Aspendos trajedisi

Turizmde verimliliği artırmanın en önemli yolu ürünleri çeşitlendirerek kalıcı, sürekli ve uluslararası olmasını sağlamaktır. En az bu kadar önemli olan da bu ürünlere sahip çıkarak onları yaşatmaktır.

Hatırladığım kadarı bu alanda yaratılan en önemli kültürel faaliyet Aspendos Opera ve Bale Festivali’dir. İlk olarak 16 yıl önce başlatılan bu organizasyon Dünya starlarının, 1800 yıllık muhteşem Aspendos’un duvarlarında yankılanan aryaları, dünyanın en iyi korunmuş antik tiyatrosunun rengarenk dekorlarla süslenmiş mermer sahnesi, 10 bin kişi tarafından hıncahınç doldurulmuş tribünleri ve gecenin karanlığındaki ilahi sessizlik…

Hepimizin hafızlarını süsleyen bu Akdeniz resmi maalesef artık tarihe gömülüyor. Çünkü yıllardır Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın herhangi bir ticari kaygıdan uzak olarak tertiplediği bu organizasyon, son yıllarda birtakım aracı kişi ve kurumlarca çıkar sağlamak uğruna uyguladıkları yanlış politikalarla hızla değerini kaybediyor. Önce masraflar kısılarak sanatçılar otobüslerle taşınıyor, sonra uluslararası olan organizasyon programına yurt dışından sadece bir tek grup davet ediliyor ve Dünyanın TS-EN-ISO 9001 belgesine sahip tek festivali bu yüzden sadece yarısı davetli olmak üzere birkaç yüz kişiye sergileniyor. Bu sene sadece Prag Devlet Operası davet edilmiş.

Organizasyonun her sene fiyatının arttırılması yerli ve yabancı seyircinin tepkisini çekiyor. Bu seneki fiyatlar geçen seneye göre yüzde 50 artırılınca seyehat acenteleri de aynı fiyata 500 metre ilerideki Arena’da Anadolu Ateşini satmayı tercih ediyor.

Aynı tarihlerde gerçekleşen Verona Opera ve Bale Festivali’ni günde 20 bin kişi izliyor. Eksikler ve yanlışlar devam ederse, kan kaybı sürer ve belki de 17. Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali’ni göremeyebiliriz.

Dünyanın en iyi 5. festivali seçilen Aspendos Opera ve Bale Festivali için program yapılmasına izin verilen bu tarihi mekan, yüzyıllardır insanoğlunun kültürel varlığını sürdürdüğü en önemli sahnelerden biri olmuştur. Aspendos ovasının bu nadide çiçeği bir an önce tekrar açmalı, yaz gecelerinin sessizliğini sanatçıların nidaları doldurmalıdır.

Ben 16 Haziran gecesi Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin sahnelediği Adam’ın Giselle balesini yaklaşık 500 kişiyle beraber zevkle izledim ve üzüldüm. O cennet mekanın böyle boş olmasına alışık değilim.

Bunun için öncelikle Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tekrar olaya el atması, organizasyonu herhangi bir aracı kurum veya kuruluşa devretmeden, bölgedeki acente, otel ve ilgili kuruluşlarla eserlerin, tarihin, fiyatların belirleneceği ortak bir strateji ile katılımın artması sağlamalıdır.

Aspendos paylaşıldıkça büyüyerek sınırlarımızı aşan ve gelecek yıllarda dünya çapında bir çok etkinliğin tertipleneceği bir miras olmalıdır. Zorluklar ve fedakarlıklarla yaratılmış Aspendos markasını bu trajediden kurtarmak hepimizin boynunun borcu olmalı…

Sevgiyle kalın…

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR