Şehitler haftasını yaşıyoruz.
Çanakkale savaşı ağırlıklı.
Her 18 Martlarda heyecanlanır yüreğimiz.
Yalan yanlış anlatılarla anlatılır
Bu büyük savaş.
15 yaşında çocukların cephede kırıldığı anlatılır.
Bu anlatı göz yaşına boğar insanımızı
Halbuki 1315( 1899) doğumlulardır bu gençler.
17 yaşındadırlar.
Gönüllü askere alınmanın yaşını on yedi olarak belirlemiştir
O zamanın Genel Kurmayı,
Osmanlı devleti 19-20 yaş gençlerini askere alırdı.
Çanakkale’de 17-22 yaşta şehit olanların oranı %2 dir.
17-32 yaş aralığında şehit olanlar %74 dur.
Yalan yanlış anlatılan şehitlerimiz için
Sekizyıl önce duygularım şöyle belirmiş,
Çanakkale için.
GÜNDE ANI
18 MART 1915 ‘İ
HATIRLAYIŞ
Dün 17 mart 2008
Cahit geldi ofisime.
Bizim Cahit Çarkçıl.
Antalya sanatçılar
Derneği başkanı…
Lafladık edebiyat,
Sanat,tarih, politika
Ve
Zaman içinde kadından.
Bu gün Salı
18 Mart 2008
Zaman içinde kadın’ı
Sunacağız Cahit’le
Gönül dostlarına …
Gönül dostları
1983’den buyana
Her Salı buluşan
Konuşan bir gurup…
Cahit
Dört adet
Kadına yazılmış
Güzel şiir okuyacak.
Bende,
Ademden bu güne
Kadını aksettireceğim.
Slaytlan ekrana…
Cahit ve ben
Türk’ün sorunlarına
Türk gibi bakan
İki yüz…
Türk’ün sorunlarına
Türk gibi baktık.
Ama zaman içinde
Anlaşamadığımız’da
oldu…
Cahit eskiden
Otuz yıl öncelerden
TÖB-DER başkanı idi.
Yani Komünist!
Bende ÜLKÜ- BİR başkanı idim.
Yani Faşist.!
İki azılı düşmandık
Biz
Memleket için.
Demiştiya Orhan Veli
“Neler yapmadık
Memleket için
Kimimiz öldük,
Kimimiz sürüldük”
Ah,
Memleket …
Ne acılar çektirdin
Bize…
Yılar sonra
Acılarımız tat
Oldu bize…
Yine anlaşılamayan
Bir sis, bir karanlık
Var üstümüzde
Memleketimizde…
Memleketi kolay
Vatan etmedik
Biz.
Bu karamsar duygular
İçindeyken,
Çanakkale ve
Şehitler geldi
Aklıma…
Bugün 18 Mart.
Şehitler verdik
Bir zaman Çanakkale’de
İkiyüz ellibin .
Bir okadar da
Düşmandan…
Kanla kemikle
yoğruludur topraklarımız.
Beş bin yıl önceden
Truva’dan bu yana
Çanakkale…
250 bin insanımızın
Çanakkale’de
Şehit olduğunu
Millet olarak
Ezberledik
Biz…
Ne kadar çok şehit
Verirsek
O kadar kahraman
Anılır
Milletimiz….
Milletimizi kahraman
Anılsın diye
Allah Allah nidalarıyla
Ölüme gülümseyerek
Gideriz.
Biz…
Be hey Türk
Düşün
Çin denizinden
Atlas Okyanusuna
Gün doğusundan
Gün batısına
Kanınla sulandı
Tüm Topraklar
Senin ırkın tükenmedi
Yine varsın
Gelecekte de
Var olacaksın
Ama
Anla artık
Ölmekdeğil
Yaşamak
Kahramanlık…
Niye çok şehit
Gururlandırır
SENİ?
Çanakkale de vermedik
250 bin şehit
Resmi askeri kayıt
57 bin
60 binde
düşman kaybı…
Tüm 1. Cihan Savaşı
Kaybın
350 bin
Az mı bu sayı
Bedava mısın
SEN?
Sen kendini
Bedavalaştırdın
ABD. Başkanı
Kore de
Türk askeri
Ucuz asker
“Bedeli
53 sent”
Dedi…
Bu lafa tek baş kaldırıyı
Nazım Hikmet yaptı.
Sana yazdığı
53 sent şiiriyle…
Yıl 1953 ‘de
Yapma bunu Mehmet
Kendini hor ve
Değersiz görme
Yaşamayı SEV
Ölümü yüceltme
Bak beni de yanılttın.
Bende Çanakkale kaybını
250 bin dedim.
Yukarıda…
Ne yapayım
Tarih kitaplarından
Öğrendim…
Belki sen istedin
Sen ölerek kahramanlığı
Seversin…
Bundan sonra dikkat ET
Gaza gelme…
Lüzumsuz
Yere
Ölme…
Ölüm üzer beni
Ölmek lüzumsa
Mutlak
Ölelim.
