Derneği yöneticileri ve Kepez Belediyesi bürokratlarının yaptığı ortak toplantılarda alınan kararlarla gerçekleştiriliyor şeklinde.Bu yargıya uygun olarak Meclisten çıkan 5000’lik plana arazi sahipleri itiraz etti. Komisyon itirazı dikkate almaz ve planı uygun bulursa (ki uygun bulacağına kesin gözüyle bakılıyor) mahkeme süreci başlayabilecek.

Diğer yandan mevzi plan yapılan arazilerin 1/1000’lik planı Kepez Meclisi’ne geldi. Plan imar komisyonunda görüşülüyor. Planı Meclis onaylarsa askıya çıkacak. İtiraz olursa itirazlar görüşülecek.

Altınova’nın imarla ilgili sorunlarını ve mevcut uygulamaları Altınova’nın Meclis Üyeleri Arif Kayar, Ali Kesik ve Muharrem Bayrakçıoğlu ile konuştuk. Altınovalı Meclis üyelerinin ortak görüşü, planın Altınova halkı ile değil, işadamlarıyla konuşularak ve işadamlarının görüşleri doğrultusunda yapıldığı; plan yapılırken bölgenin bir bütün olarak düşünülmediği şeklinde.

 

Arif Kayar (CHP Kepez Meclis Üyesi):

Plan bölgenin tamamını kapsamalı

 

Bölgenin bütününü kapsayan genel bir plan yapılmalı. Bu şekliyle değil… Bize söylendiği gibi bir plan yapılmadı. Sadece işadamlarının görüşü dikkate alındı. Halkın çoğunluğu plan istiyor. Tarımsal üretim Menderes Mahallesi’nde çiçek üretimi olarak önemli. Diğer mahallelerde tarımsal üretim büyük ölçekli değil.

 

Ali Kesik (ANAP Kepez Meclis Üyesi):

Emsaller adaletsiz

 

Bölgenin tamamı planlansın. Mevcut planlama bazı kesimlere rant kazandırmaya yönelik. Menderes Mahallesi’nin dışındaki mahallelerde kişisel işletmelerde üretim yapılıyor. Gençler tarım yapmak istemiyor. Belli alanlara yüzde 80 diğer alanlara yüzde 60 emsal verilmesi adaletsizlik.

 

Muharrem Bayrakçıoğlu (AKP Kepez Meclis Üyesi):

Sınır en az 5 kat olmalı

 

Altınova’nın tamamı planlanmalı. Konut olan bölgelerde kat sınırlaması en az 5 kat şeklinde olsun. Kamu arazileri yol kenarında olmasın. Yol kenarında olan kamu binaları içerde kalan bölgeleri görünmez hale getiriyor; dolayısıyla değersiz kılıyor.

 

 

Mehmet Atay (Kepez Belediye eski Başkanı):

Kaçak yapılara meşruiyet kazandırılıyor

 

Altınova, Antalya ekonomisi için ciddi önem arzeden bir bölge. Son yıllarda hızla gelişen, kesme çiçek ihracatının önemli bir bölümü, Antalya-Altınova tarafından karşılanmaktadır. Havaalanı bandındaki “şowroom”ların ve mağazaların kent ekonomisine sağladığı katkı önemsenmeyecek büyüklükte. Hal böyle iken orada ticari faaliyet yürüten büyük mağaza ve “şhowroom”lar imar planı olmadığı için kaçak durumda. Düzensiz bir şekilde kaçak yapılaşma devam etmektedir. 

Bir yandan kanun kural tanımayan kaçak yapılaşma, şehirleşme açısından özellikle Havaalanı karşısında çirkin bir görüntü yaratırken bir yandan da sadece Antalya için değil ülke için ciddi miktarda tarım girdisi sağlayan kesme çiçek üretim alanlarını da tahrip etmekte, bu alanları hızla daraltmaktadır. Bunun yanında Kepez’in Altınova bölgesinde yer alan dört mahallenin yerleşim alanında hiç imar planı yoktur. Burada plansızlık, hızla büyüyüp gelişen Kepez ve Antalya’da şehircilik açısından düzensiz gelişmelere neden olmaktadır. Kentin çağdaş normlarda düzenli planlı gelişimini sağlamak için bu planlamayı yaparken de kentin ekonomik değerlerini korumak kaygısıyla belediye başkanlığım döneminde Altınova’yı planladık. Ama bu plan açılan dava sonunda iptal edildi. İptal gerekçesi ilgili kurumlardan tarım raporunun alınmamış olması idi. Mevcut yönetimin, tarım raporlarını alarak, daha önce kamuoyu tarafından (Kent Konseyi tarafından) kabul gören eski planın ana ilkelerinden uzaklaşmadan yeniden plan yapması gerekirken mevcut kaçak yapıların meşru hale getirilmesi için kısmi plan yapılmaktadır.

