Hayaller

Hayalleri olması lazım insanın geleceği şekillendirmek, hayayı güzelleştirmek, alınan zevki arttırmak, iz bırakmak için...

Bizler turizm camiasının emektarları olarak hiç kendimize soruyor muyuz “Neyi ne için yapıyoruz?” diye.

Düşünün uzak diyarlardan evlerini arkalarında bırakarak buraya, ülkemize, bizlere gelen bu insanlar acaba neleri umut ediyorlar ve ne beklentilerle buralara geliyorlar ve bizler bu beklentilerin acaba ne kadarına cevap verecek durumdayız? Ne kadar kulak asıyoruz derdini bizlere anlatan bir yabancıya? Problemlerini oluşmadan çözebiliyor ve geleceği şimdiden görebiliyor muyuz?

Eğer benim yazılarımı okuyorsanız eminim ki ucundan da olsa turizmle uğraşıyorsunuz, bilmem bilebildim mi?

Hangi kolunda olduğunuz önemli değil. Konuya nasıl yaklaştığınız önemli, “insana yatırım yapmak önemli” derler ya, aynı şekilde ağırladığımız insanlara yaptığımız yatırım yapabileceğimiz en önemli yatırımdır. Nasıl mı? Bakın; sektörde hizmet veren konaklama ünitelerinde değişik mönüler ve değişik maliyetler konuşulmaktadır. Maliyetlerin kısılması mönülerde sunulan ürünlerin azaltılıp çoğaltılmasıyla yapılmaktadır. Ama iyi mönü ile kötü mönü arasında maliyet bazında fark bir Euro’yu geçmeyecektir. Ama bu bir Euro ile ulaşacağınız memnuniyet konuklarınızı uzun sürede sizlere bağlayacaktır.

Sanmayın ki potansiyel turist sayısı yıldan yıla artacak ve memnuniyetsizliklere rağmen insanlar yine Türkiye’ye koşacak. Yolculuk yapan insan sayısı artmazken bütün Akdeniz çanağında yeni turizm bölgeleri açılıyor ve sektörde rekabet kızışıyor.

Unutmayın iyi ve kaliteli ürünler yıllar yılı varolmayı sürdürebilirken kısa vadeli düşünceyle sunulan ürünler yok olmaya mahkum olmaktadırlar.

Hayal edin ki bu günden itibaren her karşılaştığımız ziyaretçiyi elimizden geldiği kadar Türk adetlerine göre ağırlayıp, memnuniyetini sağlıyoruz. Hepimiz hep beraber; yatlarda çalışan miçosundan, butikte çalışan satış elemanından, halı ustasından, otobüs şoföründen, tuvalet bekçisine kadar.... Ne olur biliyor musunuz? Mucize olur.

Kalplerini kazandığınız bu insanlar, sizleri, bizleri Türkiye’yi anlatırlar bütün çevrelerine ve derler ki; “Mutlaka gitmelisiniz. Ben böyle sevecen, böyle güzel insanlar görmedim...

Böylece geleceği beraberce oluşturur, ülkemize uzun yıllar ziyaretçi gelmesini sağlarız.

Bu satırları okuyan sizler belli ki eliniz kalem tutmuş ve eskilerin dediği gibi mürekkep yalamışsınız. Eğer biraz olsun anlatmaya çalıştığım geleceği görebiliyorsanız. Ülkemizin parlak geleceğine şu anda gölge düşürenlere engel olun. Kimlere mi?

Sokaklarda gezen turistlerin kollarını çekenlere, çöplerini oraya buraya bırakan bilinçsiz yurdum insanlarına, turistleri yolunacak kaz gibi görüp kazıklamaya çalışanlara. Sadece günü kurtarıp, yarını görebilme yeteneği olmayan insanlar uyandırılmayı bekliyor. Elinizden geldiğince uyanmalarına yardımcı olursak geleceği beraberce şekillendirebiliriz.

İnsana ve yaşadığımız çevreye değer vermesini öğrenebilirsek daha çok uzun yıllar Türkiye konuşulur ve nesiller boyu keyfine doyulmayacak güzellikleriyle Dünya Turizm Borsası’nda en ön sıralarda yerini korur.

Kendinize bir sorun, sizler de size değer verilen, saygı gösterilen, hatta size adınızla hitap edilen yerlerde yeniden bulunmayı istemez misiniz? Ben isterim. O yüzden kaliteli hizmet aldığım beni iyi ağırlayan müesseselerin sürekli müşterisiyimdir.

Benim hayalim; Türkiye’nin, Avrupa’nın turizm merkezi ve vazgeçilmez bir destinasyonu olması. Olabilmesi için her şey var. İnanan, üzerinde emek verecek biz beyinlere ihtiyacı var.  

Bu hayalin herkesin hayali olması dileğiyle...

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
27.07.2010
Bu makale 2448 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!