Yolunacak kazlar

Ülkemiz dünya turizm pastasından payını gün geçtikçe arttırmaya devam ediyor. Dünya turizm devleri arasında adından son dönemde sık sık söz ettiriyor. Artan kaliteli yatak sayısı ve temalı tesisleriyle dünya basınında sürekli olarak yer alıyor.

Bu gelişmeler sevindirici şekilde devam ederken geçen hafta Alman RTL televizyonunun bir haberi hepimizin bildiği bazı konuları su yüzüne çıkardı.

Haberde turistlere uygulanan fiyatlarla yerli misafirlere uygulanan fiyatlar arasındaki farklar gizli kamera ile çekilmiş ve bütün çıplaklığıyla gözler önüne serilmişti. Örneğin Avrupa’nın en pahalı havaalanı olma özelliğini taşıyan Antalya havaalanında turiste Hamburger Menüsü 14 Avro’ya satılırken yerli misafirden sadece 9 Avro tahsil edildiğini açık şekilde gözler önüne koymaktaydı. Büyük zincirlerden biri olan bu işletmede bile böyle bir ayrım yapılıyorsa ve buna izin veriliyorsa küçük esnafın, yani belli bir kasa sistemi olmadan, fiyatların bilgisayarda bulunmadığı çantacısında, tişörtçüsünde fiyat farkı olması sanıyorum çok normal. Bu durumun farkında olmamaları mümkün değil diye düşünüyorum.

Küçük esnafın zor günler geçirdiğini turistlerin otellerden çıkmadığını ve alışveriş yapmadığını çok duyuyoruz. Genelde otellerde uygulanan her şey dahil sistemi bu konudan sorumlu tutulmakta ve turistin otelden çıkmadığı söylenmekte. Sorarım size, eğer Türkiye’ye ilk kez geldiyseniz ve kazara çocuğunuz havaalanında siz bavullarınızı beklerken susadı ve siz bir küçük şişe suya 2.5 Avro ödemek zorunda kaldıysanız, sonrasında otelden ayrılır mısınız?

Kendimden örnek vereyim, geçen sene Venedik havalimanında uçak beklerken, canım kahve çekti, Antalya’daki gibi yüksek fiyatlar talep edeceklerini düşündüğümden yerimden kalkıp kafeye gitmedim. Uçak gecikme yapınca boş ver deyip kahve içmeye kara verdim ve utandım. Kahve sadece 0.9 Avro idi.

“Keşke daha önce gelseydim” dedim ve ülkemiz adına üzüldüm. Öyle alışmışız ki havaalanlarında kazıklanmaya. Her yerde aynı zannediyoruz. Venedik gibi bir yerde kahve 90 Sent’e içilirken. Antalya havaalanında 3.5 Avro ödüyorsunuz.

Turistlere yüksek fiyat uygulamasının önüne nasıl geçilir. Çok kolay, Alman televizyoncunun yaptığını yaparak, gizli denetleyerek, ceza keserek, gerekiyorsa dükkan kapatarak. Bu gün ülkemize gelen turistler tatil beldelerinde rahat gezemediklerinden, tacize uğradıklarından şikayet etmekteler. Pazarlarda kendilerine zorla ürün saymaya çalışan yarım yabancı dilleriyle kendilerini zorlayan satıcılardan şikayetçiler. O yüzden otelden bir çıkıyorlar bir daha çıkmıyorlar. Dışarıda kendilerini rahat hissetmediklerinden şikayet ediyorlar.

Otellerimiz çok güzel ama dışarısı ?

İşte bu nedenlerden dolayı ülkemizin lokomotifi olan her şey dahil sistemi devam edecektir. Turist kazıklanma korkusunu evinde bırakarak her şeyin parasını evinde ödeyerek ülkemize gelmeye devam edecek ve tatilin keyfini rezervasyonunu yaptığı otelinde çıkaracaktır.

Ülkemiz turizm konusunda çok yol aldı, fakat görülüyor ki turisti yolunacak kaz olarak görme alışkanlığından hala vazgeçmedi.      

Sevgiyle kalın…

 

Yayın Tarihi
24.08.2008
Bu makale 501 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Volkan Bey, Yine önemli bir konuyu ele almışsınız. Antalya'nın ilk turizmcilerinden ve bir turizm duayeni olarak biz Antalya'da bugün "Turizm" adı altında yapılan bütün bu olumsuzlukları hedeflememiştik. Ayrıca yıllar önce sahip olduğumuz "Misafirperver" markamızı gün gelecek kaybedeceğimizi, turizme başladığımız 1958'li yıllardan 1980'li yıllara kadar hayal bile edemezdik. Empati'nin, Türk misafirperverliğinin ortadan kalmasıyla 1990'lı yılların başında turizme küstüm. Elimden geldiği kadar turizm hakkında konuşmamaya çalışıyorum. Fakat turizm konusunda TV'lerde konuşulanları, köşe yazılarını, turizmde kendilerini yetkili ve bilgili sananların yaptıkları açıklamaları izledikçe, belki inanamayacaksınız ama, çocuklarımın Cem Yılmaz'ın esprilerinden ne kadar çok zevk alıyorlarsa, ben de o kadar ve belki de biraz daha fazla zevk alıyor ve eğleniyorum. Bu nedenledir ki bütün turizm yazılarını, olanaklarım içinde takip etmeye çalışıyorum. Çünkü bu karamsar dünyada o kadar gülmeye ihtiyacımız var ki... Bütün bu okuduklarım ve dinlediklerim içinde Antalya'da tek bir sizin Turizm konusunda dört dörtlük bir birikiminizin olduğunu büyük bir hayranlıkla izliyor; yazılarınızın birçoğunu da biriktiriyorum. Bu yazılarınızın iyi bir seçki ile, belki de "Turizmciye Öğütler" adı altında bir kitapta toplanarak, hem Turizm Meslek Yüksek Okullarında yardımcı ders kitabı; hem de Turizm konusunu yıllardır kavrayamamış, turizmin tabiatında var olan "Hepsi Dahil Sistemi" öcü gibi gösteren, her fırsatta ve rant kargaşasında bu "üç kelimelik turizm deyimini" ağızlarına dolayan sözde turizm bilgiçlerine öğüt vermiş olursunuz diye düşünüyorum. Çünkü onlar Avrupa'da 1855 yılında ilk grup gezi turlarını başlatan İngiliz Thomas Cook'un, Turizmin ortaya çıktığı bu yıllarda turizmi "Hepsi Dahil Sistem" ile başlattıklarını bilmeyebilirler. Biraz uzun oldu. Size ve okuyucularınıza yalnızca şunu söylemek istiyorum: "Yazılarınızı okudukça Türkiye'de az rastlanır, konuya vakıf bir turizm uzmanı olduğunuzu görüyor; Sizin ve Antalya Turizmi'miz adına gurur duyuyorum. Hüseyin Çimrin

Hüseyin Çimrin 26.08.2008

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!