Kısmi plan çalışması ticari faaliyeti devam eden “şhowroom”ların ve mağazaların yasal statüye kavuşturulmasını amaçlamaktadır. Bunu bazı kişilerin isteklerini yerine getirmeye yönelik bir çalışma olarak değerlendirmek gerekir. Bu dar bölgede yapılan plan birçok sorunları bünyesinde barındırmaktadır. Ön cepheye 0,80; hemen arkasındaki cephe 0,60 yapılaşma emsali verilirken, depolamak amacı ile inşaat yapılanlara aynı bölgeden 1 emsal verilmesi hukukun üstünlüğü prensibini zorlayan, “mevcut olana uydurma”, kişiye göre plan yapma zihniyetinin ürünüdür.

Bu yöntem Altınova’nın sorununu içinden çıkılmaz hale getirir. Altınova’nın tamamını planlamadan yapılan mevzi planlar, o bölgedeki tarım alanlarının, hızla betonlaştırılarak yok edilmesine yol açabileceği gibi, o bölgede yaşayan nüfusun imar mevzuatına uygun olarak konut yapabilmesine çözüm getirmemektedir.

Altınova’nın planlanması, orada büyükçe çiçek fuarı ve çiçek mezatının yaratılmasını, Altınova’nın doğusunda Altınova’nın geleceği açısından önemli olan mezarlık alanının oluşturulmasını sağlayacaktır.

Altınova’nın soranlarının çözümlenmesinin yolu, alanın tamamının planlanmasından geçer. Ne kadar alanın konut alanı, ne kadar alanın tarım alanı, ne kadar alanın ticari alan, nerelerin tarımsal alan, nerelerin mezarlık alanı olarak ayrılacağının, nerelerin çiçek alanı olarak ayrılacağının kararlaştırılmasından geçer.

Bizim yaptığımız plan, tarım ağırlıklı bir plan idi. Tarımın bir gereği olarak 280 bin metre kare çiçek- mezat alanı düşünmüştük. Dört mahallenin dördünün de yerleşim alanları konuta açılmıştı. “Şhowroom”ların bulunduğu yerler tarım alanı özelliğini yitirdiği için ticari alan olarak düşünülmüştü.

Bizim dönemimizde tek kaçak yapı yapılmadı. İzin vermedim, bu nedenle darılan kimseler oldu.        

 

 

MHP İl Başkanı Aydın Yeşilyurt:

Altınova değil ‘rantova’

 

Başkan Yeşilyurt Kepez Belediye Meclisi Üyesi Vehbi Okudur ve Pınarlı Belediye Başkanı İsa Yıldırım’la birlikte yaptığı basın toplantısında Altınova için yapılan 5 binlik imar planını eleştirdi. Başkan Yeşilyurt planlamada emsal farklılıklarının da dikkat çektiğini vurgulayarak “Altınova tarım alanı. Toprak koruma Kurulu Raporuna dayanılarak yapılan plan dikkat çekici. Bu kurulun son zamanlarda aldığı kararlar kuşku ve endişe verici durumda. Aynı durum AKSA örneğinde de görülmüş; 15 gün içinde iki ayrı rapor verilmişti. Toprak Koruma Kurulu adeta ‘talimatla rapor veren’ bir kurum görüntüsünde. Ayrıca bir bölge için yapılan plan tadilatının emsal değerlerinin yüzde 80, 60, 40 gibi oranlarda farklılık göstermesi bugüne kadar görülen bir şey değil. Plan, buram buram rant kokuyor. Bu emsal farklılıkları yaklaşan yerel seçimlerde ‘AKP’nin harcamalarının finansmanını karşılamak için mi yapılıyor?’ sorusunu akla getirmekte. Altınova, bu tadilatlar sonrasında artık, ‘rantova olarak anılacak’” yorumunu yaptı.