Çanakkalede;
Kanla, kemikle,etle
Örtülen Toprağa,
Toprak olan,
CANLAR
Şimdi buluttur.
Gölgedir.
Serinliktir.
Ey
Çanakkale topraklarında
Göğe yükselen
Canlar…
Sen
Ekmeğin
Karın
Anan
Çocuğun için
Bizim için savaştın…
Akşam güveyi oldun
Sabah cepheye
Koştun.
Karın bekledi yıllarca
Umutla,
Ama sen dönmedin…
Geçen yıl ölen
Amcamla…
Beydağlarındaki
Aile mezarlığını gezdim.
Belirsiz taşlar vardı
Sıra sıra toprakta…
Tek tek sordum
Amcam’a,
Anlattı amcam ;
“Şu mezar,
Senin küçüğün,
SABRİ
Şu ikisi sabri’nin küçüğü
Süleyman ve Kerim
Şu betonlu çift mezar
Babam Süleyman
Anam Meryem
Şu sıralı taşların
Olduğu mezar
Gelin geldiği günün
Sabahında
Kocası Ahmet’i
Aldı götürdü
Jandarma..
Bir daha dönmedi
Ahmet…
O günden buyana
Ahmet’i bekliyor
Bu
Mezar…
Beydağlarından, Çanakkale’ye
Bir avuç toprak olan
Ahmet!
Ömür boyu
O’nu
bekleyen ,
Adı unutulan,
Gelin
Düşündürdü
BENİ
Şimdi
Büyüklerimizin
Kendilerini büyük
Sananların
Organize
Ettiği salonlarda
Anlatılıyor
Çanakkale…
Hemde bilimsel ünvanlı
Kişilerce …
ŞÖYLE;
Turbedar
Rüya görmüş.
Peygamber Muhammedi
Görmüş …
Demiş ,
Peygamber!
“Şimdi ben
Medine’de değil
Çanakkaledeyim.
Düşmanın karşısındayım”
Boz yeleli atlarla
Gök gözlü melakutla
Ordayım”
Manevi ordularla
Saldırılmış düşmana
Bozguna uğramış,
KAFİR…
Terk etmiş topraklarımızı.
Evet
Şimdilerde
Böyle anlatılıyorsun
Ahmet ve de Mehmet
Ey şehit!
Senin uğruna öldüğün
Ondan güç alarak
Düşmana saldırdığın
Senin dinini
Küçümsüyorlar…
TANRI,
Aklını iyi kullandığın
Cesaretini iyi kullandığın
Tetiği iyi çektiğin
Zaman,
Sana yardım etti.
Mutlak…
Hepten Tanrı işin içinde olsa.
Yıllarca sürer mi savaş?
Kün (Ol) emriyle
Evreni yaratan Tanrı
Kafirle günlerce uğraşır mı?
Bu nasıl akıl
Ey
Şehit?
Bunları konuştuk
Seni çekiştirdik
Cahit’le
Cahit anlattı…
“Muharrem
BEY
Senin evin orda
Dereye ormana
Yakın yerde
Bir dostum vardı…
Şarabı kendi yapardı.
Mahzende…
Yeni şarap yapmış
Davet etti beni
“Gel içelim”
“Yarın gelip içelim”
Dedim.
BEN…
Akşam eve geldim
Bir telefon,
Benim arkadaş ölmüş!
Yıkıldım…
Koştum cenaze evine …
Boylu boyunca uzanmıştı.
Hür ve mutlu uçmuştu
Yarattığı cennete…
Vasiyet etmişti
Güzel can eşine.
“Cenazemde
İstemem imam sesi
Cahit, şiir okusun
Tabutumun başında.
Dostlar
Şiirlerle
Uğurlasınlar beni
Yeni dünyama”
Sanki ermişti adam.
Ertesi gün tabut’un başında
68.kuşağı arkadaşlar…
Dünün çocukları
Yüzleri buruşuk
Kır saçlı adamlar.
Şiirlerle aldık.
Tabutu omuzlara
Yol boyunca şiirler okuyarak
Vardık.
Son durak
Mezara…
Şiirlerle aldık onu
Taputtan
Şiirlerle indirdik
Mezara…
Ölen mutlu gitti
Dünyadan..
Kalanlar elemli”
Dedi
Cahit.
Dünya işte!
Bugün varız,
Yarın yokuz.
İyi şeyler yapmalı,
Erdemli olmalı
İNSAN…
Çanakkale savaşını
Peygamberin
Kazandığını söyleyen
Kafa ile…
Ölümünde
Cahit
Ve
Dostlarından
Şiir isteyen
İnsan
Ve
DOST…
Toplumu yansıtan
İki insan tipi.
Buda bizim gerçeğimiz.
Gerçekleri konuştuk
Cahit’le…
18.03.2008
09.30
DERE EVi ANTALYA