Türk-Yunan dostluğu

Sevgili Akdenizliler, yaz sezonunun ortalarına geldiğimiz Temmuz ayının sonlarına doğru, sezonun yorgunluğunu biraz olsun hafifletmek ve biraz olsun dinlenmek için her sene beraber çalıştığım genel müdür arkadaşlarımla birkaç gün kendimize zaman ayırıyoruz. Geçen yıllarda denizin üzerinde geçirdiğimiz bu bizler için çok özel olan günleri bu sene deniz aşırı bir yeri görerek geçirelim istedik ve Rodos’a gitmeye karar verdik.

Bundan 20 sene öncesinde Türkiye’nin yatak kapasitesinden daha fazla yatağı olan ve bizlere ulaşılmaz gibi görünen bu turizm cennetini görmek birkaç tesis gezmek ve iki gece kalmak için Fethiye’den bir buçuk saatte Rodos’a giden deniz otobüsü ile yola çıktık. Kakara kikiri süren bir yolculuktan sonra saat 11:00 gibi Rodos limanına ulaştık.

Hepimiz pasaport kontrollerinden geçtik en arkada olan Kemer Beach Genel Müdürü Tanju Bey bir türlü kontrolden geçemedi. Bekle bekle ağaç olduk. Orada bizlere ev sahipliği yapan acentenin yetkilisi olaya müdahale etti ve öğrendik ki Tanju Bey bir süre Kuzey Kıbrıs’ta çalıştığı ve pasaportunda Kuzey Kıbrıs damgası olduğu için ülkeye sokulmuyor.

Hepimiz hüsrana uğradık. Grup halinde 8 kişi iki günlüğüne Rodos’a gidiyorsun. Elindeki evraklarda bir sorun yok gibi görünüyor ama durum öğle değil. Hemen geri dönelim diye düşündük ama nasıl? En erken öğleden sonra saat 5’teki deniz otobüsüyle dönme şansımız olduğunu öğrendik. Hepimizin morali bozulmuş ve neşemiz bir anda sönmüştü. Sonra yerel acente yetkililerinin bin bir ricasıyla Tanju Bey’in pasaportunu gümrükte bırakarak, öğleden sonraki dönüş yolculuğuna kadar bize izin verdiler ve bizler otelimizin yolunu tuttuk. Hepimizde moraller sıfır…

Yola çıkmışız anca beraber kanca beraber, otel lobisinde oturduk, karar vermeliydik. Organizasyonumuzu yapmışız, zamanı bulmuşuz, o kadar yolu gelmişiz şimdi Yunan dostlarımızın bu süprizi her şeyi bir anda alt üst etti. Ne güzel adayı görecek iki güzel gün geçirecek ve ülkemize dönecektik.

Bari öğleden sonraya kadar zamanımız var biraz gezelim bir yemek yiyelim diye şehir merkezine doğru yola çıktık. Çok bakımlı, temiz ve güzel antik şehir merkezinde güzel bir yemek yedik ve çevreyi biraz dolaştık, dönüş zamanı yaklaşıyordu.

Oturduk ve Tanju’nun dönmesine bizlerinde bir gece kalarak, bari gelmişken bir geceyi yaşayalım kararını verdik.

Ertesi gün Tanju Bey’le Marmaris’te buluştuk ve bir geceyi de Selimiye köyünde cennet bir mekanda geçirdik. Ekip yine beraberdi ve keyfimiz yerindeydi.

Sezonun tam ortasında böyle olaylı bir ara hepimize çok iyi geldi.

Rodos maceramız kısa oldu ama bir daha gördük ki Türk-Yunan dostluğu diye bir şey yok. Onlar hala geçmişte yaşıyorlar ve bizleri ellerinden gelen her noktada zora sokuyorlar.

Ne güzel düşüncelerle gittiğimiz Rodos’tan pek de dostane olmayan duygularla geri döndük. Aman dikkatli olun pasaportunuzda kuzey Kıbrıs damgası varsa Yunanistan’a gitmeyin.

Bu bağlamda bu organizasyonda bizlere destek veren Yeşil Dalyan’ın sahibi Nami Bey’e teşekkür ediyorum.

En çok hoşuma giden şey şehirde dolaşırken hiç kimsenin rahatsız etmemesi oldu. Rahat rahat geziyorsun, hiç kimse bir şeyler satmak için sizi rahatsız etmiyor. 

Sevgiyle kalın….

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
10.08.2009
Bu makale 2608 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!