 

Abdullah Durmaz (CHP Kepez Mecli Üyesi):

‘Ben yaptım oldu’ mantığı zarar getirir

 

Altınova birinci sınıf tarım alanı. Bölgenin önceki yıllarda tarım alanı olarak kalması genel bir arzu iken, Antalya’nın gelişmesine paralel olarak Altınova’nın imara açılması talebi artmıştır. Özellikle Havalimanı bölgesi ve Serik yönünde, anayol kenarlarında ve anayola yakın yerlerde izinsiz olarak yapılar birbiri ardı sıra dikilmiştir. Çeşitli işyerlerine ait depolar, bölgenin konumu ulaştırma maliyetlerini azalttığından kaçak yapılaşmaya yönelinmesine vesile olmuştur. Şimdi ele alınan imar planlaması, bölgesel anlamda genel kabul gören bir planlama değil. Kısmen de kaçak yapılara af niteliği taşıyan bir durum ortaya çıkmaktadır. Kepez Bölgesinde Sayın Belediye Başkanı’nın ifadesine göre 3000 gecekondu yıkıldı. Oysa aynı bölgede aynı dönemde işyerleri ve depolarına dönük benzer bir hassasiyet gösterilmemiştir. Getirilen imar planına bu nedenle kuşkuyla bakmaktayım. Bana göre tarımsal yapı korunmalıdır. Zamanında yapılmayan imar planları, kaçak yapılaşmaya yol açmıştır, açmaktadır. Bir bölge korunmak isteniyorsa, kaçak yapılaşmaya göz yumulmamalı; bir yandan imar planlarını geciktirmek, bir yandan da bölgeyi kontrol altına almamak, bazı durumlara göz yummak, istenmeyen durumlara ve sonuçlara yol açmaktadır. Kepez’in çektiği en büyük sıkıntılardan biri budur. 57 bin civarındaki ruhsatsız yapı, Kepez’in kaderi olamaz, olmamalı.

Altınova’da Antalya şehrimizin gelişmesine paralel bir planlama, mutlaka yapılmalıdır. Ancak bu planlama, sadece iktidarda bulunan yöneticilerin parmak sayısına dayalı çoğunluk kararına değil, 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 76. Maddesine göre, Kent Konseyi üyesi olan meslek odalarının, ilgili sivil toplum örgütlerinin ve Altınova halkının ortak görüşleri doğrultusunda yapılmalıdır. “Ben yaptım oldu” mantığı yarardan çok zarar getirecektir. Bu nedenle çağrıda bulunuyorum: İnşaat Mühendisleri, Mimarlar, Ziraat Mühendisleri gibi meslek odalarının; sivil toplum örgütlerinin bir araya gelerek çalışma yapmalarını; yapılacak planlama ile ilgili öneri sunmalarını istiyorum. Zaten Kent Konseyi bu çalışmanın çatısıdır. Altınova, havası suyu ve verimli toprağı ile ancak o zaman “altın ova” olabilir.  

 

 

Hediye Gündüz (Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Başkanı):

Üniversitenin kararı utanç verici

 

Çevre kültürü bilimsel düşünmeyi ön planda tutan bir kültür. Bu ilke doğrultusunda öncelikle çevre değerlerini korumak gerekiyor.

Altınova’da “çevre değerleri” dendiğinde aklımıza şunlar geliyor:

Altınova’da insan diksen yetişecek nitelikte toprak var.

Toprağa değer katan su var.

Bu iki değeri zirveye çıkartan hava kalitesi var. Güneş, ısı ve nem tarım için ideal oranlarda.

1970 yılından bu yana bu değerleri fark eden insanlar tarımsal yatırımlar yaptı. Bugün Altınova’da 40 bin dönümün üzerinde sera var ve bu seralarda çiçek ve sebze üretimi yapılıyor. Bölge insanı sözünü ettiğimiz çevre değerleriyle birlikte, üretimin ihracata dönük olmasından dolayı diğer çiftçilere göre daha iyi şartlara sahip.

Ön taraflara ticari işletmelerini kuranlar arkadakini görmezden geliyor. Antalya’nın en verimli topraklarını tarıma ayırmak gerekir. Arkadaki üretimin de öndeki üretim kadar katma değer sağladığını unutmamak gerekir.

Öndekiler, kentin ekonomik vitrinini oluşturuyor.

Belediyelerin adam kayırması sonucu, kaçak yapılar birbiri ardı sıra dikildi.

Bu arada küresel ısınma gerçeğini göz ardı etmemek gerekiyor.

Altınova şimdiden Türkiye’yi besleyen tarımsal üretim merkezlerinden biri olmuştur. Bölge insanı tarımsal bilgi ile donandı; kaliteli üretim konusunda deneyim sahibi. Gençler, üretim kültürü edinerek büyüyor.

