Ciğerimiz yanıyor

Antalya’nın başına gelen en büyük yangın felaketini yaşadığı şu günlerde bu satırları yazmak çok zor.

Cuma günü öğleden sonra Antalya’dan Side’ye doğru yola çıktım. Belek ayrımından itibaren kendimi büyük bir duman bulutunun içerisinde buldum. Güneş artık görünmüyordu.

Duman yanmakta olan Antalya’nın ciğeri diyebileceğimiz Köprülü Kanyon Milli Parkı’nın da içinde bulunduğu ormanlık arazide çıkan yangından kaynaklanıyordu. Side’ye ulaşıp geriye baktığımda gökyüzünü kaplayan ve denize doğru uzanan duman kitlesi giderek büyüyor ve akşamın geç saatlerinde yangının kızıllığı Side’den görülebiliyordu.

Cumartesi sabahı olup biteni gözlerimle görmek için yangın bölgesine gittim. Alanya- Antalya karayolundan ayrılıp Taşağıl Beldesi’ne doğru ilerlerken bir tarafta uçakların, diğer tarafta helikopterlerin yangınla hala mücadele verdiklerini ve yangının Alanya-Antalya karayoluna doğru yaklaşmakta olduğunu, yoldan geçen bir çok vatandaşımızın aracını durdurup bir taraftan haşlanmış mısır yerken diğer taraftan yangını seyrettiklerini gördüm.

İçerilere doğru ilerledikçe durumun ne kadar acı verici olduğunu görmeye başlıyorsunuz.

Bir çok vatandaşımızın evlerini boşalttıklarını ve aceleyle eşyalarını kamyonlara yüklediklerini ve bölgeyi terk ettiklerini görüyorsunuz.

İçerilere doğru ilerlerken yeşil yerini birden siyaha ve griye bırakıyor.

Sanki birden başka bir boyuta geçiyorsunuz. Burada ne renk, ne de hayat var.

İçiniz ürperiyor. Yanmış güzelim çamların ağır kokusu sarıyor her yeri, ağlamak istiyorsunuz. Antalya’ya gelen her misafirinizi alıp götürdüğünüz ülkemizin en güzel bölgelerinden biri olan bu yerlerin içler acısı hali gözlerinizin dolmasına yetiyor.

Daha ilerledikçe Sağırin Köyü’nde hala yanmakta olan evleri ağlayan insanları ve gerçek dramı görüyorsunuz. Her şeyini alevlere kaptırmış yüzlerce insanın boş bakan gözleri içinizi burkuyor ve yapacak bir şeyiniz, söyleyecek sözünüz olmadığı için sadece susuyorsunuz.

Her yer duman içinde alevler her tarafta. İnsanlar bir oraya bir buraya can havliyle koşturuyorlar. Gerçekten yaşananlar canınızı yakıyor ve gözleriniz doluyor.

Bütün bunların Karabük Köyü’ndeki yüksek gerilim hattındaki sürtünmeden dolayı olduğunu gazetelerden okuyunca, “Acaba olması engellenebilir miydi?” diye düşünmeden kendinizi alamıyorsunuz.

O bildiğiniz güzelim ormanlar artık sanki kara kalemle çizilmiş bir resim gibi karşınızda duruyor ve siz çaresizce bakıyorsunuz. Ne kadar acı değil mi?

10 bin hektardan daha fazla ormanlık alan göz göre göre yok oluyor. Toplam 4 köy artık yok, yandı.

Köprülü Kanyon Milli Parkı ve rafting yapılan alana ulaşması da an meselesi gibi görünüyor.

Kelimelerin yetersiz kaldığı bu noktada söyleyecek ve yazacak fazla bir şey kalmadı. Sorulacak fazla soru da yok.

Sonuç geri alamayacağımız büyük ve hala devam eden kayıp.

Ciğerimiz yanıyor, umarım çabuk söner de hep beraber nefes alırız.

Umarım sizler bu satırları okurken yangın durdurulmuş olur.

Sevgilerimle         

 

Yayın Tarihi
03.08.2008
Bu makale 422 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!