Altınova’da üretilen domatesin lezzeti Türkiye’nin hiçbir yerinde yok. Bu lezzet, her şeyden önce toprağın kalitesinden geliyor.

Bugünkü imar uygulamalarına temel teşkil eden Üniversitenin raporları ve Toprak Koruma Kurulu kararları Altınova gerçeğini çarpıtmaktadır. Üniversitenin söz konusu raporu bilim adamı kimliğinden çok tüccar zihniyetine uygun acz içinde bir rapordur. Altınova’nın doğal değerlerini çiğneyen, utanç verici bir rapordur.

Bölge insanları ve çevreciler olarak iki kez dava açtık; her iki davayı da kazandık; mevcut imar planları mahkeme kararı ile iptal edildi. Mahkeme kararı ile Altınova’nın tarım alanı olarak kalması sağlandı. Bu karar Danıştay tarafından onaylandı.

Bu nasıl bir hukuk sistemidir ki kesinleşmiş, Danıştay tarafından onaylanmış mahkeme kararları geçersiz sayılıyor, yeniden imar planı çıkarılmaya çalışılıyor?!

 

 

Hüseyin Acarlıoğlu (Altınova Sanayici İşadamları Derneği Başkanı):

Yatırım artacak işsizlik azalacak

 

Altınova’daki kaçak yapılaşma konusunda belediyelerle birlikte muhatap kabul edilip eleştirilen, imar uygulamalarının onların görüşleri doğrultusunda yapıldığı iddia edilen Altınova Sanayici ve İşadamları Derneği’nin Başkanı Hüseyin Acarlıoğlu’na ulaşıp, eleştiri ve şikâyetleri ilettik. Bir başka deyişle, eğleştiri ya da şikâyetleri soruya dönüştürüp Acarlıoğlu’ndan cevap istedik.

Acarlıoğlu sorularımızı cevaplarken, çözüm önerilerinde bulunmayı da ihmal etmedi.

 

Sayın Acarlıoğlu, görüştüğüm Altınovalılar (ve Antalyalılar) bölgedeki büyük binaların çoğunun kaçak olduğunu söylediler?

 

Altınova’da imar problemi senelerce çözülemedi; bu iş kangren oldu. Bu çözümsüzlükten dolayı, Altınova bölgesinde arsası ya da arazisi olanlar çaresiz kaldılar ve kullanım için kaçak yapılar yaptılar. Bugün de boşluk bulundukça yapılmaya devam ediliyor. Ticari yapılaşma o kadar geniş bir alana yayılmış ki belediyelerin bu alanı kontrol etme şansı azalmış.

 

Bu işin bir çözümü yok mu? Belediyeler aciz kurumlar mı?

 

Çözüm, artık şehrin içerisinde kalmış bu bölgede ve benzeri bölgelerde imar çalışmalarının neticelendirilmesi. Kaçak yapılaşmanın önüne ancak bu şekilde geçebilirsiniz.

 

Bölge tümüyle imarsız mı?

 

Sabah gazetesinin olduğu yerden Cırnık Köprüsü’ne kadar olan bölüm 1994 yılından bu yana imarlı. Diğer yerler imar kapsamının dışında.

 

Sizin mağazanızın imar sorunu yok o zaman…

 

Evet, buralar imarlı.

 

Bir de ‘emsal’ olayı tartışılıyor. ‘Emsal’ konusuna açıklık getirir misiniz?

 

Bugünün gündemini oluşturan imar planında ön cepheler yüzde 80; arka cepheler (ticari alan ve konut alanları için) yüzde 60 emsal teşkil edecek şekilde düşünülmüş. Yapacağınız yapılar depolama amacı taşıyorsa bu oran yüzde 100. “Emsal” sözcüğü, üzerine yapacağınız binanın arsanızın yüzde kaçı kadar alana sahip olması gerektiğini bildiriyor.

 

Yüzde 80, yüzde 100 abartılı rakamlar değil mi?

 

İşim gereği dünyanın 60’tan fazla ülkesini gezdim; bu ülkelerde incelemelerde bulundum: Ön cephelerde emsal yoğunluğu dünyanın her yerinde fazladır. Ticaretin ve ihracatın merkezi konumundaki bu bölgelerde yüzde 80’in üzerinde emsal verilmesi; arka bölgelerde ise yüzde 80 emsal verilmesi gerekirdi. Bu bizden daha ilerde dediğimiz ülkelerde de böyle. Arka bölgelerde yüzde 40 emsal vardı. Bunun adil olmadığını söyledik, bizim önerimiz de dikkate alınarak arka bölgelerde emsal yüzde 60’a çıktı.

 

Mehmet Atay depo olarak ruhsat alıp yüzde 100 emsal alanların, bir süre sonra depoyu ticari işletme haline getirebileceği kaygısını dile getirdi…

 

Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’e böylesi bir “kaygı”yı biz de dile getirdik. Bu konuyu sağlama bağlayacaklarını söyledi.

 

Bölgede ne kadar sorunlu işletme mevcut?

 

Altınova’da 1000’in üzerinde alışveriş merkezi-depo ya da ticari faaliyet gösterilen büyük binalar var. Bunların hepsinin yıkılması mümkün görünmediği gibi; böyle bir uygulama mantıklı olmaz. Bu işin bir ortasının bulunması gerekiyordu. Firma sahiplerinin her türlü riski göze alarak ve mevcut durum gereği bu yapıları yaptığını belirtmek gerekir.

 

Firma sahipleri ‘masum’ mu demek istiyorsunuz?

 

Burada iki tür yatırımcıdan söz etmek gerekir: Belediyeler kaçak yapılara kent ekonomisine katkısını dikkate alarak “hoşgörülü” davranırken, bu yapıların “gelecekteki imar planı”na uygun yapılmasını; imar planı varmış gibi davranılmasını istiyordu. Birinci tip yatırımcı buna uydu. İkinci tip yatırımcı yangından mal kaçırır gibi davrandı: Alanın neredeyse tamamını kapama yoluna gitti.

 

‘Gelecekteki plan’a uygun davranan cezalandırılmış, ‘yangından mal kaçıran’ ödüllendirilmiş olmuyor mu?

 

Bu tür yapılar için belediyelerin şüyulama yoluna gideceğini; imar planına göre fazlalık teşkil eden bölümlerin karşılığının firma sahiplerinden alınacağını söyleyebiliriz. Zamanında master planı yapılmadığı için bozuk yapılaşma devam etti ve bu boyutlara ulaştı.

 

‘Sorun’lar ticari bölge ile sınırlı mı yoksa tüm Altınova için geçerli mi?

 

Altınova’yı sadece ticari işletmelerin bulunduğu bölge olarak düşünmemek gerekir. Ticaret yapan arkadaşlarımız, yerli köylüler, daha sonra arazi almış vatandaşlarımız aynı cenderenin içinde. Burada güzel bir imar planı yapılır ise, Altınova altından daha kıymetli “pırlanta ova” olacaktır.

 

Altınova’nın toprağının altın olduğu, Türkiye’de benzerinin olmadığı söyleniyor…

 

Toprağın tarım için elverişli olmadığı, Üniversite’nin toprakla ilgili bölümünün hazırladığı raporla belirlendi. Tarımdan elde edilen ürün, masrafları ve üretim için çekilen emeği karşılamıyor. Bunu üreticilerin kendileri de söylüyor. Kesme çiçeğin de zararda olduğu; sorunsuz olmadığı biliniyor.

 

‘Yeni plan’ için son sözleriniz…

  

Dikkat çekilmesi gereken en önemli şey şudur: Bu aşamadan sonra Altınova’da imar çalışmaları arzu edilen şekilde tamamlanmış olursa, bugünkünden daha çok (en az 1000-1500) yeni işyeri açılacak. Bu yatırımlar, 15-20 bin kişiye istihdam alanı açılacağı; 15-20 bin kişinin iş sahibi olacağı  anlamına gelmekte. Bu yatırımlar için hazır bekleyen yabancı sermayeli şirketlerin olduğunu da hatırlatalım.

İşte size bir örnek: Bir İspanyol firması ihracata yönelik, Ortadoğu, Orta Asya ve Rusya pazarı başta olmak üzere dış pazara yönelik tekstille ilgili yan ürünler üretimi ve pazarlama için (fason-yarı üretim için) bölgede yatırım yapmak istedi, faaliyete geçti, yatırım alanı olarak da (bölgenin koşullarının elverişli oluşunu dikkate alarak) Altınova’yı seçti. Bölgede imar olmadığını görünce bu durumu garip karşılayıp yatırım yapmaktan vazgeçti.    

 

Yayın Tarihi
07.10.2008
Bu makale 9266 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
bir altınovalı olarak altınovanın değer kazanmasını istiyorum biz bunu halk olarak çok hakketik ileride çok güzel günler var altınova için

mustafa tuncer 25.03.2009

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!